Avrupa çelik değer zinciri endişe verici bir gerilemeyle karşı karşıya. Çelik üretimi, işlenmesi ve dağıtımı tarafında hızlanan sanayisizleşmeyle birlikte sektörün rekabet gücü ve uzun vadeli sürdürülebilirliği tehdit altında. Buna karşılık önde gelen iki sektör birliği olan Avrupa Çelik, Boru ile Metal Dağıtım ve Ticaret Federasyonu (EUROMETAL) ve Avrupa Çelik Birliği (EUROFER), ithalatı tamamen durdurmak yerine dengeyi yeniden sağlamayı amaçlayan ticaret önlemlerinin derhal devreye alınması için ortak bir çağrıda bulundu.
Çelik sektörü, özellikle yeşil ve dijital bir ekonomiye doğru ilerlerken Avrupa’nın ekonomik ve çevresel ortamında stratejik bir rol oynuyor. Ancak AB dışından ithal edilen çelik ürünleri, genellikle ham çelik ithalatına uygulanan koruma önlemleri olmaksızın piyasayı dolduruyor.
Korunmasız ithalatın yarattığı başlıca sıkıntılar arasında enerji uygulamalarında kullanılan çelik bazlı ürünlerin yarısının dışarıdan tedarik edilmesi; çelik tedarik zincirinde yerel üretimin azalması ve istihdam kayıpları; Ar-Ge yatırımlarının azalarak Avrupa’nın temiz endüstriyel teknolojilerde liderlik pozisyonunu zayıflatması yer alıyor.
AB’nin endüstriyel kapasitesini ve istihdamını korumak için geliştirilen Çelik ve Metaller Eylem Planı’nın dengeli ticaret koşullarına yönelik ihtiyacı vurguladığını belirten birlikler, mevcut düzenlemelerin, ithal çelikle veya ithal çelikten üretilen nihai mamulleri kapsamak konusunda eksik kaldığını belirtti. Emisyonların dış kaynaklı olduğu nihai mamullerdeki karbon sızıntısı, tıpkı hammadde ithalatında olduğu gibi büyük bir risk oluşturuyor. Birlikler, bu koruma eksikliğinin endüstriyel faaliyetlerin yurt dışına taşınmasını teşvik ederek Avrupa’nın iklim hedeflerini ve yeşil teknoloji segmentindeki stratejik pozisyonunu baltalayabileceğini belirtti.
