Sarıtaş Paslanmaz Çelik Genel Müdürü Selçuk Sarıtaş ile Yalova'daki yatırımlarını ve piyasadaki son durumu konuştuk.
Paslanmaz çelik sektöründeki son durum hakkında bilgi verebilir misiniz?
Paslanmaz çelik sektörü hem küresel hem de yerel düzeyde dönüşüm sürecinde. Allied Market Research[1] tarafından yayımlanan bir rapora göre 2023 yılında 120 milyar ABD doları değerindeki küresel paslanmaz çelik pazarının, 2032 yılına kadar yılda ortalama yüzde 5,1 büyüyerek 205 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Sanayi talebi, inşaat, otomotiv ve enerji gibi alanlarda paslanmaz çeliğe yönelik ihtiyaç artıyor.
Türkiye özelinde ise, yıllık paslanmaz çelik tüketiminin 600 bin tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu talebin çok büyük bölümü ithalatla karşılanıyor. Yerli üretimin bu tabloya cevap verecek seviyeye ulaşması, stratejik öneme sahip. Sarıtaş olarak bu tabloyu dikkatle analiz ediyor, Yalova’da başlattığımız entegre tesis yatırımıyla dışa bağımlılığı azaltacak, ülkede katma değerli sanayi üretimini artıracak adımları atıyoruz.
Talep ve fiyatlardaki gidişat hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Talep tarafında yılın ilk yarısında özellikle iç pazarda bir yavaşlama gözlemledik. İnşaat, otomotiv ve beyaz eşya gibi paslanmaz çeliğin yoğun kullanıldığı sektörlerdeki durağanlık pazarı doğrudan etkiledi. Ancak yılın ikinci yarısına yönelik toparlanma sinyalleri mevcut. Özellikle sanayi üretimindeki artışa paralel olarak yılın kalanında talebin daha dengeli seyretmesini bekliyoruz.
Yalova’daki yeni yatırımınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
2024 yılında Yalova Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde arazi yatırımı ile başlayan süreç, yalnızca Sarıtaş’ın değil, Türkiye’nin sanayi tarihi açısından da önemli bir dönüm noktası. Bu yatırım tamamlandığında yıllık 800.000 ton üretim kapasitesine sahip, yerli ve milli bir entegre paslanmaz çelik üretim tesisine kavuşacağız. Türkiye'nin mevcut 600.000 tonluk soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik ihtiyacını tek başına karşılayabilecek büyüklükte bir yapılanmadan söz ediyoruz. Yatırımımız dört fazdan oluşuyor. İlk iki fazda soğuk haddeleme hatlarını 2027 yılında devreye alarak 400.000 tonluk üretim kapasitesine ulaşacağız. 2028 yılında sıcak haddeleme hattı, 2030 yılında ise çelik ergitme tesisimizin tamamlanmasıyla tam entegre yapıya geçeceğiz. Bu proje ile yalnızca ithalata bağımlılığı azaltmayı değil, aynı zamanda ülkemizi paslanmaz çelik üretiminde bölgesel bir güç hâline getirmeyi hedefliyoruz. Toplamda 1.200 kişiye istihdam sağlayacak bu yatırım, ülkemizin sanayide katma değerli üretim vizyonuna güçlü bir katkı sunacak.
Çin ve Endonezya’dan ithalata karşı devam eden antidamping vergisi soruşturmasının yakın zamanda sonuçlanması bekleniyor. Bunun piyasaya etkileri ne olacak?
Bugün Türkiye’de entegre bir paslanmaz çelik üretim tesisi bulunmaması, sektörün gelişimi önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Mevcut kapasite yalnızca 200.000 tonla sınırlı ve iç pazarda tüketilen paslanmaz çeliğin yüzde 70’inden fazlası ithalat yoluyla karşılanıyor. Bu tablo, yalnızca yerli üreticiyi değil, tüm sektörün rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Sarıtaş olarak başlattığımız yatırımın, sektördeki bu yapısal sorunu çözme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak bu süreci yürütürken sektörün diğer oyuncularını dışlamadan, kapsayıcı ve dengeli bir iletişim dili benimsememiz gerektiğinin farkındayız. Sektörde birden fazla oyuncunun rekabet edilebilir şekilde üretim yapmasının sonucunda fiyatlarda doğal olarak bir dengelenme olacaktır. Antidamping gibi dışlayıcı önlemler yerine, yerli üretimi teşvik eden ve kamusal faydayı gözeten uzun vadeli stratejilere ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.
İhracat piyasalarındaki konumunuz ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Sarıtaş olarak bugün 65’in üzerindeki üretim hattı ile Avrupa’nın en kapsamlı paslanmaz çelik işleme altyapısına sahibiz. Bu altyapı sayesinde sadece Türkiye pazarında değil, global pazarlarda da güçlü bir konumdayız. Son beş yılda 59 farklı ülkeye ihracat yaptık. Hedefimiz hem Avrupa’daki payımızı artırmak hem de Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Amerika gibi stratejik bölgelerde daha fazla varlık göstermek. Bu doğrultuda, ürün kalitemizi ve hizmet hızımızı ön plana çıkararak sürdürülebilir ihracat ilişkileri kurmaya odaklanıyoruz. Yalova’daki yeni yatırımımız tamamlandığında, yıllık üretim kapasitemiz 800.000 tona ulaşacak. Bu da bizi bölgesel bir üretim ve ihracat üssü haline getirecek.
Mevcut ekonomik koşullar piyasayı nasıl etkiliyor?
Küresel ölçekte devam eden ekonomik belirsizlikler, hammadde maliyetlerinden enerji fiyatlarına kadar birçok kalemde ciddi dalgalanmalara yol açıyor. Türkiye özelinde ise yüksek enflasyon, döviz kuru hareketliliği ve finansmana erişimdeki zorluklar, sanayici açısından planlama süreçlerini olumsuz etkiliyor. Biz bu süreci sadece risk değil, aynı zamanda stratejik pozisyon alma fırsatı olarak da görüyoruz. Operasyonel verimliliğimizi artıracak dijitalleşme yatırımları ve kapasite genişletme projeleriyle ekonomik dalgalanmalara karşı yapımızı daha dirençli hale getiriyoruz. Yerli üretimin güçlenmesi ve ithalata olan bağımlılığın azaltılması da bu dönemde daha kritik bir hedef haline geldi.
2025 yılı nasıl geçiyor, yılın kalanına ilişkin beklentileriniz neler?
Zorluklarla birlikte fırsatların da bir arada yaşandığı 2025 yılında, Sarıtaş olarak planlı büyüme stratejimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Yalova entegre tesisimiz bu yılın en kritik gündem maddesi. Gebze tesisimizde hayata geçirdiğimiz GES yatırımı ile enerji ihtiyacımızın yüzde 55’ini güneşten karşılamayı hedefliyor; dijitalleşme yatırımlarıyla Endüstri 5.0 uyumlu üretim yapımızı güçlendiriyoruz. Hedefimiz, 2025 sonuna kadar iç pazarda istikrar, dış pazarda yeni açılımlarla seneyi güçlü bir noktada tamamlamak.
[1] Kaynak: Allied Market Research - Stainless Steel Market Report https://www.alliedmarketresearch.com/stainless-steel-market
