Buradasınız: Anasayfa > Çelik Haberleri > Röportajlar > Özkan...

Özkan Akşit: Türkiye’nin büyümesi için ihracat şart

Cuma, 16 Haziran 2023 09:34:22 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Noksel Boru Satın Alma ve ERW Satış Koordinatörü Özkan Akşit ile boru sektöründeki son durumu ve iç ve dış piyasalardaki gelişmeleri konuştuk.

 

2022 yılı boru sektörü için nasıl geçti, 2023 yılı nasıl başladı?

2022 yılının ana gündemi gelişmiş ülkelerdeki enflasyon ve hükümetlerin faizler ile bu sorunla başa çıkması olacaktı. Ancak Şubat ayı sonunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile gündem değişti. Avrupa, bir yanda enflasyon ile mücadeleye başlamada gecikirken, diğer yanda, enerji tarafında Rusya’ya olan bağımlılığı sebebiyle enerji krizi ile karşı karşıya kaldı. Fırlayan petrol fiyatı, enerji krizi, zaten pandemi sebebiyle yapışkanlığı tartışılan enflasyon tüm denklemleri alt üst etti. Rusya ve Ukrayna demir-çelik sektörünün, sadece Türkiye için değil dünya için de, çok önemli iki oyuncusu. Ukrayna’nın resimden çıkması, Rusya’nın ambargoları, girdi, yarı mamul ve mamul tarafında ciddi soru işaretlerini beraberinde getirerek, fiyatların uçmasına sebep oldu. Ancak, ilerleyen dönemde, Rusya-Ukrayna savaşı normalize edildi. AB, ambargolar açıklamasına rağmen ihtiyaç duyduğu yarı mamul için kota uygulamasına geçti. Ayrıca enerji krizini de düzgün bir yönetim ile bertaraf edebildiler. Rusya da, bu süreçte, Çin, Hindistan ve Türkiye ile kuvvetli ticarete devam etti. Darmadağın olan Ukrayna oldu. Mayıs ile birlikte fiyatlar düşüşe geçti. Enflasyon ile mücadelede faizlerin artması inşaat sektörünün gerilemesine sebep oldu. Türkiye’de artan enflasyon, yükselen emtia fiyatları ile inşaat sektörü sert daralma yaşadı. Dünya da farklı değildi. Bu sebeple, Türkiye’nin demir-çelik üretimi 2022 yılında çift haneli daraldı.

2023 yılı, Çin’in salgın kısıtlamalarını kaldırması ile pozitif olarak başladı. Amerika, federal bütçeden 1,5 trilyon $ yatırım açıkladı (her 100 milyar $, 5 milyon ton çelik talebi yaratıyor olarak hesaplanıyor). Ayrıca yenilenebilir enerjideki atılımları ile çelik talebinin hareketli olacağı sinyallerini verdi. Dünya genelinde beklentiler boşa düştü. Çin iç talebi ivme yakalayamadı. Ardından talep bulabilmek için yüzünü ihracata dönünce fiyatlar gevşedi. Daralan marjlar ile üretim kademeli azalınca, girdi talepleri düştü. Bu da hem demir cevheri hem de kömür sektörlerini olumsuz etkiledi. Şubat ayında Türkiye’nin yaşadığı ve 11 şehri etkileyen deprem felaketi çelik sektöründe büyük etki yarattı. Türkiye’nin çelik kapasitesinin %30’unu temsil eden firmalar bölgede depremden olumsuz etkilendi. Fabrikalarda büyük hasar olmamasına rağmen yaşanan can ve mal kayıpları ile (hayatlarını kaybedenler, yakınlarını kaybedenler, evlerini kaybedenler) fabrikalar durdu. Deprem bölgesinde İsdemir durdu, bir de slabı ile beslediği Ereğli fabrikası da dışarı sıcak malzeme vermeyi kesti. Ne mevcut siparişlerini ürettiler ne de yeni sipariş aldılar.

Mevsimsel olarak kota öncesi yüklemelere denk gelen bu dönemde, borucular ihracat üretimlerine devam ederken içeride malzeme sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Yassı üreticisi piyasada sadece Habaş ve Çolakoğlu kaldı. Çolakoğlu bu dönemde daha önce kapasitesini düşürdüğü ve depremden etkilenen konteynercilere öncelikli üretim yaptığı için düşük bir arz ile piyasayı doyuramadı. Habaş daha hazırlıklı idi ve sipariş kabul etmeye devam etti. Arz sıkıntısı ile fiyat artışları mamule de yansıdı.

2022 yılı özellikle sadece boru değil demir-çelik sektöründe tarihinde görülmemiş kârlılık oranları ile kapatıldı. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, pandemide dahi görülmemiş seviyelere çıkan fiyatlar, buna karşılık görece düşük kalan girdi maliyetleri ile sektörün büyük kısmı belki de bir daha elde edemeyecekleri kârları gördüler ve finansal oranlar yakaladılar. Birinci çeyreğin sonu ve ikinci çeyrekte savaş sonrası oluşan “malzemesiz kalma” korkusu ile talebin de kuvvetli olması piyasaya olumlu yansıdı.

Spiral tarafında ise, 2021 yılından gelen projeler devam etti. Özellikle, pandemi zamanı duran birçok proje hayata geçti ve 2021 yılında önemli kontratlara imza atıldı. Çok önemli miktarda tonajlar 2022 yılında sevk oldu. Sektör son beş yılın en yüksek ihracat tonajını yakaladı. Diğer taraftan, yeni iş alma konusunda aynı olumlu tablo gerçekleşmedi. Çünkü çok hızlı şekilde artan hammadde fiyatları, proje fizibilitelerini alt üst etti. Ülkemizde, birçok idare planladıkları altyapı projelerini ertelemek zorunda kaldı. Aynı durumda, ihracat pazarlarımızda da projelerin ertelenmesine sebep oldu. Bu da spiral kaynaklı projelerde yeni satış potansiyellerini düşürdü.

Mevcut şartlarda, yurt içi ve yurt dışındaki boru talebi ne durumda?

Avrupa halen toparlanma aşamasında. Enflasyon ve enerji krizi ile mücadele de atılan adımlar meyvelerini yakın zamanda verecektir. Şu anda globalde, özellikle Çin’in düşüşü, tüm dünyayı aşağı çekiyor. Kuzey yarımkürede mevsimsel olarak talebin olumlu olmasını beklediğimiz dönem maalesef zayıf devam ediyor. Bu da bize, talebin ötelendiğini düşündürüyor. Yurt içinde ise Türkiye aksiyonlarını seçim sonrasına bırakmış görünüyor. Piyasada gösterge niteliğindeki faiz ve kur işlemez duruma geldi. Dış ticaret açığı, cari açık yükseliyor. TL ile işlerin döndüğü yurt içinde kurun artacağı endişesi işleri zorlaştırıyor. Seçim sonucu her ne olursa olsun, mevcut politika çok uzun süre devam etmeyecek gibi görünüyor. MB döviz rezervleri, sürekli artan dış ticaret açığı ve yapışkan enflasyon, Türkiye’nin çözmesi gereken önemli ekonomik sorunları.

Türkiye’nin en önemli ihracat pazarları Romanya, İngiltere, Amerika ve Irak olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk boru üreticileri, birçok ihracat pazarında ithalatı önleme bariyerleri ile karşı karşıyadır. Avrupa Birliğinin kota uygulaması, Amerika’nın Section 232 uygulaması halen devam etmektedir. Buna rağmen satış tonajlarında 2022 yılında artış kaydedilmiştir.

Önemli pazar Avrupa Birliğinde faiz artışları ile birlikte EU İnşaat PMI verileri olumsuz etkilenmiştir. 2022 yılından itibaren düşüş trendi, Haziran 2022 ile daralmaya geçmiştir. Bu da talepsizlik yaratmıştır.

Amerika tarafında ise, artan petrol fiyatları özellikle kuyu/sondaj boruları için olan talebi olumlu etkilemiştir. Baker Hughes Rig Count verilerine göre 2022 yılını bir önceki yıla göre çift haneli büyüme ile kapatmıştır.

Türkiye, yurt içinde kurun yüksek volatilitede olması, yine yüksek konut faizleri ile farklı bir döneme girmiştir. Bu da inşaat sektöründe daralmaya sebep olmuştur. 2010 yılından 2017 yılına kadar inşaat sektörünün GSYİH içindeki payı istikrarlı bir şekilde artmış ve çeyreklik dönem bazında en yüksek %9,3 seviyesini görmüştür. 2017 yılından 2019 yılına kadar ise düşüşe geçmiştir. 2022 yılı son çeyrek verilerine göre sektörün payı %4,9’dur.

Hem hammadde hem de boru fiyatlarının gidişatıyla ilgili yorumunuz nedir?

Türkiye’de boru ve sıcak sac fiyatları yüksek korelasyon ile ilerlemektedir. Sıcak sac fiyatlarında, halen olumsuz bir hava hakim. Çin’den yeni gelen PMI verileri daralmayı gösteriyor. Bu da hala ihracata ihtiyaçları olacağını işaret ediyor. Çin’in ihracat iştahı dünyanın geri kalanı için olumsuz haber oluyor. Diğer taraftan, Avrupa’da özellikle ertelenen bir talep var. Bunu önümüzdeki dönemde hissedeceğiz. Bu iki unsur birbirini dengeleyici olacaktır. Önümüzdeki süreçte büyük volatilite olmayacağını düşünüyoruz. Tabii artık her yıl karşılaştığımız siyah kuğulara da hazırlıklı olmalıyız. Zira, Amerika ve Çin arasındaki gerilim ortada. Rusya’nın Ukrayna istilası hala devam ediyor. Gelişmiş ülkeler yeni yeni ambargo paketleri hazırlıyorlar. Buradan Türkiye’nin direkt ya da indirekt etkilenmesi olası.

Türkiye boru sektörünü iki parçada değerlendirmekte fayda var:

Bunlardan birisi spiral kaynaklı çelik boru. Spiral borular, geniş bir alanda kullanılır. Spiral kaynaklı çelik borular, petrol, doğal gaz, su ve diğer akışkanların taşınması için kullanılan boru hatlarında sıkça kullanılır. Madencilik ve kazı endüstrisinde kullanılan drenaj, havalandırma ve diğer uygulamalarda tercih edilir. Temel inşaat projelerinde derin temel kazılarında ve çevre güvenlik sistemlerinde kullanılır. Deniz kenarındaki iskele ve rıhtımlarda spiral kaynaklı çelik borular yaygın olarak kullanılır. Tarım ve sulama sistemlerinde kullanılan su dağıtım hatlarında kullanılır.

Spiral kaynaklı çelik boruların kullanım alanı sebebiyle satın alma süreçleri ihale usulü ya da proje mantığı ile ilerlemekte. Hem yurt içi hem yurt dışı pazarlarda Türk spiral boru üreticileri, çok önemli projelere imza atmaktadır. Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya, Avrupa’dan Afrika, Orta Doğu’ya geniş bir coğrafyada Türk borucular çok önemli projelere imza atmışlardır. Bu işlerde, hem lokal hem de global oyuncuların rekabetleri mevcuttur. Müşteri şartnameleri, kaplama ve nakliye gibi ekstra operasyonların maliyetleri sebebiyle, satış fiyatı ile maliyetler arasında spread oluşur. Ancak yine en önemli maliyet kalemi sac olarak karşımıza çıkmaktadır. 2022 yılında, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Türkiye’deki sac fiyatları çok hızlı bir ivme ile hareket etti. Proje işleri çevrim süreleri, finansman çalışmaları dikkate alındığında en kısası 6 ay olmak üzere yıllar süren çalışmalar sonucu hayata geçmektedir. Bu projeler belli bir bütçe ile yola çıktığı için çok hızlı artan sac fiyatları zamanında projeler durma noktasına gelir. Bir de bunun yanına, dünyadaki rekabeti eklemekte fayda var. 2022 yılının Şubat-Mayıs ayları arasında, Türkiye fabrika çıkışı HRC ile Çin FOB HRC fiyat makası inanılmaz bir şekilde arttı. Bu süreçte sac fiyatları tepede 400$ farka ulaşınca, Çinli üreticiler Türkiye’nin burnunun dibindeki coğrafyalarındaki projeleri rahatlıkla kazandılar, çok büyük lojistik dezavantajlarına rağmen. Türkiye sac piyasası fiyat artışı konusunda çok hızlı reaksiyon verince, Çinli ve Hint borucular için avantajlı bir rekabet ortamı ortaya çıkıyor ve çok önemli ihracat projelerinde kayıplar yaşanıyor.

Boru sektörümüzün en büyük parçası ise boyuna kaynaklı borular. Türk boru sanayisinin en yüksek kapasitesi bu ürün grubundadır. Boru hatları, petrol ve gazın üretiminden depolanmasına, nakil hatları ile taşınmasında ve dağıtımına kadar birçok aşamada kullanılır. İçme suyu tedarik hatları, kanalizasyon hatları ve arıtma tesislerindeki proses hatları için idealdir. Bina iskelelerinde, köprülerde, tünellerde, rıhtımlarda ve diğer yapı projelerinde taşıyıcı elemanlar olarak kullanılabilirler. Otomotiv sektöründe, egzoz sistemlerinde ve şasi bileşenlerinde kullanılan çelik borular, dayanıklılık ve mukavemet sağlar. Enerji santrallerinde boyuna kaynaklı çelik borular, buhar hatları, soğutma sistemleri ve yakıt hatları gibi uygulamalarda kullanılır.

Boyuna kaynaklı borular, konteyner taşımacılığı da bu sektörde kullanılabildiği için daha geniş coğrafyaya ihracat imkanı sağlamaktadır. Bu boruların yer aldığı bazı sektörlerde proje mantığı ile satın alma vardır. Ancak stok ve perakende işindeki kısım çok daha büyüktür. Bu tarafta, sektör yerine koyma maliyeti ile ilerlemeye çalışmaktadır. Diğer taraftan, kapasiteler, iç pazardaki tüketim hacmi, rekabet eden firmalar arasındaki dengeli olmayan yapılar, sektörü zorlamaktadır. Rekabet ile Türk borucuları dünyanın en kaliteli borularını en ucuz fiyata verir hale gelmiştir.

Türkiye yassı sıcak rulo ürün grubunda net ithalatçıdır. Önümüzdeki dönemde, hem üreticilerin yatırım planları hem de yeni oyuncuların yatırımları ile sektör ithalata bağlılığından uzaklaşacak ve daha rekabetçi bir pozisyon alacaktır. Bu rekabet boru sektöründe olumlu karşılanacaktır.   

Yassı mamul ithalatına getirilen ilave vergileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı sektörler gelişme aşamasındayken merkantilist bir yaklaşım ile onların gelişmesini sağlamak için koruma duvarlarının örülmesi hem olağan hem de sağlıklıdır. Bir ülkenin endüstrisinin güçlü olması çok önemlidir. Diğer taraftan, belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra bu tip vergilerin kaldırılması global arenadaki rekabet açısından elzemdir. Trump 2018 yılında ülkesinin ulusal güvenliğini koruma amaçlı Section 232 vergisini getirmişti. Zamanla bu vergi aslında bir tür müzakere aracına dönüştü. Amerika, dost düşman ayrımını yaparken ticaret gücünü de kullandı. Toplanan vergiler de sektördeki bir avuç çelik üreticisinin tarihlerinde görmedikleri kârları kazanmalarını sağladı.

Dünyada ticaretin aldığı yeni hal ile Türkiye mütekabiliyet ilkesi ile ilişkilendirerek, AB ve G. Kore yassı çeliğine antidamping vergileri getirdi. Türkiye’nin önemli ithal kaynakları olan Rusya ve Ukrayna ise önemli ölçüde ortadan kalktı. Ukrayna, fiziken artık çelik üretip Türkiye’ye gönderemiyor. Rusların bir oyuncusu hariç üreticileri ambargoda. Türkiye’deki iştiraki dahi OFAC listesinde. Türk üreticiler ihracat odaklı oldukları için alışveriş konusunda tedirginlik hakim.

Deprem ile bir önceki yıla göre İsdemir’de üretim %55, Ereğli’de %1 düştü. (2023 ilk çeyrek faaliyet raporu). Yurt içindeki arz sıkıntısı, yakın coğrafyadaki üreticilere getirilen vergiler, artırılan gümrük vergileri fiyatların kontrolsüz ve piyasadan kopuk bir şekilde artmasına sebep oldu. Hem fiyat artışları hem de malzemesiz kalınan ortamda artırılan ithalat vergileri dahi ertelendi. Yüksek ithalat vergilerinin sektörü ne kadar olumsuz etkilediğini son dönemde yaşayarak da görmüş olduk.   

İhracat piyasalarında rekabet ne durumda?

Yurt içinin yüksek kapasitesi ve çelik üreten boru üreticisinin de sektörde yer alması rekabeti artırırken kârlılıkları düşürüyor. Bir de bunun üzerine yüksek girdi maliyetleri üreticilerin marjlarını olumsuz etkiliyor. Boru/profil sektöründeki orta ve uzun vadede, ihracat yerine ihracat ülkelerinde yerinde imalat modelini daha çok görmeye başlayabiliriz. Zira, boru/profil sektörünün mevcut durumu sürdürülebilir görünmüyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Türkiye’nin özellikle ihracat ile büyüyeceğini görüyoruz. Dış açığı kapatmak için elzem olan ihracatın artması ve aynı zamanda ithalatın azalması. Yurt içinde yassı üreticilerinin bir taraftan yatırım haberlerini takip ediyoruz. Yurt içinde arzın artması ile birlikte içeride rekabet bir üst seviyeye çıkacaktır. Bunun yanına bir de gümrük vergilerinin düşürülmesi gelirse, Türk boru üreticileri daha rekabetçi fiyatlar ile sacını yurt içinden alıp dünya ile mücadele edecektir. Çelik üreticileri de kapasitelerini yurt içi ile dolduracak, boru üreticileri de ithalat yapmamış olacaktır ki bu da herkesin istediği kazan-kazan senaryosunun gerçekleşmesini sağlayacaktır.

Ayrıca önümüzde yeşil çelik, sınırda karbon uygulaması gibi ihracatımızı çok ciddi etkileyecek konular var. Tüm sektör paydaşlarının bir araya gelerek hem durumu izlemesi hem de gerekli projeleri yürütmeleri gerektiğini düşünüyoruz.

 


Benzer Haber ve Analizler

Benteler inşaat sektörüne yönelik yeni sürdürülebilir çelik borusunu tanıttı

21 Kas | Çelik Haberler

Japonya’nın ham çelik üretimi Ekim ayında aylık %4,6 yükseldi

21 Kas | Çelik Haberler

ABD Ukraynalı Interpipe’tan ithal OCTG boruya yönelik incelemenin nihai sonucunu açıkladı

21 Kas | Çelik Haberler

ABD’nin OCTG boru ithalatı Eylül’de aylık %12,3 geriledi

21 Kas | Çelik Haberler

Yakup Yılmaz Boru: Başta Orta Doğu ve Avrupa olmak üzere geniş bir coğrafyaya açılmayı planlıyoruz

20 Kas | Röportaj

Türkiye’nin kaynaklı boru ihracatı Ocak-Eylül döneminde %9,3 yükseldi

20 Kas | Çelik Haberler

Çin’in inşaat demiri üretimi Ocak-Ekim döneminde %14,3 düştü

20 Kas | Çelik Haberler

Gürcistan’ın Türkiye’den boru ithalatı Ocak-Ekim döneminde %82 arttı

19 Kas | Çelik Haberler

ABD ve Kanada’da sondaj kulelerinin sayısı düştü

19 Kas | Çelik Haberler

Erciyas Çelik Boru’nun net kârı Ocak-Eylül döneminde yükseldi

18 Kas | Çelik Haberler





iLab Ventures
Kariyer.net  -  Sigortam.net  -  Arabam.com  -  Cimri  -  Emlakjet  -  Endeksa  -  HangiKredi  -  Neredekal.com  -  Chemorbis