4-22 Kasım 2024 tarihleri arasında online olarak gerçekleştirilen OECD COP29 toplantısında, “Piyasa koşullarının çeliğin karbondan arındırılmasına hazırlanması” başlığı altında bir panel düzenlendi. Konuşmacılar, çeliğin karbondan arındırılması için gerekli olan hurda ve hidrojenin bulunabilirliğini ve şirketlerin karbondan arındırma hedeflerinde ilerlemesini etkileyen piyasa koşullarını ele aldı.
OECD Çelik Komitesinin çalışmasını sunan OECD Çelik Karbondan Arındırma Birimi Başkanı Michele Rimini, çeliğin karbondan arındırılmasının mevcut endüstriyel yapılarda ve ticaret modellerinde önemli bir rol oynayacağını söyledi. Rimini, şirketlerin iddialı karbondan arındırma stratejilerinin uygulama açısından daha kapsamlı ve ayrıntılı olması gerektiğini belirtirken, hurda ve hidrojen bulunabilirliğinin dengeli olmadığını ve bulunabilirliğin ihracat kısıtlamalarından etkilendiğini ifade etti.
Sınırlı hurda ve hidrojen bulunabilirliğine değinen JFE Steel Corporation’ın yetkilisi Hiroyuki Tezuka, “A şirketinin daha fazla hurda kullanması B şirketi için hurda bulunabilirliğinin azalması anlamına geliyor,” dedi. Hidrojenin yalnızca hidrojen bazlı doğrudan indirgenmiş demir üretimi için değil, aynı zamanda yüksek fırına hidrojen enjeksiyonu için de çok kritik bir girdi olduğunu ifade eden Tezuka, ayrıca küresel demir cevheri tedarik kapasitesinin yalnızca yaklaşık %10'unu oluşturan yüksek kaliteli demir cevheri bulunabilirliğinin de sorun teşkil ettiğini belirtti. Tezuka, “Herkes hidrojen bazlı doğrudan indirgenmiş demir üretimine odaklandığında yüksek kaliteli demir cevheri çok nadir bulunan bir ürün olacak,” diye ekledi.
Öte yandan POSCO Karbon Nötr Strateji Ekibi Lideri Piljin Moon, çevresel, ekonomik ve sosyal etkiler göz önüne alınarak dengeli bir yaklaşım gerektiren karbondan arındırmanın yüksek başlangıç maliyeti ve düzenleyici politikalardaki belirsizlik gibi engellerle karşılaştığını ifade etti. Ayrıca hükümetin net düzenleyici çerçeveler ve mali teşviklerle başlangıç döneminde geçişi kolaylaştırması gerektiğini söyledi. Moon, yeni teknolojiler uzun vadeli kazanımlar ve daha fazla karbon düşüşü sunsa da fizibilite açısından daha büyük risk oluşturduğunu, kademeli geçişin ise daha az riskli ve daha uygulanabilir olsa da uzun vadeli iklim hedefleri açısından büyük bir emisyon düşüşü sağlamayabileceğini dile getirdi. “Yeni teknolojiler bir gecede geliştirilemediği için şirketlerin ikili bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Bu da çelik üreticilerinin kademeli karbon azaltma stratejisini uygularken aynı zamanda yenilikçi teknolojilere yatırım yapmaları gerektiği anlamına geliyor,” şeklinde konuştu.