OECD’nin Ocak ayı raporuna göre, küresel çelik kapasite fazlasındaki büyümenin son çelik krizinin başlangıcı olan 2014 yılında olduğu kadar yüksek olması bekleniyor. Çelik üretim kapasitesinin giderek zorlaşan piyasa koşullarına rağmen 2023 yılı sonuna kadar 2,49 milyar mt’a yükselerek art arda beşinci kez büyüme kaydetmesi bekleniyor. Bu yıl 57 milyon mt veya %2,3 oranında kaydedilen küresel kapasite artışı, son 10 yılda ilk kez küresel kapasitedeki yıllık artışın 50 milyon mt’u aştığını gösteriyor. Asya bu yıl görülen küresel artışın %53,3’ünü oluşturuyor.
OECD devreye alınması beklenen 46 milyon mt ve planlama aşamasındaki 78 milyon mt ilave kapasiteyle, kapasite fazlası sıkıntısının önümüzdeki üç yılda (2024-2026) önemli ölçüde artacağını tahmin ediyor. Ayrıca küresel kapasite kullanım oranının üst üste iki yıldır kötüleştiğine dikkat çekilen raporda, küresel çelik kapasitesi ile üretim arasındaki farkın genişleyerek 2023 yılında 610 milyon mt seviyesine ulaştığı belirtildi.
Öte yandan küresel çelik talebinin büyümesine ilişkin beklentiler, Çin gayrimenkul piyasasındaki gerilemenin ve bunun ekonomi üzerindeki etkilerinin sonucu olarak ülkedeki çelik talebinde görülebilecek ciddi düşüş riskinden olumsuz etkileniyor.
Kapasite fazlası aynı zamanda çelik sektöründen kaynaklanan karbon emisyonunda da artışa neden oluyor. Hesaplamalara göre, küresel kapasite fazlasının üçte bir oranında azalması bile küresel çelik sektöründen kaynaklanan emisyonda %2-14 oranında bir düşüşe yol açacak. Çelik talebindeki olumsuz görünüm ve özellikle ASEAN ve Afrika’daki yeni yatırımlarla çelik kapasitesinin Çin’den diğer bölgelere kayması, önümüzdeki yıllar için endişe verici bir tablo yaratıyor. Bu aynı zamanda çelikte karbondan arınma hedeflerine ulaşmanın önünde de büyük bir engel.