Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında konuşan OECD genel sekreteri Angel Gurria, önümüzdeki günlerde küresel ekonomi açısından birçok tehlikenin bulunduğunu söyledi. OECD ekonomilerinin 2017 yılında ortalama %3,5, 2018 yılında ise %3,7 büyümesinin beklendiğini aktaran Gurria, kriz öncesinde, OECD ülkelerinde büyümenin %4 seviyelerinde seyrettiğini ve henüz bu seviyeye ulaşılamadığını belirterek, bu durumun krizin neden olduğu zarar hakkında bir fikir verdiğini, henüz krizin etkisinden tamamen kurtulmuş olmadığımızı sözlerine ekledi.
Gurria, OECD ülkelerindeki gerçek maaşların 2003’ten beri sadece %0,2 arttığını, hanehalkı satın alma gücünün 2007’de bulunduğu seviyelere dönemediğini ifade etti. Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerdeki kredi büyümesindeki hızlı artışın küresel ekonomiye ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti.
Küresel ticaret konusuna değinen OECD genel sekreteri, küresel ticaretin bu yıl ve gelecek yıl %4 büyümesinin öngörüldüğünü söyledi. Gurria, uzun süren durgunluk döneminin ardından bunun iyi bir büyüme oranı olduğu düşünülmesine rağmen, aslında küresel ticarette büyümenin %8 olması gerektiğini ve bunun da yine krizin etkilerine bir örnek olduğunu dile getirdi. Gurria ayrıca sadece döngüsel faktörlerin değil yapısal faktörlerin de bu durumda etkili olduğunu söylerken, örneğin Çin’deki büyümenin yatırımdan destek aldığını ancak şu an ülkenin ekonomik büyümesini daha sürdürülebilir bir modele göre ayarlamaya başladığını aktardı.
Gurria, yeni teknolojilerin ve dijitalleşmenin ezber bozucu olabileceğini söylerken, çelik sektörünün şu an hacimden çok katma değere odaklandığını ifade etti. Dijitalleşmenin özellikle de akıllı fırınlar düşünüldüğünde önemli bir rolü olduğunu söyleyen Gurria, sağladığı faydaların verimliliği iyileştirip işçi güvenliğini artıracağını belirtti.
Değişen ticaret modellerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatan Gurria, daha entegre bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini böylece ortaya çıkacak faydanın daha eşit dağıtılabileceğini ifade etti. Altyapı ve insan gücüne yatırım yapılması gerektiğini, ticaret ihtiyaçlarının daha ucuz olması, vergilerin azalması ve hizmetlere erişimde görülen engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
Çelik sektörü özelinde, çelik kapasitesinin bu yıl rahatladığını ancak rakamların yine de yüksek olduğunu aktaran Gurria, uzun vadede çelik talebindeki büyümenin cansız olmasını, yapısal dengesizliklerin piyasayı olumsuz etkilemeye devam etmesini beklediklerini söyledi. Bir diğer problemin ise çoğu teşvik sorununun Dünya Ticaret Örgütü kapsamı dışında kalması olduğunun, tüm şirketlerin eşit şekilde muamele görerek aynı şekilde vergilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. G20 liderlerinin Hamburg’ta çelik sektöründeki kapasite fazlasına yönelik tek taraflı bir yaklaşım yerine çok taraflı bir yaklaşımı seçmesinin önemli olduğunu söyleyen Gurria, “Diğer alternatif kimse için bir yarar sağlamayacaktı” dedi.
Gurria, son olarak, çelik üreticilerinin piyasanın verdiği sinyallere göre hareket etmesi gerektiğini, çözümün korumacılık ve kapalı piyasalarda değil inovasyon ve şeffaflıkta yattığını söyledi. Gurria, ayrıca, çelik sektörünün en büyük sorumluluğunun açık pazarlara olan güveni yeniden inşa etmek ve globalleşmeyi kendi yarattığı sorunlardan kurtarmak olduğunu ifade etti.