Borçelik: Yüksek üretim maliyetleri ve sıkı küresel faiz politikaları nedeniyle sektördeki baskı sürüyor

Çarşamba, 11 Haziran 2025 10:26:31 (GMT+3)   |   İstanbul

Borçelik İcra Kurulu Başkanı Kerem Çakır ile yassı mamul segmentini etkileyen faktörleri konuştuk.

Yassı mamul piyasasındaki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Borçelik olarak, yassı mamul piyasasında küresel ve bölgesel gelişmeler doğrultusunda hareketliliğin sınırlı olduğu, durağan bir geçiş süreci yaşandığını değerlendiriyoruz. Pandemi sonrası gözlenen dalgalı toparlanmanın ardından, 2023’te yeniden gündeme gelen resesyon endişeleri, 2024 yılı boyunca talep üzerinde baskı oluşturdu. 2025’in ilk yarısında bu baskının hâlen devam ettiğini gözlemliyoruz.

Buna karşılık, arz fazlasının dengelenememesi, Çin gibi Uzak Doğu ülkelerinden gelen agresif ihracat baskısı, jeopolitik belirsizlikler ve üretim maliyetlerindeki küresel artış, piyasanın toparlanmasının önündeki başlıca engeller arasında yer alıyor. Bu nedenle kısa vadede durağanlık, orta vadede ise temkinli bir iyileşme beklentisi içerisindeyiz.

Talep ve fiyatların gidişatı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

2025 yılı itibarıyla talep tarafında genel olarak yatay bir seyir izleniyor. Müşteri portföyümüzdeki sektörleri yakından analiz ediyoruz. Otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde, 2024 sonuna kıyasla üretim planlarının benzer seviyelerde kalması bekleniyor. Bu durumun yassı mamul talebine olumlu yansıdığını söylemek güç. Ayrıca yüksek üretim maliyetleri ve sıkı küresel faiz politikaları sektördeki baskıyı sürdürüyor.

Fiyatlar cephesinde sınırlı ve dönemsel artışlar görülse de genel seyir zayıf bir eğilim sergiliyor. Bu tabloya yön veren en önemli unsur ise, nihai talepteki kırılganlığın devam etmesi.

İç piyasada tüketim ne durumda, önümüzdeki dönem için beklentileriniz hangi yönde?

Otomotiv sektörü 2025’in ilk dört ayında, 2024’e kıyasla %4’lük bir düşüşle 475 bin adet üretim gerçekleştirdi. Benzer şekilde, beyaz eşya sektörü de yılın ilk üç ayında %4’lük azalışla 8,1 milyon adet üretime ulaştı. İnşaat ve makine sektörlerinde de benzer bir daralma yaşanıyor. Genel olarak iç piyasada tüketimin azaldığını söyleyebiliriz.

Buna karşın, yılın ikinci yarısından itibaren sektörde toparlanma beklentimiz doğrultusunda iç pazara yönelik portföyümüzü optimize ediyoruz. Lojistik avantajımız ve müşteri odaklı tedarik zinciri yetkinliğimiz sayesinde, iç talepteki artışa hızlı ve etkin şekilde yanıt verebilecek konumdayız.

Trump’ın korumacılık hamleleri sektörü nasıl etkiliyor?

ABD’nin Section 232 kapsamında uyguladığı gümrük vergileri, 2018 sonrası Türk çelik sektörü için ciddi bir baskı unsuru oldu. Bu süreci Borçelik olarak, alternatif pazar stratejileri ve iç piyasaya dayalı büyüme modeliyle yönettik.

ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle birlikte, Şubat ayında Section 232 kapsamında uygulanan muafiyetlerin kaldırılacağı açıklandı ve bu karar 12 Mart’ta yürürlüğe girdi. Bu kapsamda daha önce muaf tutulan birçok ülke artık vergiye tabi hale geldi. 2024’te ABD’nin çelik ithalatının yaklaşık %80’i bu muafiyetli ülkelerden gerçekleşiyordu. Her ne kadar muafiyetler kaldırılmış olsa da gelecekte yeniden benzer anlaşmalar yapılması durumunda Türkiye'nin şimdiden ABD ile müzakerelere başlaması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye açısından yapılan değişiklikler, rekabet koşullarının eşitlenmesi açısından bir fırsat yaratabilir. Ancak %25’lik vergi oranı, hâlâ önemli bir maliyet yükü oluşturmaya devam etmektedir. 

AB koruma önlemlerindeki incelemeler sonucunda kota tonajlarını azalttı. Bu ticareti nasıl etkiliyor?

Avrupa Birliği'nin koruma önlemleri kapsamında yaptığı kota düzenlemeleri, Türkiye gibi AB’ye yoğun ihracat yapan ülkeler için ciddi bir ticaret bariyeri oluşturuyor. 2025’in ikinci çeyreği itibarıyla, ürün gruplarındaki kota tonajlarının azaltılması ve “diğer ülkeler” kotası için ülke bazlı sınırların getirilmesi, Türkiye menşeli ürünlerin AB pazarındaki rekabet gücünü zayıflatıyor.

Türkiye’de yassı çelikte yapısal bir kapasite fazlası bulunuyor. Bu nedenle AB’ye ihracatımızdaki kısıtlamalar, iç piyasadaki satışlarımız üzerinde de baskı yaratıyor.

2026’nın ikinci yarısında mevcut koruma önlemlerinin sona ermesi bekleniyor. Ancak Avrupa Komisyonu'nun yayımladığı “Çelik Eylem Planı”, bu önlemlerin yerine geçecek yeni düzenlemelerin gündemde olduğunu gösteriyor. Bu da korumacılığın farklı bir formatta devam edeceğine işaret ediyor.

İhracat piyasalarındaki genel durum ve ticaret rotalarındaki beklentileriniz neler?

Borçelik olarak satışlarımızın %20–25’lik kısmını doğrudan ihracata yönlendiriyoruz. Geri kalan %75–80’lik bölümünü iç pazara sunuyoruz. Ancak yüksek ihracat oranına sahip sektörlere hizmet ettiğimiz için ürünlerimizin yaklaşık %80’i doğrudan ya da dolaylı olarak ihraç ediliyor.

Küresel ticarette korumacılık son yıllarda ciddi ölçüde artmış durumda. Yukarıda bahsettiğimiz AB'nin kota uygulamaları, ABD’nin Section 232 politikalarının yanı sıra devam eden anti-damping davaları, ihracat rotalarında belirleyici rol oynuyor. Bu önlemler ticaretin doğasını değiştirerek ülkeler arası rekabeti bir tür ticaret savaşına dönüştürmüş durumda.

Buna ek olarak, ana ihracat pazarlarımızda yaşanan ekonomik belirsizlikler, finansmana erişim zorlukları ve jeopolitik riskler, ticaret stratejilerimizi yeniden şekillendirmemizi zorunlu kılıyor. Bu bağlamda Borçelik olarak, ihracat risklerini dağıtan ve pazar çeşitliliğini esas alan bir stratejiyle hareket ediyoruz.

Çin hâlâ küresel piyasalar için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Çin’in ihracatı için beklentileriniz neler?

Üretim yapısında devlet desteği epeyce tartışılan Çin, agresif ihracat politikasıyla küresel yassı mamul piyasasında baskı unsuru olmaya devam ediyor. Özellikle düşük fiyatlı sıcak sac ürünleri, birçok pazarda yerel üreticilerin kâr marjlarını ciddi şekilde zorluyor.

Çin hükümeti iç talebi dengelemek adına çeşitli teşvik ve kısıtlama mekanizmaları denese de Çin kaynaklı dalgalanmaların küresel arz-talep dengesini etkilemeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bu nedenle Borçelik olarak, ürün kalitemiz, müşteri odaklı yaklaşımımız ve sürdürülebilirlik odaklı farklılaşma stratejimizle rekabet avantajımızı korumaya odaklanıyoruz.

Ekonomik durum işlerinizi nasıl etkiliyor?

Makroekonomik dalgalanmalar tüm sanayi şirketlerini olduğu gibi Borçelik’i de etkiliyor. Yüksek enflasyonun devam ettiği, döviz kurunun ise bu artışın gerisinde kaldığı mevcut ortamda, maliyetlerimiz üzerindeki baskı artarken, yüksek faiz oranları da finansmana erişimi zorlaştırıyor.

Bu nedenle biz de bu tür dönemlerde operasyonel verimlilik, dijitalleşme ve müşteri sadakatini önceliklendirerek rekabet gücümüzü korumaya odaklanıyoruz.


Benzer Haber ve Analizler

ADMİB: Türkiye demir-çelik sektörü küresel dalgalanmalara karşı dirençli

05 Kas | Çelik Haberler

TÇÜD: Türkiye çelik üretimiyle Avrupa’da lider, korumacılık ihracatı zorluyor

24 Eki | Çelik Haberler

EBRD: Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır hedeflerine ulaşması için 70 milyar $’ın üzerinde yatırım yapması gerekiyor

21 Eki | Çelik Haberler

Ege İhracatçı Birlikleri Almanya’da yatırım fırsatları kovalıyor

20 Eki | Çelik Haberler

PASSAD: Türkiye’de paslanmaz çelik üretimi artırılmalı, ithalata antidamping vergisi getirilmeli

16 Eki | Çelik Haberler

Tosyalı çelik üretiminde karbon salımını 650 kg’a indirdi, 500 kg’ın altı hedefleniyor

14 Eki | Çelik Haberler

PS İskenderun: Üreticiler faiz yükü ve zayıf talep karşısında ayakta kalmaya çalışıyor

08 Eki | Çelik Haberler

Fuat Tosyalı: Çin’den dampingli ithalata karşı önlem alınmazsa çelik sektörü geri dönülmez zarar görecek

16 Eyl | Çelik Haberler

Kardemir ilk yerel demir üretiminin 86. yılını kutladı

11 Eyl | Çelik Haberler

Türk çelik üreticileri Tanzanya’ya ihracatı artırmayı ve Sahra Altı Afrika pazarına açılmayı hedefliyor

09 Eyl | Çelik Haberler





iLab Ventures
Kariyer.net  -  Sigortam.net  -  Arabam.com  -  Cimri  -  Emlakjet  -  Endeksa  -  HangiKredi  -  Neredekal.com  -  Chemorbis