Yakup Yılmaz Boru Genel Müdürü Ramazan Yılmaz ile piyasadaki mevcut durumu ve ihracat planlarını konuştuk.
Okuyucularımıza faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yakup Yılmaz Boru A.Ş., 1993 yılında Yakup Yılmaz tarafından Ankara’da kurulmuş, demir-çelik sektöründe güvenilir bir çözüm ortağı olarak yerini sağlamlaştırmıştır. Demir-çelik sektöründeki faaliyetlerimizi, dürüstlük ve kalite ilkelerine dayalı bir yaklaşımla yürütüyoruz. Başta inşaat, otomotiv ve sanayi sektörü olmak üzere pek çok alanda güvenilir bir tedarikçi olarak öne çıkıyoruz. Kalite standartlarına uygun ürünler sunma konusundaki kararlılığımız sayesinde müşteri memnuniyetinde yüksek seviyelere ulaşıyoruz. Bugün, gelişen Türkiye ekonomisi ve sanayi yapısına destek olarak, yerel pazarda olduğu kadar uluslararası pazarlarda da güçlü bir varlık göstermeyi hedefliyoruz.
Hangi ürünlerin satışını yapıyorsunuz?
Şirketimiz, demir-çelik sektöründe geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Ürünlerimiz arasında başlıca boru, profil, hadde ve sac çeşitleri bulunmakta. Özellikle yüksek kaliteli, dayanıklı ve çeşitli standartlara (TSE, DIN, BS, ISO gibi) uygun olarak üretilen ürünlerle müşterilerimize çözümler sunuyoruz. İnşaat sektöründen otomotive, makine imalatından enerjiye kadar pek çok sektöre hitap eden ürün portföyümüz, sektör ihtiyaçlarına geniş bir çerçevede cevap veriyor. Bu ürünleri müşterilerimize hızlı bir şekilde ulaştırarak, ihtiyaç duyulan kaliteyi sağlamak en temel hedefimiz.
Talep ve fiyatlardaki gidişatı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demir-çelik sektörü, döviz kurları ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle zaman zaman belirsizlikler yaşayabiliyor. Özellikle bu sene ilk çeyrek sonunda gelen faiz artışları ve şirketlerin nakde ulaşmasının zorlaşması, demir-çelik fiyatları üzerinde negatif bir baskı yarattı. Talebin düşmesi, sanayide çarkların yavaşlaması ve maliyet enflasyonu gibi sebepler sektörü olumsuz etkiledi. Ancak Türkiye'nin çelik üretim kapasitesindeki artış ve gelecek yıllardaki projeksiyonlar sektör için umut verici. 2025 yılı itibarıyla çelik üretiminin 40 milyon ton gibi rekor bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu gelişme, Türkiye’nin dünya çelik pazarında daha güçlü bir konum elde etmesini sağlayacaktır. Fed faiz indirimleri sonrasında, bölgesel veya jeopolitik sorunlar olmazsa, iç piyasada çarkların daha sağlıklı döneceği düşüncesindeyim. Özellikle Çin’den gelebilecek olumlu haberlerle demir-çelik fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket bekleyebiliriz. Piyasa dalgalanmalarını yakından izleyerek, müşterilerimize rekabetçi fiyatlar sunmak için çalışacağız.
Alım yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
Tedarik sürecinde, uluslararası kalite standartlarına uygunluğu esas alıyoruz. Tedarik zincirimizi sürekli olarak değerlendirip optimize ederek, güvenilir ve yenilikçi tedarikçi ağları ile iş birliği yapıyoruz. Bu süreçte ayrıca, hammadde kaynaklarının sürdürülebilirliğine ve çevre dostu üretim süreçlerine dikkat ediyoruz. Yenilikçi çözümler üreten, güvenilirliği yüksek tedarikçilerle çalışarak kaliteye odaklanıyoruz.
İhracatla ilgili planlarınız neler?
Şirketimiz için ihracat, gelecekte büyümek adına odaklanmak istediğimiz önemli bir alan. Türkiye, stratejik konumu sayesinde demir-çelik sektöründe dünya pazarlarına kolay erişim avantajına sahip. Biz de bu avantajı kullanarak başta Orta Doğu ve Avrupa olmak üzere geniş bir coğrafyaya açılmayı planlıyoruz. Hedef pazarlarımızda daha sağlam bir konum edinmek ve Türkiye’nin demir-çelik alanındaki gücünü daha da yukarılara taşımak amacıyla ihracat faaliyetlerimizle dünya pazarındaki yerimizi sağlamlaştırmak istiyoruz.
İç piyasadaki rekabetle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Demir-çelik sektöründe iç piyasadaki rekabet oldukça yüksek. Kaliteli ürün ve müşteri memnuniyetini odağımıza alarak sektörde fark yaratmaya çalışıyoruz. Bu rekabet ortamında kendimizi kalite, güvenilirlik ve müşteri odaklı yaklaşımımızla öne çıkarıyoruz. Ayrıca, esnek ödeme koşulları, güçlü stok ve hızlı teslimat ile müşterilerimize rekabet avantajı sağlıyoruz. Sektörde güvenilir ve uzun vadeli iş ilişkileri kurarak, iç piyasada kendimize sağlam bir yer edindik. Önümüzdeki dönemlerde Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’nde yapacağımız depo ve çelik servis merkezimizle rekabette bir adım öne geçmeyi planlıyoruz.
Ekonomik durum işlerinizi nasıl etkiliyor?
Tabii ki çok olumsuz etkiliyor. Mevcut ekonomik şartlar, uzun zamandır görmeye alışık olmadığımız şekilde kötü. Ancak bu durum karşısında esnek ve hızlı uyum sağlama yeteneğimizi geliştirerek, verimlilik artırıcı stratejilere odaklanıyoruz. Yıllardır öz sermaye ile iş yapmaya alışık bir şirketiz. Süreci doğru yönetmeye çalışıyoruz. Ekonomik belirsizliklere karşı hazırlıklı olabilmek adına iş süreçlerimizi optimize ediyor ve maliyetlerimizi kontrol altında tutuyoruz. Türkiye’nin ekonomik programlarının olumlu sonuçlarıyla piyasalarda öngörülebilirliğin artması işlerimize olumlu bir katkı sağlayacaktır.
2024 yılı nasıl geçiyor, önümüzdeki seneye ilişkin beklentiler neler?
2024 yılı, dalgalı piyasa koşullarına rağmen bizim açımızdan çok kötü geçmiyor. Yıl sonunu 200.000 ton yıllık tonajla kapatmayı planlıyoruz. Bu rakam bizim 2024 yılı için hedeflediğimiz tonaj rakamımızdı. 2024 yılı içinde şirketimiz 1,3 MW güneş enerjisi yatırımı ve boru–sac lazer yatırımları yaptı. Sevkiyat ve depolama sıkıntılarımız vardı. Bunlar için yeni depolama ve araç yatırımları yaptık. Şirket olarak yenilikçi çözümler üretmeye, verimlilik artırıcı projelere ve dijital dönüşüm faaliyetlerine odaklandık. Erp altyapımızı güçlendirdik ve bütünleşik bir Erp sistemini şirketimize entegre ettik. Kalite standartlarımızı artırmak adına kalite yönetim sistemi çalışmalarına başladık. 2025 yılı için ise sektör genelinde temkinli, iyimser bir beklentimiz var. Piyasa koşulları, her ne kadar olumsuz olsa da odaklandığımız nokta, piyasadaki müşteri payımızı ve hacmimizi artırmak.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Yakup Yılmaz Boru A.Ş. olarak, dürüstlük ve kalite değerlerimize bağlı kalarak sektörde güçlü bir çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz. Müşterilerimize sağladığımız güven, iş ortaklıklarımızı uzun vadeli bir başarı hikayesine dönüştürüyor. Gelecek yıllarda, Türkiye’nin demir-çelik sektöründeki potansiyelini en iyi şekilde kullanarak hem yerel hem de uluslararası pazarlarda büyümeye devam edeceğiz. Bu vesileyle tüm iş ortaklarımıza teşekkür eder, sektördeki yenilikleri ve gelişmeleri heyecanla beklediğimizi belirtmek isteriz.