Çelik Dış Ticaret Derneği’nin 19 Mart tarihinde online olarak gerçekleştirdiği Söz Sizde - Çelik Sohbetleri toplantısında genel bir çerçevede Türkiye çelik sektörünün yaptığı ithalata, ithalatın sürekliliğine ve kapasite kullanım oranlarının düşük olmasına rağmen neden ithalat yapmaya devam edildiğine değinildi.
Dernek Başkanı Namık Ekinci’nin açılış konuşmasının ardından katılımcıların söz almasıyla devam eden toplantıda, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, dernek olarak her zaman yerli üretime öncelik verildiğini belirterek Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkenin Çin olduğuna dikkat çekti. Yayan, cazip bulunan fiyatlardan yapılan ithalatın daha sonra ciddi faturalar ödettiğini ifade etti. İthalatın tüketim içindeki payının %40,9’a çıktığının altını çizen Yayan, bu oranın kabul edilemez olduğunu, Çin’in yaptığı ihracat konusunda sert bir şekilde eleştirilmesine rağmen bu ülkeden ithalatın devam ettiğini söyledi. Yayan’a göre ithalatın düşürülmesi için ABD ve Avrupa’nın yaptığı gibi sert tedbirlerin getirilmesi gerekiyor.
CIEC Group Genel Müdür Yardımcısı ve Orta Doğu Genel Müdürü Hüseyin Ocakçı, 2023 yılında ithalatın arttığını ve bunun başlıca kaynağının Çin olduğunu belirtirken asıl nedeninin Türkiye’nin 2023 yılının Şubat ayında yaşadığı deprem felaketi olduğuna işaret etti. Ocakçı, ithalatın ticari nedenlerle artmadığını ve talebin yükselmesine rağmen fiyatlarda büyük bir değişiklik olmadığını ifade etti. Çin'e odaklanmaktansa Çin'in Dubai ve Suudi Arabistan gibi başka ülkelerde yaptığı yatırımlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Ocakçı, bu ülkelerden yapılan ithalatı engellemek adına neler yapılabileceğinin konuşulmasının önemli olduğunu ifade etti. Bununla birlikte Ocakçı’ya göre hammadde ile yarı mamul ithalatının düşürülmesi durumunda ülkenin yassı mamul segmentinin ihracat gücünün de inşaat demirinde olduğu gibi düşmesi kaçınılmaz.
Çelik Dış Ticaret Derneği Yönetim Kurulu Sektör Danışmanı Asuman Gürsoy, Türkiye’de katma değerli ürünlere yönelik yatırımlar arttığı ve üretim bölgeselleştiği için galvanizli sac ve boyalı sac gibi ürünler için ihracat baskısının arttığını, bu nedenle ucuz hammadde ihtiyacının yükseldiğini belirtti. Gürsoy’a göre bu ihtiyacı karşılamak için üretim maliyetini düşürecek tedbirler alınması gerekiyor. Bununla birlikte Gürsoy 2023 verilerinin özel durumlardan dolayı çok dikkate alınmaması gerektiğini ve ithalatın giderek düşeceğine inandığını ifade etti.
Sıcak rulo sac özelinde konuşan Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) Genel Sekreteri Mehmet Zeren, boru üretiminde kullanılan sıcak rulo sacın yaklaşık %40’ının ithal edildiğini, bu ithalatın asıl nedeninin üretimin tüketimi karşılayamaması olduğunu öne sürdü. Zeren’in ifadelerine göre yurt içindeki üreticilerin termini geç vermeleri ve zamanında teslimat yapılmaması da ithalatın artmasının nedenlerinden biri. Öte yandan inşaat demiri satışlarının TL bazından yapılıp sıcak rulo sac satışlarının dolar bazında yapılması da üreticiler açısından dezavantaj yaratıyor. Zeren, Türkiye’de sıcak rulo saca %15 vergi uyguladığını ve bu vergi oranının dünyada uygulanan oranın neredeyse iki katı olduğu belirtti. Bu verginin yanı sıra, henüz belli olmasa da açılan antidamping soruşturmasının sonuçlarına bağlı olarak üreticilerin hammaddeye uygun fiyatlardan ulaşma konusunda daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini ifade etti. Vergilerin iç piyasadaki fiyatları da yükselterek yurt dışındaki rekabeti olumsuz etkilediğini ifade eden Zeren, “Bu durum dış piyasalarda rekabet etmemizi engelliyor, en büyük rakiplerimiz olan Çin ve Hindistan hammaddelerini iç pazarlarından çok daha uyguna temin edebiliyor,” şeklinde konuştu. Zeren, sıcak rulo saca uygulanan vergiye bağlı olarak yapılan slab ithalatına da dikkat çekti. 2023 yılında 2,7 milyon mt slab ithal edildiğini ve bu ithalatta %22,4 vergi uygulandığını belirten Zeren, slab dahilde işleme kapsamında ithal edildiği sıcak rulo saca dönüştürüldükten sonra yurt dışına ihraç edildiğini ve bu nedenle iç piyasanın bu sıcak rulo sacı kullanamadığını söyledi. Bununla birlikte slabtaki verginin kaldırılması için bakanlığa başvuruda bulunduklarını ancak isteklerinin reddedildiğini ifade etti.
Bilecik Demir Çelik Genel Müdürü Muammer Bilgiç ise ithalatın iç talep ile çelik sektörünün kapasite ve ürün cinsi yapılanması arasındaki farktan kaynaklandığını öne sürdü. Bilgiç’e göre Türkiye’de çelik tüketimi Almanya ve Japonya gibi ülkelere yakın olmasına rağmen çelik sektörü bu talebi ürün cinsinden karşılayamıyor. Bununla birlikte Türk çelik sektörünün bir dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Bilgiç, yeni yatırımların pek çoğunun yassı mamulleri hedeflediğini belirterek sektörün yassı mamul üretimine geçiş yapmakta olduğunu belirtti. Öte yandan Türkiye’de kapasite kullanım oranlarının düşük olmasına dair konuşan Bilgiç, Türkiye’den daha fazla çelik tüketimi yapan Güney Kore’ye kıyasla Türkiye’nin neredeyse 3 katı filmaşin kapasitesi olduğu örneğini vererek geçmişte yanlış kapasiteler konusunda tercih yapıldığını düşündüğünü ifade etti. Bilgiç’e göre, gereksiz ve düşük katma değerli bir kapasite için enerji kullanımı da çelik sektörünün geleceğine zarar veren bir durum.