Türkiye’nin 60 milyon mt’luk çelik kapasitesi, dampingli ithalat tehdidiyle riskli bir döneme girdi. Anadolu Ajansı'na verdikleri röportajda Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Kibar Holding İcra Kurulu Başkanı Haluk Kayabaşı ve Çolakoğlu Metalurji AŞ Genel Müdürü Uğur Dalbeler, Çin ve Uzak Doğu ülkelerinden devlet destekleriyle gelen düşük fiyatlı ve standartlara uymayan çelik ürünlerinin haksız rekabet yaratarak Türkiye’de kapasite kullanımını düşürdüğünü vurguladı.
Haksız rekabet baskısı
- Çin’den ithalat 2020’den bu yana 10 kat arttı.
- Kapasite kullanım oranının sınırlanması, yeni yatırımların ertelenmesine ya da iptaline yol açtı.
- Türkiye’nin 60 milyon mt'luk üretim kapasitesinin büyük bölümü atıl durumda.
Yerel üreticiler uyarıyor
Çin ve Uzak Doğu kaynaklı devlet destekli çelik ürünlerinin, Türkiye’ye yöneliminin son yıllarda hız kazandığını ve sektörde ciddi baskı oluşturduğunu belirten Veysel Yayan, söz konusu menşelerin ihtiyaç fazlası ürünlerini uluslararası piyasalara düşük fiyatlarla yönlendirmesinin küresel fiyat dengesini bozduğunu ve haksız rekabeti derinleştirdiğini vurguladı.
Haluk Kayabaşı, antidamping vergisinin tek başına yeterli olmayacağını; menşe denetimi, kalite kontrol ve kamu alımlarında yerli ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Kayabaşı, “Özellikle yüksek finansman maliyetleriyle mücadele eden sanayicimizin uygun kredi ve teşvik mekanizmalarıyla desteklenmesi gerekiyor. Böylece alınan önlemler kalıcı etki yaratabilir,” ifadelerini kullandı.
Kapasite kullanım oranı %75’in altına inerse sektörün rekabet gücünü yitireceğini ifade eden Uğur Dalbeler, “Bu şartlarda iyileştirici yatırım mümkün olmadığı gibi, var olanın korunması da imkânsız hale geldi. Çelik sektörü her sene sadece mevcut olanı koruyabilmek için ciddi yatırım yapmak zorunda. Önlem alınmazsa Türkiye çelik sektörü telafisi imkânsız tahribatlar yaşayacak,” şeklinde konuştu.
