OECD Çelik Komitesi, küresel çelik sektörünün mevcut ve gelecekteki trendlerini değerlendirmek üzere bir araya geldi ve beklentilerini paylaştı.
Küresel çelik sektöründeki koşulların ciddi dalgalanmalar nedeniyle kötüleştiği ve enflasyon ile ekonomik büyümenin zayıflamasının çelik talebini olumsuz etkilediği ifade edildi. Komite, küresel çelik talebinin 2024 ve 2025 yıllarında da çok cansız seyretmesini beklediğini aktardı.
Küresel kapasitenin 2023 yılında üretimi 552 milyon mt aştığı ve söz konusu rakamın Hindistan, Amerika kıtası, AB, Japonya ve Türkiye’nin toplam çelik üretimine denk geldiği belirtildi. Komite, 2026 yılına kadar yaklaşık 158 milyon mt yeni kapasitenin devreye alınabileceğini ancak talebin yalnızca yıllık yaklaşık 36 milyon mt arttığını söyledi. Önümüzdeki üç yıl içerisinde yeni kapasite artışının yaklaşık %60’ının Hindistan, Orta Doğu ve Çinli üreticilerin ciddi yatırımlar yaptığı Güneydoğu Asya’da gerçekleşeceği dile getirildi.
Öte yandan Çin’in küresel çelik ihracatının 282 milyon mt’a çıkmasına neden olduğu ve Güneydoğu Asya gibi bazı ülkelerden yapılan ihracatın yerel kapasite fazlası sebebiyle ciddi ölçüde yükseldiği aktarıldı. Sonuç olarak komite, çelik kapasite fazlası ve ihracattaki artışın koruma önlemlerinin yaygınlaşmasına yol açabileceği ve bu önlemlerin karbon salım hedefleri açısından önemli olmasına rağmen küresel çelik sektörünü daha da ayrıştıracağı konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca üyelerle iletişime geçip en iyi çözümleri bulmaya çalışacaklarını ifade etti.
Bununla birlikte komite, mevcut ve geçmişteki sübvansiyonların da küresel çelik fazlasına sebebiyet verdiğinin ve bu durumun küresel çelik piyasası üzerinde uzun vadeli olumsuz etkileri olduğunun altını çizdi. Dolayısıyla diyaloğu artıracaklarını ve daha eşit bir oyun alanı için acilen çözüm bulacaklarını paylaştı.
Ayrıca kapasite fazlası ve bunun temel sebeplerinin ele alınması halinde düşük karbonlu çelik üretimine geçişin hızlanabileceği dile getirildi. Aynı zamanda hurda, yenilenebilir enerji, yüksek kalite demir cevheri, hidrojen, Ar-Ge, inovasyon ve yatırımlara yönelik sermayeye erişimin ve bunların düşük maliyetli olmasının da düşük karbonlu çelik üretimine geçiş için gerekliliği vurgulandı. Komite, artan endişeler sebebiyle özellikle hurda arz sıkıntısına yönelik aktif olarak iş birliği yaptığını belirtti. 2050 yılına kadar dünya çelik üretiminin %50’sinin elektrik ark ocaklı üretime geçmesinin öngörüldüğü de eklendi.