SteelOrbis tarafından 2011 yılından beri düzenlenen Piyasa Sohbetleri’nin bu yılki dördüncü ve son ayağı 11 Ekim Perşembe günü İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleşti. Türkiye demir çelik sektöründen 100’e yakın piyasa temsilcisinin bir araya geldiği toplantıda, hammadde piyasalarındaki son gelişmeler, ABD’nin 232. Madde vergileri sonrası Türk üreticilerin pazar arayışları ve gelecek beklentileri ele alındı. Toplantının sponsorları Artımet ve OrbisList oldu.
Panel öncesinde Finans Gazetecisi Açıl Sezen, katılımcılara Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmelerle ilgili bir sunum yaparak, önümüzdeki döneme ilişkin öngörülerini paylaştı.
Hurda fiyatları Türk üreticilerin yoğun alımlarıyla yükseldi
Toplantının panel bölümünde SteelOrbis Direktörü Burçak Odabaşı Alpman, hammadde piyasalarında bu yılın üçüncü çeyreğinde gözlenen gelişmeleri aktardı. Ağustos ayının ikinci yarısına kadar düşen hurda fiyatlarının ay ortasından sonra toparlanmaya başladığını belirten Alpman, bu toparlanmada özellikle Türk üreticilerin uzun bir süre erteledikleri alımlarına tekrar başlamaları sonucu hurda tedarikçilerinin fiyatlarını artırmalarının etkili olduğunu söyledi. Cevher fiyatlarının ise üçüncü çeyreğin tamamında hemen hemen yatay seyrettiğini ve 64-68$/mt aralığında dalgalandığını, Çinli alıcıların bu ayın ilk haftasındaki tatil sonrası yaptıkları alımlarla şu sıralar 71$/mt civarında olduğunu belirtti. Alpman, kömür piyasasında Çin’in birinci kalite kömür talebinin artması sonucu Avustralya çıkışlı tekliflerin şu sıralar 210$/mt FOB seviyesine geldiğini, bir süre ciddi bir arz sıkıntısının yaşandığı grafit elektrot piyasasında ise alıcıların kontratlarla yaptıkları alımlarına devam edebildiklerini görmeleriyle fiyatların 17.000-18.000$/mt civarına indiğini aktardı.
Tayfun Şentürk: “Çin’in piyasalara dönmesi halinde ‘kusursuz fırtınaya’ yakalanmış oluruz”
Panelde söz alan Ametsco Ltd. Firma Sahibi Tayfun Şentürk, ABD’nin 232. Madde vergileri ve sonrasında bu vergileri Türkiye için %50’ye çıkarmasının global piyasalara olan etkisine değindi. ABD piyasasında rol alamayan Türk ihracatçıların alternatif kaynaklara yöneldiğini ifade eden Şentürk, “ABD’li otoriteler önlerine ekonomik büyüme raporlarını aldıkları zaman, bu büyümenin çok önemli bir kısmının finans ve servis sektöründen geldiğini ve büyümede üretimin payının son derece az olduğunu gördü. Nitekim, parayı bir yerden bir yere taşıyarak değer üretemezsiniz. Bunun için bir fabrikanızın olması gerekir. Gelişmekte olan ülkeler de büyümede hızlı ilerledikleri için ABD bu durumun sürdürülebilir olmadığını fark etti ve kendi imalat sanayisi çökmeden bu işe bir dur demek istedi. Ayrıca, ABD Çin’in ekonomik ilerlemesini kendine tehdit olarak algılıyor ve Çin gerçek bir tehdit oluşturmadan buna müdahale etmek istiyor olabilir. Bizim de gelecek dönemde hesaplarımızı bu koşullara göre yapmamız lazım” dedi.
Türkiye yerel inşaat demiri pazarının üçüncü çeyrekte %62 daraldığına ve ABD’ye yapılan 2 milyon mt’luk ihracatın da artık olmadığına değinen Şentürk, Türk çelik üreticilerinin bir süredir Avrupa ve Uzak Doğu pazarlarına yapılan satışlarla durumu idare ettiklerini söyledi. Şentürk, Çin iç piyasasında fiyatlar şu sıralar yüksek olduğu için Çinli oyuncuların ihracat piyasalarında aktif olmadıklarını, fakat bu duruma güvenilmemesi gerektiğini ifade ederek, “Çin’de özellikle bazı çelik tesisleri maliyet açısından oldukça avantajlı durumda. Öyle ki bu tesislerin kapasiteleri Türkiye’deki üreticilerin tamamından bile daha fazladır. Dolayısıyla Çinli ihracatçılar durup durup tekrar global piyasalara girerse, kusursuz fırtınaya yakalanmış oluruz” şeklinde konuştu. Şentürk, piyasa kaynaklarıyla yaptığı görüşmelerden çıkardığı sonuca göre, ocak ayına kadar Çin’den bir tehdit beklemediğini de sözlerine ekledi.
ABD çıkışlı mamul fiyatları global pazarda rekabet edemeyecek seviyelerde
Panelde söz alan SteelOrbis Yassı Ürünler Analisti Seray Özkan ise, ABD’de yapılan tüm araştırmaların uzun vadede çelik sektöründe iş kaybı olacağını gösterdiğini ifade etti. Özkan, 232. Madde vergilerinin ardından ABD iç piyasasında fiyatların tavan yapması sebebiyle özellikle yassı mamulü hammadde olarak kullanan ve ürettiğini ihraç eden ABD’li üreticilerin artan üretim maliyetleri sonrası global piyasada rekabet etmekte zorlandığını belirtti. Bu şartlar altında, ABD’li üreticilerin ithalat vergilerinden şirket bazında muafiyetler için başvuru yapmaya başladıklarını ifade etti.
