Çelik Dış Ticaret Derneği’nin 4 Mart tarihinde online olarak gerçekleştirdiği Söz Sizde - Çelik Sohbetleri toplantısında ABD’nin getirdiği son vergilerin çelik sektörünü nasıl etkileyeceği ve önümüzdeki dönem Türkiye çelik sektörünü bu vergiler özelinde nelerin beklediği tartışıldı.
Bozoklar CEO’su Harun Bozoklar, Türkiye’nin yaşanan makroekonomik belirsizliklerden ve kapasite fazlasından dolayı 2024 yılını zorlu koşullar altında tamamladığını belirterek başladığı açılış konuşmasında Çin’de ekonomik krizin devam etmesinin küresel piyasada fiyatları dalgalandırdığını ve küreselleşme politikalarının yerine giderek yerelleşme politikalarının tercih edildiği bir dünyada ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkede çelik ithalatına getirdiği vergilerin küresel çelik sektöründe ne gibi tehditler ve fırsatlar doğuracağının henüz bilinmediğini ifade etti. Bozoklar’a göre önümüzdeki süreçte önemli olan sektördeki değişimleri doğru okuyarak tecrübe ve bilgi birikimi sayesinde doğru stratejik hamleleri yapmak.
Bozoklar’ın konuşmasının ardından söz alan Öztüre Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Öztüre, ABD’nin son zamanlarda hızlı bir şekilde uygulamaya başladığı politikaların piyasada fırtına etkisi yaptığını söyledi. Öztüre, 2024 yılında ABD’nin kapasite kullanım oranı yaklaşık %75 seviyesinde yer alırken, Türkiye’nin %60’larda üretim gerçekleştirdiğini ifade etti ve ABD’nin 2024 yılında en fazla Kanada, Brezilya ve Meksika’dan ithalat yaptığını, dolayısıyla Trump’ın getirdiği vergilerden en fazla bu üç ülkenin etkileneceğini belirtti. Ancak bu durumun diğer ülkeler için bir fırsat olup olmayacağı zaman içinde belli olacak. ABD’nin en fazla ithalat yaptığı kalem olan yassı çelik için Türkiye’nin ne kadar rekabetçi olacağının zaman içinde görüleceğini belirten Öztüre, Türk üreticilerin yassı mamul üretimini düzenli olarak artırdığını söyledi. Bununla birlikte ABD’nin ham çelik üretiminin çok büyük bir oranda iç piyasada tüketildiğine dikkat çekti.
Öztüre’nin konuşmasının ardından hurda ticareti özelinde son getirilen vergilerin ABD-Türkiye arasındaki hurda akışını nasıl değiştireceğini değerlendiren METKİM Yönetim Kurulu Başkanı Osman Türeyyen, ABD’nin hurda ihracatı yaptığı ülkeler arasında Türkiye’nin açık bir farkla başı çektiğini ancak Türkiye’nin en fazla hurda ithalatı yaptığı bölgenin Kuzey Amerika değil, Avrupa olduğunu ifade etti. Türeyyen’e göre son vergilerle birlikte ABD’li üreticilerin ülke içinde çelik imalatını yukarı çekmesiyle birlikte hurda tüketimini artıracak olması dış piyasalara verilen hurda fiyatlarında artışa sebep olacak. Türkiye’nin çelik üretiminin %75’ten fazlasının elektrik ark ocaklarında gerçekleştirildiğini ve bu nedenle hurdaya bağımlılığın süreceğini ifade eden Türeyyen, Türk üreticilerin fiyatların artması sebebiyle zorluk çekeceğini ve kâr marjlarının büyük ölçüde daralacağını belirtti.
Sohbete ABD’den katılan EMR USA Satış Müdürü Tao Bai, Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracatın, ABD’nin toplam ithalatının yalnızca %2’sini oluşturduğunu ve 232. Madde için verilen istisnaların kaldırılması göz önünde bulundurulduğunda Türk üreticilerin rekabetçi özellikleri ve kapasiteleri sayesinde büyük bir fırsat elde edebileceklerini ifade etti. Bai, ABD çelik piyasasındaki fiyat artışlarının temel göstergelerden ziyade beklentilerin güdümünde hareket ettiğini söyledi ve Avrupa otomotiv sektörü özelinde alınacak kararların Türkiye de bu coğrafyaya sıcak sac ihracatı yaptığı için göz önünde bulundurulması gereken faktörlerden biri olduğunun altını çizdi.
Irpex International Yönetici Ortağı Kerem Vaizoğlu, uzun mamul ihracatında Türkiye’nin ABD’deki varlığının azalmış olduğunu, mevcut tonajların bile ancak antidamping vergileri ve zaman zaman alınan riskler sayesinde satıldığını belirtti. “Küresel uzun mamul ticareti dünyanın her yerinde kan kaybediyor. İşçilik maliyetleri çok yükseldi ve avantajı olan ülkelerin çoğunun enerji maliyetleri çok düşük. Yeni gelen vergilerle birlikte Meksika ve Kanada eski tonajların yanına bile yaklaşamayacak,” ifadelerini kullandı.
Yassı Çelik İhracat ve Sanayicileri Derneği Başkanı Tayfun İşeri, Trump’ın verdiği tüm vergi kararlarının dış ticaret açığını kapatmak adına olduğunu, Türkiye’nin ABD’nin en fazla dış ticaret açığı verdiği ülkeler arasına girmediği sürece vergilerin etkisinin sınırlı kalacağını öne sürdü. İşeri, Trump’ın muafiyetleri kaldırmasıyla, görünürde Türkiye’nin vergiler konusunda avantajlı olduğunu ancak görünümün netlik kazanması için biraz zaman geçmesi gerektiğini ifade etti.
Toplantıda söz alan Tata International London’dan Kutay Kenan Ülkü, Türkiye için Avrupa’ya yapılan ihracatın daha büyük önem taşıdığını ve Türkiye’nin Avrupa’daki pozisyonunu korumak için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi. Bununla birlikte Ülkü’ye göre AB’nin yıllık kotaları sınırlandırması ihtimali var.
Küresel çelik sektörünün en büyük oyuncularından olan Çin’e değinen SteelWise Dış Ticaret Müdürü Emrah Uğursal, “Çin vergilere alışık olduğu için demir-çelik sektörü yeni vergileri pek önemli bulmuyor. Ülkede gayrimenkul sektörü zayıflamaya devam etse de beyaz eşya ve otomotiv sektörlerinde tüketimin 2025 yılında sırasıyla %4 ve %8 artması bekleniyor. Ülkenin ihracatı ise Güneydoğu Asya’da çoğu ülkenin korumacı politikalar izlemeye başlaması nedeniyle 2025’te 100 milyon mt’un altına gerileyebilir. Çin ihracata devam edeceği ve rekabetçi kalacağı için Çin piyasasının toparlanması ya da çelik sektörünün yukarı yönlü hareket etmesi kısa vadede mümkün değil,” şeklinde konuştu.
StaalX Kurucusu ve CEO’su Murat Aşkın ise Trump’ın seçilmesinin ardından alınan kararların çok hızlı olduğunu ve muhalefetten de bir tepki gelmediğini söyledi. Aşkın’a göre getirilen vergiler yalnızca çelik sektörünü değil, tüm sektörleri ilgilendirdiği için ülkede ciddi bir enflasyon etkisi oluşup çelik üreticileri olumsuz etkilenebilir. “Kanada ve Meksika bir anda piyasadan çekildiği için fiyatlar büyük artış gösterdi. Mevcut çelik talebi hiç iç açıcı değil. Herkes gibi ABD’deki karar vericiler de vergilerden endişeli. Birçok proje ya erteleniyor ya da durduruluyor,” ifadeleriyle ABD piyasasının son dönemini yorumlayan Aşkın, ABD, Türkiye ile yaptığı ticarette fazla dış ticaret açığı vermediği için Türkiye’nin “radarın altında kalabileceğini” ve avantaj sağlayabileceğini söyledi. Ancak Aşkın’a göre bu çerçevede görünüm olumlu dursa da Türkiye ile ABD’nin siyasi olarak zıtlaşması ve yaşanacak bir krizden dolayı vergilerde değişiklik olması mümkün.
