11-13 Ekim tarihleri arasında Polonya’nın Varşova şehrini ticaret heyetiyle ziyaret eden Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB), Türkiye çelik piyasasının yeni rakipleri nedeniyle pazarlarını kaybetmeye başladığına ve yatırımların katma değeri yüksek ürünlere yönelmesi gerektiğine dikkat çekti.
Heyete başkanlık eden ÇİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kamil Erciyas, “Çelik üretiminde daha önce sıralamaya girememiş olan İran bizi geçti, oysa ki biz Almanya’yı bile geçmiştik. Şimdi Almanya’nın tekrar altına düştük,” şeklinde konuştu. Çelik sektörünün en önemli girdileri hurda ve enerji hakkında ise Erciyas, enerji fiyatları ve girdi maliyetlerinin küresel piyasayla uyumlu gitmesini istediklerini belirtti.
Son zamanlarda Körfez ülkelerinde yapılan yatırımların söz konusu ülkeleri ithalatçı konumundan ihracatçı konumuna geçirdiğini ve ülkelerin Türkiye'ye rakip olmaya başladıklarını söyleyen Erciyas, Körfez ülkelerinin enerji ve işçilik maliyetleri açısından sahip oldukları avantajlar sayesinde Türkiye’nin pazarlarını kaybettiğini ifade etti.
Artan hurda fiyatları hakkında da yorum yapan Erciyas, üretiminin %35’ini cevherden, %65’ini ise hurdadan yapan Türk çelik sektörünün kâr elde etmek bir yana sabit giderlerini bile karşılamakta zorlandığını bildirdi. Bu durum karşısında fabrikaların kapatılması veya katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması gerektiğini ifade ederek, katma değeri yüksek ürünler için yatırım teşviklerine ihtiyaç duyulduğunu ancak ülkedeki mali durumun buna müsait olmadığını dile getirdi. Erciyas, “Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Tüm sorunlarımızın yanında kota konusunda da sıkıntılarımız sürüyor. Amerika’da üreticiler en az %25 kâr marjıyla çalışıyor. Biz ise hurdanın tozundan faydalanacak imalatlarla uğraşıyoruz. Kâr marjımız tabii ki düşük. Türkiye çelik sektöründe hiçbir şekilde %25 kâr marjı yok,” diye ekledi.
Öte yandan küresel piyasanın %60’ına hâkim olan Çin’in fiyatları istediği gibi belirleyebildiğini söyleyen Erciyas, haksız rekabet denebilecek koruma önlemlerinden dolayı Çin'in Türkiye çelik sektörüne karşı büyük avantajı olduğunu, Türkiye’nin ise navlun avantajına rağmen geride kaldığını belirtti.