Tüccarlar komitesi başkanı Duferco’dan Wilhelm Alff, sektördeki temel sorunun ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimin bitip bitmeyeceği olduğunu söyledi. Yöneticiler değişmediği sürece gerilimin de muhtemelen devam edeceğini ifade eden Alff, “Her halükarda sonuç çok değişmeyecek, çünkü Çin ABD piyasasında aktif değil” dedi. ABD’nin Türkiye’den ithal inşaat demirine uyguladığı antidamping vergilerini düşürme ihtimalini yorumlayan Alff, bu olsa bile Türk üreticilere avantaj sağlamayacağını çünkü Türk üreticilerin ABD’li inşaat demiri üreticileri ve hiçbir vergi uygulanmayan Meksika’dan ithal inşaat demiri teklifleriyle rekabet edemeyeceklerini belirtti. Ticari engellerin varlığında tüccarların rolünün daha da önem kazandığını çünkü tüccarların riskleri göze aldığını ifade etti.
Alff, elektrik ark ocaklarının yüksek fırınlara kıyasla 40-50$/mt’luk bir fiyat avantajı bulunduğunu, tüccarlar komitesinin ise hurda fiyatlarındaki düşüşün sona yaklaştığına inanarak bu farkın yakın zamanda daha dengeli olmasını beklediğini söyledi.
Öte yandan, Türk çelik sektörünün kapasite kullanım oranlarını yaklaşık %50’ye düşürmesine dikkat çeken Alff, piyasadaki mamul miktarında önemli bir düşüş olduğunu belirtti. ABD ve Avrupa’nın Türk üreticilere kapalı olmasından dolayı Türk üreticilerin Uzak Doğu, Yemen, İsrail ve Afrika pazarlarına yöneldiklerini söyleyen Alff, şimdiden Uzak Doğu pazarına hakim olan Çinli üreticilerden bir miktar pay kapmayı başardıklarını ifade etti. Çinli çelik üreticilerinin üretimlerini artırmalarına rağmen, bunun çoğunun iç piyasalarında kullanıldığını veya stokta tutulduğunu belirtti.
Alff’e göre, Çin uzun mamullerde piyasadan tamamen çekilmeyecek, fakat kesinlikle Türkiye ve Orta Doğu’dan verilen fiyat teklifleriyle rekabet etmekte zorluk yaşayacak. Türkiye’nin bugün Güneydoğu Asya bölgesinde daha iyi bir pozisyonda olduğunu söyleyen Alff, yine de bunun istekten ziyade gereklilikten dolayı olduğunu ifade etti.
Alff, son olarak, AB’nin koruyucu vergiler konusunda yaptığı değişikliğe değindi. Bu değişikliklerin özellikle Türkiye’yi hedef aldığı konusunda hemfikir olduklarını belirten Alff, AB’nin kotayı belirlerken Türkiye’nin AB’ye en fazla ihracat yaptığı yılı hesaplamanın dışında tuttuğunu ve bunun sonucunda Türkiye’ye nispeten daha düşük bir kota verdiğini söyledi. Ayrıca, bazı ülkelere muhtemelen hiç dolduramayacakları kotaların neden verildiğini de anlamadıklarını vurguladı.