İtalya yerel çelik ve hurda distribütörleri birliği Assofermet, AB Komisyonu’na bazı çelik ürünlerinin ithalatına uygulanan koruma önlemlerinin gözden geçirilmesine ve Corona virüsü salgınının çelik piyasasına etkilerine yönelik bir yazı gönderdi. Assofermet, “Çelik talebi tamamen durmuş durumda, çelik üreticileri de, bazı kapasite duruşlarına rağmen, karantina süresince üretim yapmalarına izin verilmesi sebebiyle çelik üretimine devam etti,” dedi.
Birlik, geçtiğimiz günlerde mevcut kota sisteminin daha da sıkılaştırılması yönünde başvurular olduğuna dikkat çekerek, “AB çelik piyasasını dışarıya kapatmanın sektörün yararına olacağına dair çarpıtılmış bir görüş var,” dedi. Assofermet, öncelikle Çin çelik ihracatı tehdidinin uygulamada olan antidamping vergileri ile tamamen bertaraf edildiğini belirtti. Ayrıca, yazıda, “AB’nin çelik ithalatı geçtiğimiz 15 ay boyunca düzenli olarak azaldı” (2020’nin ilk çeyreğinde ithalatta yıllık %28 düşüş görüldü) ve “İthalat yüksekken fiyatların da yüksek olduğu ya da tam tersinin geçerli olduğu örnekler de görüldüğü için ithal ürünler ile fiyat dinamiği arasında korelasyon yok” ifadelerine yer verildi. Ayrıca, birlik, çeyreklik kota sisteminin AB’ye gelen ithalat akışını bozduğunu, tonajlarda ani artışların ardından iki ay boyunca azalma olduğuna dikkat çekti. Assofermet, kota sistemindeki herhangi bir değişiklik “2020 yılı Eylül ayına kadar iyi niyet çerçevesinde yapılan kontratları bulunan Avrupalı distribütörleri ve tüketicileri haksız yere cezalandırmak olur” dedi. Bu yüzden arzı etkileyecek hamleler yerine talebi etkileyecek hamleler yapılması yerinde olur. Assofermet, geniş bir altyapı planı, gelir destek planı ve esnek iş modeliyle AB çelik talebinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’den ithal sıcak saca yönelik davaya ilişkin ise, Assofermet, Türkiye’nin Avrupa’ya sıcak sac ihraç eden en önemli kaynak (toplam 7,2 milyon mt ithalatın 2,58 milyon mt’unu oluşturuyor) olduğunu hatırlattı ancak, “Avrupalı üreticiler, Türkiye’nin AB’ye verdiği ihracat fiyatlarının çok altında fiyatlarla Türkiye piyasasına sıcak sac ihraç ederek sistematik olarak Türkiye piyasasına saldırıyor,” yorumunda bulundu. Ayrıca, “Avrupalı üreticiler yine sistematik olarak Avrupa piyasasında fiyat kırıyor,” dedi. Birliğe göre, Avrupa piyasası gereğinden fazla korunuyor, bu yüzden Türkiye’den ithal sıcak saca getirilecek herhangi bir önlem Avrupa’da yerel fiyatların yapay olarak yüksek seviyelerde kalmasına neden olarak Avrupalı üreticilere yarar sağlayacak. Bu sırada da Avrupalı tüketiciler olumsuz etkilenecek ve AB’de çelik tüketen sektörlerin rekabet gücü zarar görecek.
Sonuç olarak, Assofermet, EUROFER’in talebinin reddedilmesi gerektiğini ve şu ana kadar tek bir ülkeden yüksek tonajlarda ithalat yapılmasının önüne geçen %30’luk sınırlamanın devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Öte yandan, kotaların çeyreklik bazda devreye girmesinin kaldırılması gerektiği, bunun hem üreticiye hem de tüketiciye faydası olacağı belirtilirken, Avrupa Boru Birliği ESTA, kotaların hafifletilmesine ilişkin mekanizmanın gözden geçirilerek, kota hacimlerinde yıllık artışlar yapmak yerine kota aşımı halinde ödenecek verginin %25’ten %10’a düşürülebileceğini ifade etti.