Sizi ve KALSİAD’ı tanıyabilir miyiz?
Ben Bursa’nın Osmangazi ilçesinde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi Bursa’da tamamladım. Üniversite hayatımda Cumhuriyet Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliğinin yanı sıra İşletme ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanlarında lisans eğitimi aldım. Kalite Mühendisliği ve Yönetimi, Proje Yönetimi, Ar-Ge Yönetimi, Kriz Yönetimi gibi birçok alanda 40’ı aşkın eğitim aldım. Akademik kariyerimin yanı sıra aktif faaliyet göstererek kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Arslan Mühendislik Makine ve Kalıp Sanayi firmasıyla başlamış olduğum meslek hayatıma birçok endüstri sektöründe projelere imza attım. Daha sonrasında sektöre yön veren ARSMETALURJİ markasını ülke değerlerine kattım. Arsmetalurji Makine İmalat Sanayi Firması ile metalurji, makine, otomotiv ve savunma sanayi sektörlerine talaşlı imalat, lazer kesim ve büküm, kaynaklı imalat gerçekleştirmekteyiz. Enerji ve döküm alanında da faaliyet gösteren şirketlerim de bulunmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmemin yanı sıra birçok kurum ve kuruluşlarda komisyon, kurul ve komite başkanlıkları da yaptım. Şu anda da Kalkınmacı Sanayici İş Adamları Derneği (KALSİAD) Genel Başkanlığı görevini yürütmekteyim.
KALSİAD, milli hedeflere ulaşmada yatırımın önemini benimsemiş iş adamlarının ortak sesi olarak, ulusal ekonomi politikalarının oluşturulmasına katkıda bulunmak; kalkınma vizyonları geliştirerek milli rekabet gücünün artırılmasına yardımcı olmak; projeler geliştirmek, iş dünyasını ilgilendiren sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna, yetkili kurumlara duyurmak amacıyla, üyeleri arasında güç birliği sağlayarak ortak çalışma zemini oluşturmak en önemli vizyonu olan Türkiye'nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir iş dünyası kuruluşudur. Metalurji, elektronik, enerji, bilişim, makine, otomotiv, inşaat, kimya, sağlık, tekstil, deri, gıda, tarım, hayvancılık, basın/yayın, plastik ve ambalaj, hizmet, eğitim gibi 100’den fazla sektörü temsil eden KALSİAD, üyelerine sağlam adımlar atmaları için altyapı desteği verirken, ülkemizin küresel arenada rekabet gücünü artırmak için de Ar-Ge çalışmalarında bulunuyor. KALSİAD, üyelerinin temsil ettiği kuruluşlar itibariyle Türkiye ekonomisinde üretim, katma değer, kayıtlı istihdam ve dış ticaret gibi alanlarda önemli temsil yeteneğine sahiptir. Özel sektörü gönüllülük esasında bir araya getiren ve Türk iş dünyasının sesi olmak adına gerekli altyapı çalışmalarını gerçekleştiren KALSİAD, ülkemizin bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olabileceğine inançla Türkiye’yi geleceğe taşıyor.
Okuyucularımıza KALSİAD’ın faaliyetlerinden ve üyelerine sağladığı hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
KALSİAD, Türkiye ekonomisini planlı ve bilinçli bir şekilde kalkındırmak için, sanayici ve iş adamlarının, bu alandaki meslek guruplarının birlikteliğini sağlar. Koordineli bir şekilde, bilinçli olarak çalışabilmeleri için dernek bünyesinde toplar, teşkilatlandırır, gelişme ve örgütlenmelerini teşvik eder ve güvenli çalışma ortamları sağlar. İş dünyasındaki kuşatıcı konumu itibarıyla ülkemiz insanının, çağın gerektirdiği tüm müspet gelişmelere açık, geleneklerine bağlı, ahlaki değerleri önde tutan bir toplumsal yapıya ulaşmasına yönelik çalışmalar yapar. KALSİAD amaçlarını gerçekleştirmek için, yurt içi ve yurt dışında bulunan ulusal, uluslararası, bölgesel, yerel, sektörel ve kuruluşlar bazında faaliyet gösteren derneğimizin tüzük, ilke ve hedeflerini benimseyen sanayici, iş adamları dernekleri ve sektörel kurum ve kuruluşlarla birlikte kurucu üye olarak federasyon kurar, kurulmuş ve kurulacak olan federasyona üye olarak katılır. Sanayici ve iş adamlarımız arasında meslek grupları ve icraatları doğrultusunda genç iş adamları ve sektörler bazında komisyonlar, şube ve temsilcilikler kurarak daha etkin iletişim ve birliktelikler oluşması için, kalkınma, kültürel faaliyetler, sosyal yardımlaşmalar yapar. Yurt içi ve yurt dışındaki benzer amaçlı özel ve resmi kuruluşlar, ticaret ve sanayi odaları, borsalar, mesleki kuruluşlar, dernek, vakıf, eğitim kurumları, üniversiteler vb. birlik ve kuruluşlar ile ilişkiler kurar ve ortak çalışmalar yapar. Avrupa Birliği ile karşılıklı faydalanma esasına uygun olarak ilişkileri geliştirme adına yurt içi ve yurt dışındaki ilgili kuruluşlarla temas kurarak iş dünyasının görüş, düşünce, öneri ve beklentilerini yansıtır, bu faaliyetlerle alakalı olarak kamuoyunu bilgilendirmek için her türlü iletişim, temsil, koordinasyon ve enformasyon faaliyetlerinde bulunur. Ülkemizin ekonomik, kültürel ve sosyal konuları ile ilgili araştırmalar yaptırır ve yayımlar. Ülkemizin iç ve dış etkenlerden dolayı karşılaştığı tüm sorunları ile ilgili araştırma raporları, görüşler ve öneriler oluşturmak üzere çalışmalar yapar. İş dünyasının ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtımının sağlanması, ilişki ve iletişimlerinin güçlendirilmesi, iş potansiyellerinin oluşturulması amacıyla önemli dış pazarlarda ve ticari bloklarda temsilcilikler açar. Milli ekonominin gelişmesi yolunda; ithalat, ihracat, yatırım ve döviz getirici proje çalışmaları yaparak özel, tüzel ve resmi kuruluşlarla iş birliğiyle, ekonomimizin gelişmiş ülkelerin ekonomileri karşısında rekabetini sağlama yolunda, en son teknik imkanlardan faydalanarak, kalite ve üretimin artırılması, üretimin ihracata yönlendirilmesi doğrultusunda uluslararası piyasalarda, pazarlama amacıyla yurt içinde ve yurt dışında fuarlar açar, diğer fuarlara katılır, tanıtım ve pazarlamada, yardım ve destek sağlar.
Ülkemizde faaliyet gösteren iş adamlarımızın, ekonomik, eğitim ve sosyal faaliyetleri ile ilgili, yurt içinde ve yurt dışındaki etkinliklerinin gelişme ve yaygınlaşmasında, milli çıkarlarımıza uygun olarak faaliyet gösterir. Ülkemizin dünya ekonomik yapılanması içerisinde rekabet üstünlüğü elde edebilmesi için önemli yapı taşları olan sanayi ve hizmet sektörlerinde verimli çalışmaları teşvik etmek, insan ve doğal kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlayacak teknolojik yatırım ve gelişmeleri teşvik eder. Bu yöndeki faaliyetleri destekleyecek politikalar oluşturan karar mekanizmalarını etkileyecek ve bilgilendirecek çalışmalar yapar. Ülkemiz sanayici ve iş adamlarının ülkemizin her türlü gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla kendi görüş ve çözüm önerilerinin etkili karar odaklarına duyurulması ve kabul görmesi amacıyla temaslarda bulunur. Bu amaca ulaşmak için ve derneğin amaç ve faaliyetlerini ülke gündemindeki önemli ekonomik, sosyal ve kültürel konularda oluşturduğu görüşlerini kamuoyuna, yetkililere ve ilgililere duyurmak amacıyla radyo, televizyon, gazete, dergi, kitap, internet gibi basın ve yayın araçlarından yararlanır. KALSİAD faaliyetlere katkıda bulunmak amacıyla yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası toplantılar, seminerler, paneller, açıkoturumlar, konferanslar, kongreler, zirveler, şuralar vs. düzenler. Sanayici ve iş adamlarımızın, çalıştırmış oldukları personellerinin kurumsal, mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla ihtiyaç duyulan konularla ilgili seminer, kurs, panel, sempozyum, konferans vs. düzenler. Birçok alanda da yardım faaliyetlerinde bulunulmaktadır.
KALSİAD, ülkemizin hemen hemen her alanının gelişmesi adına ciddi manada çalışmalar yürütmektedir. Derneğimiz, üyelerinin kişisel ve kurumsal gelişimleri ile beraber sektörel katma değer artışı toplumsal ve ulusal gelişimin sürekliliğini esas alan bir hizmet anlayışına sahiptir. Üyelerine ve kuruluşlarına rehberlik etmeye, kuruluşlarımızın ve müteşebbislerimizin performanslarını geliştirecek seminerleri hayata geçirmek, ülkemizin ve kuruluşlarımızın yurt dışında tanıtımına katkı sağlayacak ekonomik projelere ve çalışmalara destek vermeye, üyelerin gelişmesine katkı sağlayacak ve destekleyecek bir ağ kurmaya, küçük ve orta ölçekli işletmeler ve müteşebbislerin sorunlarına kesin ve kalıcı çözümler üretmeye, kuruluşlarımızın rekabet üstünlüğüne katkı sağlamak amacıyla üniversiteler ile özel sektör arasında iş birliği ve ilişkileri güçlendirmeye öncü olmaktadır. B2B organizasyonlarının yanı sıra, fuar katılımları, yurt dışı seyahatleri, kişisel kariyer, pazar sahasına kolay ulaşma, müşteri potansiyeli, sosyal çevre, yurt içi ve yurt dışı yeni pazarlar ve ürünler bulma imkânı gibi daha birçok fırsatı bünyesinde bulundurmaktadır.
Mevcut ekonomik durum iş dünyasını nasıl etkiliyor?
Mevcut ekonomik durum iş dünyamızı daha planlı adım atmaya ve genel piyasayı yakından izlemeye doğru yönlendirmiştir. Sürdürülebilir büyüme için istihdam desteklerinin korunmaya devam etmesini ve enflasyonla mücadelede dikkatli adımlar atılmasının kritik önem taşımakta ve emek yoğun sektörlere ek teşviklerin sağlanması gerekmektedir. İş dünyamız tüm zorlu şartlara rağmen üretim, yatırım, istihdam ve ihracatı artırmak için özveriyle çalışmaya devam etmektedir. Kamu ve özel sektörün iş birliğiyle ortak akıl çerçevesinde hareket etmemiz gerekmektedir.
Türkiye ekonomisinin 2024 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini incelediğimizde Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) artış oranının yüzde 2,1 olarak kaydedildiğini görmekteyiz. Sektörel bazda büyüme rakamlarını incelediğimizde ise; bu dönemde inşaat sektörü yüzde 9,2, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 6,2, tarım sektörü yüzde 4,6 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,5 oranında büyüme kaydetti. Ancak, sanayi sektöründeki yüzde 2,2’lik daralma dikkat çekti. Ancak küresel talep daralması, jeopolitik riskler, artan üretim maliyetleri ve finansmana erişim zorluklarının sanayi üretimi ile ihracat hacmini olumsuz etkilerken, rekabet gücündeki zayıflama dikkat çekmektedir.
İhracat piyasalarında halihazırda zorlanan firmaları önümüzdeki dönem neler bekliyor?
İhracat raporlarını incelediğimizde ve finansal raporları analiz ettiğimizde gelecek dönemde iş dünyamızı olumlu gelişmeleri beklemesinin yanı sıra dünyayı yakından takip etmeli, stratejik planlamaları doğru yapmalı, pazar hedefimizi doğru seçmeli ve o pazarın hangi ülkede nasıl konuşlandırıldığını görmeli, araştırmalı, gerekirse bu alanda uzmanlardan danışmanlık hizmeti alınmalıdır. Gerileyen cari açığımızın yanı sıra artan ihracat hacmimizin ve belli sektörlerdeki büyüme rakamlarımız, gelecek dönemde ihracat piyasalarında olumlu yönde adımlar atılacağına işaret ediyor. Gelişmekte olan ülkelerle ikili protokollerle pazar hedefimizi genişletmeli ve üreticilerimizin üretimlerini kararlı ve doğru bir şekilde devam ettirilmesi adına ek teşvikler planlanmalı ve krediye ulaşabilirliğin daha kolaya indirgenmesi sağlanmalıdır.
Ticareti yakından ilgilendiren jeopolitik gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
İş dünyası olarak jeopolitik gelişmeler hepimizi ilgilendiriyor ve yakından takip ettiğimiz bir konu başlığıdır. Eğer beklenen ekonomik büyüme sağlanırsa bu durum ardından dış talep ve ihracat artışını getirecektir. Belirli jeopolitik gelişmeler bizlere yeni pazar sahaları ve yeni avantajları peşinden getirecektir. Bizler bu fırsatları yakından takip etmeliyiz. Belirli endüstri dallarında ihracat oranımızda ciddi artışlar olduğunu görmekteyiz, bu alanda kendimizi ispatladığımızı ve stratejik bir konuma gelebileceğimizi iyi okumalıyız.
Aslında perspektifi biraz daha genişletip geniş bir çerçeveden bakmamız gerekli. Yapılan ticari adımları iyi izlemeli stratejik planlamalarımızı yakın geleceğe göre planlamamalıyız. Maden, enerji ve metalurji alanlarında gelişmekte olan ülkelerde çok büyük fırsatların yer aldığını görmek, bu ülkelerle ivedi bir şekilde iş birliklerine imzalar atılması gerekmektedir. Örneğin Afrika bölgesi, bu bölge iyi okunmalı ve iyi analiz edilmeli. Birçok ülke şimdiden bu bölgeye yatırımlarını kaydırmış durumda. Bizler de bu alanda ciddi çalışmalar yürütmeliyiz.
Sanayide yeşil dönüşüm adına ne gibi adımlar atılıyor?
Günümüzde, çevresel kaygılar ve iklim değişikliği endişeleri giderek artmaktadır. Bu durum, endüstrinin ve işletmelerin sürdürülebilirlik odaklı dönüşümüne yol açmıştır. Bu dönüşümün merkezinde ise “yeşil sanayi” kavramı bulunmaktadır. Yeşil sanayi, çevresel etkileri en aza indirmek ve doğal kaynakları daha verimli bir şekilde kullanmak amacıyla çeşitli yenilikçi teknolojileri ve uygulamaları içeren bir endüstriyel yaklaşımı ifade eder. Avrupa Birliği de 2050 yılına kadar sanayi politikalarında köklü bir değişim hedeflediği için yeşil sanayi konusunda atılımlar yapmaya başladı. Yeşil sanayi, çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlayan, sürdürülebilir üretimi destekleyen, doğa dostu bir sanayi dalı olarak ifade edilmektedir. Bu yaklaşım ile atık yönetimi, enerji verimliliği, çevre dostu üretim teknolojileri ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi faktörlere odaklanma sağlanmaktadır. Bu sayede çevresel karbon ayak izinin azaltılması hedeflenmektedir. Yeşil sanayi, işletmeler için sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik faydalar da sunar. Klasik üretim yöntemleri ile ilerleyen sanayilerin yeşil sanayi olmaları için izlemeleri gereken yol yeşil dönüşümdür. Bu noktada sanayi yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve hükümetlerin üretimleri yeşil dönüşüme yönlendirmeleri ve teşvik edici adımlar atmaları oldukça önemlidir. Verimlilik artışı, atık azaltma ve yenilikçi çözümlerle rekabet avantajı elde etme gibi unsurlar, işletmelerin uzun vadede sürdürülebilir bir başarı elde etmelerine yardımcı olur. Ülkemizde Aralık 2023 itibarıyla 6 yıl sürecek olan 450 milyon dolar bütçeli Dünya Bankası destekli TUBİTAK ve KOSGEB aracılığıyla işletmelere sunulmak üzere “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’’ başlatılmıştır.
2024 yılı nasıl geçti, 2025 yılından beklentileriniz neler?
2024 yılı reel sektör için zorlu bir yıl oldu; ancak ihracattaki ılımlı artış ve istihdamın korunması bizler adına olumlu gelişmelerdir. Yeni yılın uluslararası gelişmelere paralel olarak daha kontrollü ve sistematik bir yıl olacağını düşünüyorum. Enflasyonun düşmesiyle birlikte faiz oranlarının da azalacağını, bu durumun vatandaşların alım gücünü artırarak bir rahatlama sağlayacağını düşünüyorum. Küresel gelişmeleri dikkatle takip ederken, tedbiri elden bırakmamak gerek. Yeniden inşa sürecine girecek olan ülkeler, özellikle Afrika, Suriye ve Ukrayna gibi bölgeler, Türk iş insanları için büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu süreçte yeterlilik ve tecrübe isteyen işler, Türk girişimcilerin etkin rol oynayacağı bir alan olacaktır. Bu pazarlar tüm sektörler için önemli bir potansiyel taşımaktadır. Çinli global şirketlerin Türkiye’yi yatırım üssü olarak tercih etmesi, ülke ekonomisine yeni fırsatlar sunmaktadır. Türkiye’nin enerjide geçiş koridoru, lojistik ve depolama merkezi olma avantajı bulunmaktadır. Ayrıca savunma sanayisindeki büyük yatırımların meyvesini hızlıca almaya başladık. Sıkı para politikasının enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar sürdürülmesi gerekmektedir. Küresel finansal koşulların iyileşmeye başladığını ve ticaret ortaklarının toparlanmasının ekonomik büyümeye olumlu yansımalarını görmekteyiz.
2025 yılının yapısal reformlarla desteklenmesi gerekmektedir. Bu reformlar, enflasyonla mücadelede etkili bir araç olacak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayacaktır. Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için bütüncül bir yaklaşımın önemi büyüktür. Doğrusu zorlukların büyük kısmını geride bıraktık. 2025’in özellikle ikinci yarısından itibaren yatırım ve üretimde belirgin bir hareketlenme görüleceğini öngörmekteyim. Enflasyondaki düşüş ve döviz kurunun istikrarının, ekonomik güveni artırarak rekabetçiliği güçlendireceğini düşünüyorum. Türkiye’nin küresel ve bölgesel avantajlarını iyi kullanarak hedeflere adım adım ulaşacağı bir yıl olacağına inanıyorum.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Ülkemiz her alanda güçlü bir temelle, geleceğe inovatif bir bakışla ve sağlam Ar-Ge yatırımlarıyla global sanayide ve ekonomide masanın en güçlü rolünü üstlenecektir. Bu masada en önemli faktör iş adamları derneklerinin doğru adım ve analizleriyle birlikte iş dünyasının birleştirici gücüne dayanarak bürokrasi ve iş dünyası arasında ciddi bir köprü kurulması ve doğru sorun ve bilgilerin ivedi bir şekilde en doğru merciye ulaştırılması, bunun fizibilite ve altyapı çalışmalarının hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Bunun bilincinde olarak ülkemizin yeni bir sese ve yeni bir kalkınmada öncü güce ihtiyacının olduğunu hissederek Kalkınmacı Sanayici İşadamları Derneğimizi (KALSİAD) kurduk. Birçok sektörde yer alan iş insanlarımızla sektör meclis ve komitelerini oluşturarak start-up ve KOBİ firmalarımızdan büyük işletmelerimize kadar geniş bir yelpazeyi bünyesinde barındıran bu oluşum iş dünyamızın yeni sesi, yeni bir gücü olmak adına emin adımlarla hızlı bir şekilde yol almaktadır. Hızlı gelişen ve değişen bu sektörel ekosistemde sorunları çok iyi biliyor ve sorunları direkt birincil kişilerden dinliyor, bunlar üzerine kurullarımızla ciddi bir literatür çalışması gerçekleştiriyoruz.
KALSİAD iş dünyasının sesi olmasının yanı sıra bir Ar-Ge firmasıymışçasına fikirlere değer ve önem veriyor. Fikirlerin öncelikle prototipleşmesi ardından da ticarileştirilip dünya ticaret pazarına sürülmesi adına da bir aracı görev üstlenmesi adına asla geri adım atmamaktadır. Değişen uluslararası ekonomi-politik konjonktür içinde yeniden yazılan kuralların, kabullenen ve uygulayan tarafı değil; oyun kuran ve kuralları bizzat belirleyen tarafı olacak Türkiye için vakit, geçmiş tecrübelerden olumlu dersler çıkarmak, bilginin ışığında ciddiyetle çalışmak ve üretmek vaktidir. Amacımız ülkemizde kazanan, üreten ve istihdam yaratan girişimcileri bir çatı altında toplayarak örnek bir topluluk oluşturmak. Bu topluluğun, iş insanlarına yön verecek olması, iş insanlarının iş hayatlarında ve sosyal hayatlarında gelişimlerine katkı sağlayacak olması da bizleri ayrıca gururlandırmaktadır.
Hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin teknolojiyi üreten ve satan ülke konumunda olması gerektiğine inanıyoruz. KALSİAD olarak değişen dünyada, yeniliklere yön veren bir noktada kendimizi konumlayacağız. Güçlü ve vizyoner KALSİAD’ı yaratmak için sen, ben demeden; var gücümüzle, tüm üyelerimizle bir arada çalışacağız.
