Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan ile sektörün 2021 yılını nasıl geçirdiğini ve 2022 yılı beklentilerini konuştuk.
Dünya çelik sektörü 2020 yılının ilk yarısında pandemi sebebiyle yaşanan ciddi daralma sonrasında, ikinci yarıda ve özellikle son çeyrekte, birikmiş talebin girdi maliyetlerinde ve nihai ürün fiyatlarında sebep olduğu artışları dengelemeye yönelik sıkıntıları, 2021 yılında da yaşamaya devam etti.
Fiyat artışları yoğun koruma tedbirlerinin uygulanmasına devam edilen ABD ve daha düşük oranlarda da olsa AB ülkeleri çelik sektörlerine sağladığı ciddi marjlar ile haksız rekabete, etkin olmayan kapasitelerin kullanılmasına ve yeni kapasitelere yönelik yatırımların başlatılmasına imkân sağladı.
Yılın son çeyreğinde ABD’nin, Kanada, Güney Kore, Brezilya gibi ülkeler ile yapmış olduğuna benzer bir anlaşma ile Bölüm 232 kapsamında AB ülkelerine çelik ürünleri için 3,3 milyon ton kota tahsis etmesi, koruma tedbirlerinin tümüyle politize edildiğini açıkça ortaya koydu.
Japonya ile de benzeri kota tahsisi için görüşmeler başlatıldı. Güney Kore, ilâve kota tahsis talebi için sıraya girdi. İngiltere ise bekleme odasına alındı.
ABD’nin Doğu Akdeniz boru hattının Türkiye’yi dışlayan yapısına yönelik itirazı ve ABD ile dış ticaretimizdeki olumlu gelişmeler, Türkiye ile normalleşme sürecine girileceği ve kota tahsis edilebileceği konusunda umut verdi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 10 yıl sonrası için de olsa, sıfır karbon konusunda verdiği taahhüt, bu kapsamda etkin olmayan kapasiteleri devre dışı bırakmaya ve Rusya gibi pek çok ülke ile birlikte, çelik üretiminde hurdanın payını artırmaya yönelik olarak uygulamaya aktardığı politikalar, bir taraftan dünya çelik sektöründe daha istikrarlı bir dönem için ümit verirken, diğer taraftan da hurda ve nihai ürün fiyatlarında eskiye dönüşün mümkün olmadığı değerlendirmelerini haklı çıkardı. ABD’deki yüzde 10’a varan enflasyon yüzünden doların uğradığı değer kaybı da, bu değerlendirmeleri güçlendirdi.
Mevcut durum itibariyle önemli ölçüde esnetilmiş bulunan ve 2022 yılında daha da esnetilmesi beklenen koruma tedbirleri, ABD ve AB ülkelerinde nihai ürün fiyatlarında 2021 yılının son çeyreğinde gözlenen gevşeme eğiliminin, 2022 yılında devam edeceğini gösteriyor.
2022 yılında ekonomide sağlanacak istikrara paralel olarak, Türkiye’nin çelik tüketimindeki ve üretimindeki büyümenin devam edeceğini, pandeminin dünya ekonomisinin canlanmasına, çelik talebinin artmasına imkân verecek şekilde gerileyeceğini, ihracatımızın yeni ekonomik politikalar istikametinde, yüzde 10’un üzerinde artış göstereceğini, ithalatımızın ise duraklama süreci içerisine gireceğini ve “Yeşil Mutabakat”a uyuma yönelik mevzuat çalışmalarının hız kazanacağını değerlendiriyoruz.
