Fuarın şu ana kadar nasıl gittiğini sorarak başlamak istiyorum.
Fuar iyi gidiyor, küresel jeopolitik durumun ideal olmadığı bir zamanda bile bir araya gelmek her zaman güzel. Bununla birlikte Made in Steel, her zamanki gibi, diğer piyasa oyuncularıyla görüşmek için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.
Açılış konuşmasını takip ettiniz mi bilmiyorum, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet, konuşmayı dinledim ve açıkçası, çelik tedarik zincirinin sadece üretim, maliyetler vb. ile ilgili değil, aynı zamanda kurumlar veya diğer kuruluşlarla müzakereler söz konusu olduğunda aşırı bürokrasi konusunda birçok zorluk yaşadığı ifadesine katılıyorum. Öte yandan Avrupa'da her yıl hurda tüketiminin bölgedeki reel hurda arzından yüzde 20 daha düşük olduğu ifadesine katılmıyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. Geleneksel olarak Avrupa çıkışlı hurda her zaman Kuzey Avrupa'dan Türkiye ve Hindistan'a giden rotaları takip etmiştir. Bunlar istikrarlı ve köklü rotalar ancak Avrupa Birliği müdahale etmezse durum değişebilir, hatta halihazırda değişiyor zaten. Hurda, elektrik ark ocağı üretimine geçiş için giderek daha stratejik bir kaynak haline geliyor.
Elektrik ark ocağı üretiminden bahsetmişken, Almanya'daki tesisinizde yeni bir haddehaneyi faaliyete geçirmek üzere olduğunuzu biliyorum.
Evet, bu Feralpi'nin Almanya'da gerçekleştirmek istediği çok sayıda yatırımın sonucuydu. Bunu başardığımızı söyleyebilirim ve gururluyuz.
(Saksonya'daki Riesa fabrikasında 15 Mayıs'ta açılışı yapılan yeni Feralpi Stahl haddehanesi, Almanya'da nervürlü kangal üretimine ayrılmış ilk haddehane ve dünyada 8 mt'a kadar bobin üretebilen ilk haddehane olacak. Ayrıca son teknolojiye sahip söz konusu tesis FERGreen girişimi ile birlikte Feralpi Group'un çevresel stratejisi kapsamında doğrudan emisyon açığa çıkarmıyor.)
Almanya pazarındaki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Durum 2024'ün üçüncü çeyreğine kıyasla biraz daha canlı görünüyor. Yeni Şansölye olarak Mertz'in sanayi sektörü için umut vadettiği anlaşılıyor ama ne gibi gelişmelere olacağını söylemek için henüz çok erken. İlk etapta çoğunluğun onayını alamadığı düşünüldüğünde bu yeni koalisyonun oldukça kırılgan olduğu söylenebilir. Göreceğiz bakalım.
Polonya'da durumlar nasıl?
Polonya'da işlerin çok iyi gittiğini söyleyebilirim, geçen yıl çok satış yaptık.
İtalya iç piyasası hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İtalya'daki yatırımlarımızın çoğu talebin ve tüketimin kabul edilebilir seviyelerde olduğu altyapı sektöründe. Geçtiğimiz yıllardaki Superbonus’un sebep olduğu maliyet artışları sonrasında inşaat sektöründe hafif bir düşüş gördük ancak Ulusal Kurtarma ve Dayanıklılık Planı fonlarının desteği sayesinde altyapı sektörünün iyi durumda olduğunu söylemeliyim.
Maliyetler tarafında, hurda ve elektrikle ilgili kritik konuların nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Öncelikle iki hususu vurgulamamız gerekiyor. Birincisi İtalya'daki hurda maliyetinin Kuzey Avrupa'ya kıyasla çok daha yüksek olması, ikincisi ise İtalya'daki elektrik maliyetlerinin AB ortalamasından yüzde 40, en düşük elektrik maliyetine sahip AB ülkesi olan Fransa'dan ise yüzde 70 daha yüksek olması.
Bu iki kritik meselenin üstesinden gelinmeli. Bence bunu yapmanın yolu rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapmak ve bu enerji kaynaklarının kullanımına erişimi daha az bürokratik hale getirmek. Ayrıca nükleer enerji konusu da var. Bu konuda konuşmak için henüz çok erken ancak göz ardı edilmemeli. Bana göre enerjinin yüzde 15-20'si için nükleer kaynaklardan faydalanmak hiç de fena fikir değil.
Son olarak açıkçası teoriden pratiğe geçme konusunda İtalya’da biraz direnç olduğunu görüyorum. Teoride yeşil üretim, karbonsuzlaştırma, yenilenebilir enerji gibi kelimeler kimsenin ağzından düşmüyor ama iş bu tür projelere yönelik ciddi adımlar atmaya geldiğinde güçlü bir kararlılık göremiyorum. Avrupa, daha temiz enerji üretimine yönelik tedbirleri hayata geçirmek için fazla çaba sarf etmiyor gibi geliyor.
