2019 değerlendirmesi
Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayan çelik sektörünün 2019 yılındaki birincil gündem maddesi ABD, AB, Kanada gibi önemli ihracat pazarlarında karşı karşıya kaldığı korumacılık önlemleri oldu. Haksız yere uygulanan korumacılık engellemelerine rağmen ihracatımızı yükseltmek için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdiğimiz 2019 yılını kapatırken, miktar bazı ihracatımızın 20 milyon tonu aşacağını öngörüyoruz. Değer bazı ihracatımızın ise geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz 15,6 milyar doların gerisinde kalacağını düşünüyoruz.
2019 yılının ilk 11 ayında miktar bazında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk üç ürün sırasıyla inşaat çeliği, yassı sıcak ve dikişli boru olurken, aynı zamanda bu ürünler maalesef ki en çok ihracat azalışı yaşadığımız ürünlerin de başında yer aldı. Bunun yanı sıra; en fazla ihracat artışı ise inşaat aksamı, kütük ve yassı kaplamada meydana geldi.
2019 yılının Ocak-Kasım döneminde ABD’ye miktar bazı ihracatımız yüzde 72 düşerken, AB’ye ihracatımız ise yüzde 18 geriledi. Yaşanan kayıplara karşın 2019 yılını 20 milyon tonu aşkın ihracatla tamamlayacak olmamızın nedeni Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde Türk çelik ürünlerine yaşanan talepteki artıştır.
2020 beklentileri
Çelik İhracatçıları Birliği olarak Türk çeliğini dünyaya tanıtmaya, ihracat yelpazemizi genişletmeye ve maruz kaldığımız korumacılık önlemleri karşısında sektörümüzü savunmaya 2020’de de devam edeceğiz. Çelik ticareti gerçekleştiren ülkelerin Dünya Ticaret Örgütü kurallarına bağlı kalması ve haksız koruma tutumlarından bir an önce vazgeçmeleri 2020 yılında en büyük beklentimizdir. Bununla birlikte siyasi olarak alınan bu kararların ortadan kaldırılmasına yönelik Ticaret Bakanlığımız tarafından yürütülen süreci Birlik olarak yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Yeni pazar arayışlarımız doğrultusunda payımızın istenen seviyelerde olmadığı bölge ve ülkelere sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceğiz. 197 ülkeye ihracat gerçekleştiren Türk çelik sektörümüzün hedef pazarlarını Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Batı Afrika olarak belirledik. Ayrıca Meksika, Peru, Şili, Nijerya, Gana ve Fildişi Sahilleri gibi ithalatlarında payımızın az olduğu ülkelerdeki potansiyelin ihracatçılarımız tarafından tam anlamı ile değerlendirilemediğini görmekteyiz. Bu nedenle 2020’de belirtilen ülkelere ihracatımızın daha da ön plana çıkması için çalışacağız.
URGE projelerimiz doğrultusunda alt sektörlerimize yönelik çalışmalarımızı devam ettirecek, sektörün bir araya geldiği konferans ve fuar organizasyonlarını yakından takip etmeye devam edeceğiz. Tüm bunların yanı sıra üyelerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek eğitim programlarımızı ve üye ziyaretlerimizi koordine etmeyi sürdüreceğiz.
Çelik dış ticaretine konu ülkeler ve söz konusu ülkelerdeki ihracatçı firmalar birbirleri ile entegre yapıdadır. Çelik sanayinin yarı mamul ve girdi maliyetleri ile doğrudan ilişkili olması sektörü, gelişmelere karşı daha da kırılgan yapmaktadır. Bunun yanı sıra; katma değerli ürün üretimine yönelik yatırımların sektörümüze sağladığı avantajların oldukça önemli olduğunu biliyoruz. Ancak bu yatırımların sektörümüz için yeterli olmadığının da farkındayız. Bu sebeple yeni yatırımların, ithal ürünlere ikame olacak şekilde hedeflenerek planlanması ve dünyada talebin giderek arttığı uç ürünlere yönelik olması, sektörün gelişimi açısından önem teşkil etmektedir. Bu durumun ithalatın azalmasını sağlayacağı gibi ihracatın artışına da katkı sağlayacağının bilinciyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Çelik İhracatçıları Birliği olarak en önemli görevimiz, çelik ihracatını artırarak sektörü daha da ileriye taşımaktır. Bu hedef doğrultusunda 2020 yılında da elimizden gelen tüm gayreti göstermeye ve her koşulda ihracatçılarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.