Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan ile sektörün 2021 yılını nasıl geçirdiğini ve 2022 yılı beklentilerini konuştuk.
Türk çelik sektörü korumacılık önlemlerinin yanı sıra pandeminin gündemde kalmaya devam ettiği 2021 yılında da tecrübesi ve gelişmelere hızlı adapte olabilme yeteneği ile hem üretimini hem de ihracatını artırmayı sürdürdü. Önceliği Türk imalat sanayinin çelik ihtiyacını karşılamak olan sektörümüz sene boyunca geleneksel pazarlarına ihracatını sürdürürken, Çinli çelik firmalarının hız kesmesini de fırsata çevirerek Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya’ya satışını yeniden artırmayı başardı.
Tüm bu yaşananlar sonucunda sektörümüz 2021 yılını hem üretimde hem de ihracatta büyük bir rekorla kapatacak. Sene sonu ihracatımızın miktarda 24 milyon ton, değerde ise 22 milyar dolar civarında gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Üretimde ise 40 milyon ton rakamına ulaşacağımızı öngörüyoruz.
Sektörümüz yukarı yönlü ivmesini sürdürürken, çelik sanayinde yoğun olarak tüketilen enerji ve hammaddede dışarıya bağımlı olunmasının getirdiği olumsuzlukların da bilincindeyiz. Bir de bunların üzerine hammadde ve enerjideki fiyat artışlarının maliyetimize yansımaları çok ciddi boyutlara ulaşıyor diyebiliriz. Trend haline gelen korumacılık önlemlerinin önümüzdeki yıllarda da sektörümüzü olumsuz etkilemeye devam edeceğini biliyoruz. Gelişmiş ülkeler kendi aralarında serbest ticaret anlaşması yollarını açarken bizlere karşı korumacılık duvarlarını yükseltmeye devam ediyorlar. Bu durumda bizim de yerli sanayimizi dış etkilerden ve haksız rekabetten korumak için önlemler almamız gerektiğine inanıyoruz. Zira bizler, beyaz eşya, otomotiv ve makine sanayinin ihtiyacını ne kadar uygun koşulda sağlayabilirsek, bu sektörlerin hem iç hem de dış pazardaki rekabet gücüne, ihracatımıza ve dolayısıyla da ülke ekonomimize katkı vermiş oluruz.
Çelik, modern dünyamızda en çok kullanılan metaldir. Üretiminde yoğun olarak kullanılan karbonun salımı ise bugün global çelik sektörünün gündeminin en üst sıralarında yer alıyor. Üretici ülkeler, karbon salımının azaltılmasına yönelik çeşitli girişimlerde bulunmaya başladı. Türk çelik sektörü olarak ülkemizin 2050 karbon salımı taahhüdünde üzerimize düşen katkıyı sunacağız ve bunun için de elimizden gelenin fazlasını yapacağız. Ancak Avrupa Birliği’nin uygulamaya alacağı Sınırda Karbon Düzenlemesi ile bölgeye ihracat yapan çelik firmalarımızın maliyetlerinde önemli artışlar yaşanacak. Bu da sektörümüzün rekabet gücünü ciddi anlamda düşürecek. AB ile aramızdaki karbon fiyat farkının sektörümüze yansıtılmaması için birlik olarak konunun takipçisi olacağız.
Bunların yanı sıra çelik talebinin globalde arttığını gözlemliyoruz. Bu durumun 2022’de de Türk çelik sektörümüzü olumlu etkileyeceğine inanıyoruz. Fırsatları değerlendirerek önümüzdeki yıl da tüm oluşacak olumsuzluklara göğüs gererek sektör üretimimizi ve ihracatımızı artırmak için hız kesmeden çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Ayrıca Türk çelik sanayimiz, küresel ölçekte değişen üretim yöntemleri ve teknolojik dönüşümde dünyayla eşdeğer özelliklere sahip bulunuyor. Ama ihracat birim fiyatını yükseltecek yatırımlara önem verilmesi gerekiyor. Nitelikli üretime yönelik yatırımların önünün açılması ve sektörün rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecek düzenlemelerin yakından takip edilmesi ile yıllardır yaptığımız gibi bundan sonra da rakiplerimizle rahatça rekabet edecek güce ve kapasiteye sahip olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim.