Avrupa Komisyonu, Avrupa Çelik Birliği (EUROFER), İngiltere merkezli ticaret birliği UK Steel, Almanya Çelik Federasyonu Wirtschaftsvereinigung Stahl (WV Stahl) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), ABD’nin Kanada, Meksika, Avustralya, Arjantin, Brezilya, Güney Kore, AB, Japonya ve İngiltere gibi ticaret ortakları da dahil olmak üzere tüm ülkelerden ithal çelik ve alüminyum için açıkladığı %25 oranındaki vergiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa Komisyonu, AB çıkışlı ürünlere vergi uygulanacağına dair resmi bir bildiri almadığını ve durum netleşmeden yapılan açıklamalara yanıt vermeyeceğini ifade etti. Bununla birlikte AB’den yapılan ithalata vergi uygulanması için hiçbir sebep olmadığını kaydetti. Ancak AB’nin haksız vergilere karşı tüketicileri ve sanayi sektörlerini korumak amacıyla gereken karşılığı vereceğini belirtti. Avrupa Komisyonu, genel olarak vergilerin hukuka aykırı olmakla birlikte AB ile ABD’nin üretim zincirlerinin birbirine entegre olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ekonomik açıdan da verimsiz olacağının altını çizdi.
Konuya değinen EUROFER Başkanı Dr. Henrik Adam, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan vergilerin kendisinin ilk başkanlık döneminde başlattığı ticaret savaşını tırmandırarak Avrupa çelik sektörünün koşullarını daha da kötüleştirdiğini söyledi. Vergiler sebebiyle tüm muafiyetlerin ve kotaya tabi vergi sisteminin kaldırılması halinde AB’nin ABD’ye yönelik 3,7 milyon mt’luk çelik ihracat hacmini kaybedebileceğini ve bu kaybın diğer ülkelere ihracatla telafi edilemeyeceğini belirtti. Bununla birlikte küresel çelik kapasitesi fazlasının AB çelik sektörü üzerinde zaten baskı kurduğunu, bu nedenle yeşil geçişe yatırım yapılamadığını ve durumun sanayisizleşmeye yol açtığını dile getirdi. Dolayısıyla Adam, AB’nin son altı yıldır etkisini yitiren ve bölgede ithalatın sertçe artmasına sebebiyet veren koruma önlemlerini acilen revize etmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca mevcut koruma önlemleri 2026 yılının Haziran ayının sonunda sona ereceği için AB’nin kapsamlı vergilendirme sistemine devam etmesinin çok önemli olduğunu, koruma önlemlerinin sıkılaştırılmamasının AB çelik sektörünün durmasına ve tesislerin kapanmasına yol açacağını belirtti.
Öte yandan UK Steel, yeni vergilerin İngiltere ile ABD arasındaki mevcut ticari anlaşmaları geçersiz kılıp kılmayacağının şimdilik netleşmediğini ancak anlaşmalarda yapılacak herhangi bir değişikliğin yerel çelik sektörüne zarar vereceğini dile getirdi. İngiltere’nin yıllık yaklaşık 200.000 mt çelik ihracatı yaptığı ve bu ihracatın değerinin 400 milyon £’u aştığı ABD’nin AB’den sonra en büyük ikinci ihracat pazarı olduğuna dikkat çeken UK Steel Genel Direktörü Gareth Stace, vergilerin talebin azaldığı ve maliyetlerin arttığı bir dönemde çelik ihracatını ve bu ihracatın ticaret dengesine olan katkısını olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Vergilerin nihayetinde ticaret akışının değişmesine yol açacağını ve çelik kapasite fazlasının İngiltere’ye yönlendirilebileceğini aktardı. Bu durumdan dolayı, süresi 2026 yılının Haziran ayında dolacak mevcut koruma önlemlerinin ardından ithalatı kontrol altında tutabilmek için yine aynı yıl önlemlerin sıkılaştırılması gerektiğini söyledi. Stace ayrıca İngiltere’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) yürürlüğe alınacağı tarihi 2026 yılına çekmesinin de düşük fiyatlı ithalat karşısında ilave koruma sağlayacağını belirtti.
WV Stahl Başkanı Gunnar Groebler ise Avrupa’nın en önemli ihracat pazarının ABD olduğu, Almanya’nın ABD’ye her yıl çoğunluğu vasıflı çelik olmak üzere 1 milyon mt çelik ihraç ettiği ve AB’nin toplam çelik ihracatının yaklaşık %20’sinin ABD’ye sevk edildiği göz önünde bulundurulduğunda, vergilerin Almanya ve genel olarak Avrupa çelik sektörünü çok olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. Groebler, vergiler sebebiyle küresel çelik ihracatı Avrupa’ya yöneleceği ve Çin’in kapasite fazlasından kaynaklanan baskı daha da artacağı için AB’nin birlik olarak hareket etmesinin zamanının geldiğini ifade etti. Ayrıca bölgenin güçlendirilmesi amacıyla AB’nin sektörel anlaşma için ABD ile gerçekleştirdiği görüşmelere devam etmesi çağrısında da bulundu.
Son olarak ETUC, vergileri kınadığını ve vergilerin istihdamı ciddi ölçüde etkileyeceğini belirterek Avrupa Komisyonunu sanayi sektörlerini korumak için vergilere yanıt vermek üzere sendikalarla birlikte hareket etmeye çağırdı.
