Multi Metal Satış Müdürü Hanife Wideberg ile paslanmaz sektöründeki son durumu konuştuk.
Paslanmaz sektöründeki son durum hakkında bilgi verebilir misiniz?
Paslanmaz sektörü malzeme satışı üzerine kurulu olduğundan ve Türkiye’de genel olarak her sektör etkilendiğinden dolaylı olarak biz de etkilenmekteyiz. Bu sebeple tabii ki piyasamızda işler yavaşlamış, özellikle tahsilat zorlukları ve konkordato korkuları hepimizi tedirgin etmektedir. Ancak bütün bunlara rağmen, paslanmaz çelik kritik yerlerde de önem arz ettiğinden (savunma, medikal ve enerji santralleri vs. gibi) kullanımı ve talep sürekliliği vardır. Yine de genel gidişata göre kullanımı düşmüştür.
Talep ve fiyatlardaki gidişat hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Taleplerdeki düşüklük, fiyatlara da yansıdığından paralel olarak fiyatlar da düşmüştür. Yurt dışında da fiyatlar düşük seviyede seyrediyor, çünkü resesyon yurt dışında da etkisini gösteriyor. Şimdilik fiyatlarda bir artış beklemiyoruz, gelişmeleri takip ediyoruz.
İthalatın yol açtığı rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de kısıtlı miktarda (250 bin ton/yıl sac olarak, 10 bin ton/yıl boru olarak) paslanmaz çelik üretimi mevcut. Sac olarak Türkiye’nin mevcut kullanımı 700 bin – 800 bin ton/yıl ve diğer kalemler 50 bin ton/yıl olarak seyretmektedir, dolayısıyla zaten bizim sektörümüz ithalata dayalı bir sektör. İthalat, sadece alım gücü yüksek olan firmaların, gerek kredili alımları gerekse alım miktarlarının yüksekliği sonucunda piyasaya düşük fiyatlı satış yapabildikleri için, domine etmelerine sebebiyet vermektedir. Bu da piyasa içi rekabeti artırmaktadır.
Çin ve Endonezya’dan ithalata karşı devam eden antidamping vergisi soruşturmasının yakın zamanda sonuçlanması bekleniyor. Bunun piyasaya etkileri ne olacak?
Çin ve Endonezya’dan yapılan ithalata karşı açılan antidamping soruşturmasının Eylül 2025 gibi sonuçlanacağı konuşuluyor. Eğer bu yabancı üretici firma lehine çıkarsa, Türkiye’de yoğun kullanılan özellikle mutfak ekipmanları ve aletleri üreten firmaları dolaylı olarak etkileyecektir. Bu da dolayısıyla daha önce basın toplantısı düzenleyip bilgi veren dernek başkanları veya genel sekreterlerinin de belirttiği gibi onları zora sokacak gibi görünüyor. Bu tabii ki soğuk sac satan (antidamping sadece soğuk sac için geçerli ve en çok satılan grup da bu sac grubu) satıcıları ve bunu üretiminde kullanan üreticilerin kullanım ve satışlarını etkileyecektir diye düşünüyorum.
Tüm dünyaya yayılan korumacılık politikalarını nasıl yorumluyorsunuz?
Politik açıdan ve ülkelerin çıkarları doğrultusunda bakıldığında bu resesyon ortamında, bunu uygulayan ülkelerin politikacılarının kendi vatandaşları adına doğru olanı yaptıklarını düşünüyorum. Ancak eğer yanlış alınan kararlar var ise zaten o toplumun insanları yaşadıklarını ifade edip doğru ya da yanlış olduğunu hükümetlerine anlatıp yönlendirebilirler diye düşünüyorum.
Mevcut ekonomik koşullar piyasayı nasıl etkiliyor?
İhracatımız şimdilik kısıtlı ve az, geliştirmek için sosyal medyanın her kanalını aktif şekilde kullanıp başka enstrümanlar geliştirmeye çalışıyoruz.
Yeni yatırımlarınız varsa bilgi alabilir miyiz?
Yeni yatırımımız şu anda yok, bir kolda üretim yapmayı planlıyoruz. Deneme çalışmalarından cevap alırsak yatırım kararını ona uygun olarak gerçekleştirebiliriz.
Mevcut ekonomik koşullar piyasayı nasıl etkiliyor?
Mevcut ekonomik koşullar, herkesin ana sorunu olan paraya ulaşamama ve yüksek faizler nezdinde zorluk oluşturuyor. Her sektör mutlaka özsermayesi dışında ek kaynağa ihtiyaç duyuyor. Özellikle tahsilatlara bağımlı olmak, her sektörün olmazsa olmazı olduğundan buradaki aksamalar bütün sektörleri direkt etkilemektedir.
2025 yılı nasıl geçiyor, yılın kalanına ilişkin beklentileriniz neler?
2025 yılı, 2024’ten, en azından bizim ümitli olduğumuz kadar, farklı geçmedi. Hatta konkordatoların artması daha da olumsuz etkiledi. Ama herkesin bir çıkış yolu oluşturması, bir rota çizmesi gerekiyor gibi görünüyor. Dileriz 2026 hepimizin yüzüne güler de tüm dünya olarak hem çevremizi kirletmeden hem de üretimimizi düşürmeden hayatımıza devam edebiliriz.