Buradasınız: Anasayfa > Çelik Haberleri > Röportajlar > "İDÇ...

"İDÇ 2013 yılında da büyümesini sürdürecek"

Salı, 15 Ocak 2013 17:10:46 (GMT+3)   |   İstanbul

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş.'nin İstanbul Ofisini ziyaretimiz sırasında sorularımızı cevaplamak üzere bizi misafir eden Dış Ticaret Müdürü Hüseyin Ocakçı ile birlikte Dış Ticaret Müdür Yardımcıları Emrah Uğursal ve Yusuf Sönmez'in konuğu olduk. Hüseyin Ocakçı başta Orta profil Haddehanesi yatırımı olmak üzere İDÇ'nin üretim artışını, enerji konusundaki çalışmaları ve büyüme vizyonuyla ilgili görüşlerini SteelOrbis okuyucuları için paylaştı.

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş.'nin (İDÇ)  Orta Profil Haddehanesi yatırımı hakkında detayları okuyucularımızla paylaşabilir miyiz? Bu kararı almanızda en önemli etken ne oldu?

İDÇ'nin demir-çelik alanındaki yeni yatırım hamlesi 2010 yılı ekim ayında başladı. Toplam maliyeti 12 milyon avro'yu bulan sürekli döküm makinesi ve çevre birimlerinin revizyonu tamamlandı. Bu sayede kütük boyutlarının çeşitlendirilmesi ve blum üretilmesi imkanı sağlandı.  2011 yılı başında başlanan 30 milyon avro tutarındaki orta profil haddehanesi yatırımının sonuçlarını da almaya başladık. Aralık ayı içerisinde test üretimlerimiz başladı ve yakında satışa sunulabilecek ürünlerimizi üretmeye başlayacağız. Bu yatırım kararını almamızdaki en önemli etken, ülkemizin yüksek büyüme potansiyeline olan inancımız oldu. Ülkemizin durmadan devam eden büyümesinin üzerine yeni Kentsel Dönüşüm projelerini de koyduğumuzda daha yolun başındaymışız gibi görünüyor. Ayrıca tüm dünyada çelik konstrüksiyon binaların önemi giderek daha iyi anlaşılıyor ve kullanımı artıyor. Deprem kuşağında olan ülkemizde de bu tip binaların artması kaçınılmaz. Bunların yanısıra, artık Türk çelik sektörünün daha yüksek katma değerli ürünlere yönelmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Özellikle inşaat demirinde tüm dünyaya ihracat yapan ve dünyada 8. büyük üretici konumunda bulunan sektörümüz bu deneyimini artık farklı üretim alanlarında kullanmaya başlamıştır. Bizim yatırımımızı da birkaç senedir ülkemizde başlayan bu dönüşümün bir parçası gibi düşünebilirsiniz.

İDÇ'nin grup şirketleri arasında Aliağa'da İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş ismiyle bir enerji santrali yatırımı da bulunuyor. 350 milyon ABD doları yatırım tutarı açıklanan santralin hem İDÇ için hem de bölge sanayisi için önemi hakkında neler söylemek istersiniz? İhtiyaç nasıl doğdu ve santralin devreye alınması için zaman planı nedir?

Bildiğiniz gibi Türkiye'de enerji üretimi ve çeşitlendirmesi konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Üretimin yeterli olmaması nedeniyle enerji sektörü son yıllarda tam bir cazibe merkezi oldu. Bunun yanı sıra, tek bir kaynağa bağlı enerji üretmek, enerjide sıkıntı yaşanması riskini de her zaman beraberinde getiriyor.  Ülkede elektrik enerjisine ihtiyaç duyulmakta ve enerji politikası belirlenirken, enerjinin kaynağına ilişkin oran tercihlerinin çok iyi hesap edilip kalıcı, enerjide darboğaz yaşanmayacak şekilde yatırımların yönlendirilmesi, alternatif yöntemler arasında dengeli tercihler oluşturulması gerekiyor. Buna istinaden, bilindiği gibi, 2005 yılından itibaren enerji üretiminde yerli kaynaklara önem verilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefleri çerçevesinde sanayileşme ve nüfus artışına paralel olarak artan enerji talebinin karşılanması amacıyla; yeni kömür sahalarının bulunması ve bilinen sahaların geliştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. Ayrıca enerji bakanımız Sayın Taner Yıldız'ın açıkladığı gibi enerjide kömür kullanımının %22'den %30'lara çıkarılması hedefleniyor. Biz de bu sektörde var olmak ve termik santral yoluyla bu hedefler çerçevesinde yol almak istedik. Santralimiz 2014 yılı içerisinde tamamlanacak ve ülkemizin yıllık elektrik ihtiyacının %1'ine karşılık gelen 2,56 milyar KWh elektrik enerjisini çevreye saygılı, sürekli, güvenilir ve kaliteli bir şekilde sağlayacak.

Enerji maliyetlerinin üretim maliyetinin büyük bir kısmını oluşturduğu gerçeği ortada. Bu konuda bir teşvik ya da destek beklentiniz var mı?

Bu konuda sadece enerji konusunda değil, genel bir problemden söz etmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bizim asıl sorgulamamız gereken konu Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki AKÇT anlaşmasıdır. Bu anlaşma 1996 yılında yürürlüğe girdiğinde Türkiye'ye sağlanan avantajlar bugün tüm üçüncü ülkelere de sağlanmış olduğundan, Türk çelik sektörü açısından bir getirisi kalmamış, hatta AB'nin üçüncü ülkeler ile tek başına imzaladığı Serbest Ticaret Antlaşmaları, çelik sektörümüzü dezavantajlı duruma düşürmüştür. Buna karşılık, Türkiye'nin sıfırladığı gümrük vergileri AB çelik üreticilerine büyük avantaj sağlamakta ve çelik ithalatımızın yarısı AB ülkelerinden gümrüksüz olarak yapılmaktadır. 2012 yılının ilk 8 ayında AB'nin Türkiye'ye net çelik ihracatı üç misli artmış bulunuyor ve AB ile çelik ticareti sürekli aleyhimize gelişiyor. Bunun da ötesinde, anlaşmanın çelik sektörüne her türlü devlet yardımını yasaklayan hükümleri, sektörümüzün dış ticaret açığımızın kapatılmasını amaçlayan yüksek katma değerli ürünlere yönelik yatırımlarını sınırlıyor. Çok geç olmadan bu konunun gündeme alınıp ihracatta önemli bir lokomotif olan sektörümüzün önünün açılması gerekmektedir.

Kütük ve inşaat demiri üretimi artışınızda yılın ilk dokuz ayı itibarıyla yıllık bazda artış kaydettiniz. Bu artışın nedenleri hakkında düşüncelerinizi bizle paylaşabilir misiniz?

Bu artışın en önemli nedeninin ülkemizin dinamizmi ve iç piyasası olduğunu söyleyebiliriz. Dünya hala krizin etkilerini hissediyor. Dış pazarlarımıza baktığımızda talep konusunda 2008 sonlarından beri süren bir sıkıntı var. Sadece birkaç ülkede talebin daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Ama Türkiye'deki ekonomik durum, enflasyonist baskının ortadan kalkması sonucu faizlerdeki düşüş ve kentsel dönüşüm projeleri iç piyasaya büyük bir ivme kazandırdı. Üretimdeki artışın ana sebebi budur.

Toplam üretiminizin 2012 yılı itibarıyla yüzde kaçı ihracata dönük? Hangi ürünlerde hangi ihracat pazarlarında ağırlıklı olarak yer almaktasınız?

Üretimimizin ortalama %60'ı ihracata, %40'ı iç piyasaya yönelik oluyor. İhracat pazarlarında şu anda ağırlıklı olarak satış yaptığımız ürünümüz inşaat demiri. Bunun yanında profil üretimimizin test çalışmaları başladı ve yakın zamanda bu ürünlerin ihracatına başlayacağız. 80-200 arası köşebentler ve 80-300 arası beam'ler üretimimizde olacak.

2012 yılı başında sürekli döküm ünitenizdeki yenileme çalışmasının devreye girmesiyle 130 x 130-240 x 240 ile 280 x 220 mm boyutlarında kütük ve blum üretimi olanaklı hale geldi. Bu durumun üretiminde ve satışlarınızda yarattığı avantajlar ne oldu?

İDÇ olarak zaman zaman kütük ihracatı yapsak da, bu konuda çok agresif olduğumuzu söyleyemem. Kaldı ki, profil kapasitemizin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kütükteki kapasite fazlamız ortadan kalkacak, hatta bir miktar alım yapmaya başlamamız gerekebilir.

Planlanan Ebat Dağılımı
IPN 80-300 mm
IPE 80-300 mm
HEA 100-160 mm
HEB 100-160 mm
HEM 100-160 mm
UPN 80-300 mm
UPE 80-300 mm
UAP 80-300 mm
Eşit kollu köşebent 80-200 mm
Farklı kollu köşebent 80-160 mm
Hollanda profili 100-300 mm
UB 127-305 mm
UC 152 mm
PFC 80-300 mm
CH 76-305 mm

2013 yılına girdiğimiz bu günlerde, geçen yılın son dönemlerine doğru durgunluk yaşayan inşaat demiri talebini tüm yılı bir bütün olarak değerlendirdiğinizde nasıl gördünüz? Bu yıl hem ihracat hem de yerel piyasa için sıkıntılı günler geçirdik. Türkiye inşaat demiri piyasasının bir "arz fazlalılığı" problemi ile karşı karşıya olma ihtimali var mı?

Belirttiğimiz gibi, iç piyasa konusunda biz gayet iyimseriz. En azından kısa ve orta vadede iç piyasa talebinin artarak devam edeceğini öngörüyoruz. İnşaat sektöründe daha yapılacak çok iş var. Düşük faizlerle Mortgage sisteminin getirdiği olanaklar, Kentsel dönüşüm projeleri ve Mütekabiliyet yasası sektörün büyümesini destekleyecek. Ama elbette inşaat demirinde Türkiye'deki kapasiteler çok yüksek ve ihracata ihtiyaç duyan bir yapı var. Yüksek tonajda mal sattığımız pazarlardaki arz açığının yeni projelerle giderek kapanması önümüzdeki yıllarda sıkıntı yaratabilir. Bu nedenle inşaat demirindeki kapasite artışlarının artık durmasında ve yeni ürünlere yönelmekte fayda var.

Türk üreticilerin yeni pazar arayışlarıyla birlikte inşaat demiri ihraç ettikleri ülkelerin sayısı ve ihraç tonajı artıyor. İDÇ'nin yeni yatırımlarının ardından hedeflediği yeni pazarlar nerelerdir?

İzmir Demir Çelik yeni yatırımıyla öncelikle iç piyasada orta ebat profil arzını artırmayı ve ithalatın azalmasına dolayısıyla cari açık probleminin çözümüne yardımcı olmayı hedeflemektedir. Türkiye'de 200 mm ve üzeri ebatlar ve H profil üretimleri talebi karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle yıllık ortalama 400 bin mt üzerinde yapısal çelik profil ithalatı söz konusudur. Şüphesiz yeni tesisimiz bu konuda ithalatı ikame edeci bir üretim sağlayacaktır.

Ayrıca ölçek büyüklüğü nedeniyle hiçbir tesisin sadece iç piyasa ile verimli çalışması mümkün değildir. İhracat pazarlarında yoğun olarak faaliyet gösterdiğimiz Ortadoğu ve Afrika ve Amerika yapısal çelik profil ihracatlarımızda da ön planda olacaktır.

Mısır'ın uyguladığı ithalat vergisinin Türk inşaat demiri ihracat piyasasına etkisi ne olur? Mısır önemli bir pazardı ve şu an bölgeye ihracat gerçekleştirmek neredeyse imkansız bir hale geldi. Uygulanan vergide herhangi bir açık nokta var mı? ÇİB'in bu vergiye karşı başlattığı mücadele hakkında neler söylemek istersiniz?

Mısır hükümetinin uygulamaya koyduğu haksız vergi şüphesiz ki Türkiye'nin inşaat demiri ihracatını olumsuz etkilemektedir. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık nedeniyle iç talebinde düşüş yaşayan Mısır, bu haliyle bile Türkiye'den ilk 9 ayda 427 bin Ton inşaat demiri ithalatı gerçekleştirmiştir. Mısır, nüfusu ve dinamik ekonomisiyle inşaat demiri ihracatçıları açısından Afrika'nın en önemli pazarıdır.

Geçici önlem soruşturmasının ilk adımı olarak tedbir kararı çıkartılmış ve apar topar bir gümrük vergisi konulmuştur. Detaylı incelendiğinde açıkça görülecektir ki ülkenin siyasi ve ekonomik sıkıntıları iç piyasada daralmaya yol açmış ve ithalat da buna paralel olarak azalmıştır. Yerel üreticiler dünya genelindeki marjlara göre nispeten daha iyi durumdadır.

Konulan ithalat vergisiyle Mısır'daki tüketici dünya fiyatlarından yüksek fiyatlarla mamul almaya zorlanmakta ve bu ekstra marj yerel üreticilerin hanesine kar yazılmaktadır.

2013 yılında inşaat demiri talebinin genel çizgisi size göre nasıl bir seyir izleyecek? Talebi hangi dinamikler etkileyecektir?

2012 yılı genel olarak belirsizlik ve kırılganlığın devam ettiği bir ekonomik ortam ile geçti. Ayrıca bölgemizdeki siyasi istikrarsızlık, Suriye'de devam eden tehlikeli iç savaş, gelişmiş ülkelerin borç problemi ve büyüme sancıları ülkemizi de olumsuz etkiledi. Ancak tüm bu olumsuz dış etkenlere rağmen, ülkemiz iç talebinde istikrarlı bir büyüme eğilimi gözlenmiştir.

Türkiye'de uzun mamül tüketimi 2012 yılının ilk dokuz ayında 2011 yılının aynı dönemine göre %9,6 oranında artış göstermiş ve 11,08 milyon ton'a ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm hamlesinin ciddiyetle hayata geçirilmesi ve planlanan altyapı projelerinin inşaasına başlanması ile iç tüketimin artarak devamını öngörmekteyiz.  Şüphesiz 2013 yılının bir seçim yılı olması da iç tüketime olumlu yansıma yapacaktır.

Yakın dönemde Çinli üreticiler stok eritmek adına düşük fiyatlı uzun ürün teklif ederek piyasayı olumsuz etkilemişlerdir. Ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığı ve Çin hükümetinin stratejileriyle uyuşmadığı gözlenmektedir. Yeni Çin hükümetinin büyümeyi destekleyen kararlı tavrı beklentileri olumluya çevirmiş ve kısa sürede çelik mamul fiyatlarında toparlanmayı sağlamıştır.

2013'de Çin'in uzun ürün ihracat pazarlarında etkisinin nispeten azalmasını beklemekteyiz.

Büyüme eğilimi Arap Baharı ile sekteye uğrayan Kuzey Afrika ülkelerinin başta Mısır ve Libya olmak üzere talep yönünden toparlanmaya başlaması sürpriz olmayacaktır. Türkiye'nin önemli ihracat pazarlarından ABD ve Kanada'nın düzelmeye başlayan iç pazarları son çeyrekte Türkiye'den ithal taleplerinin canlanmasını sağlayabilir. Kısaca özetlemek gerekirse sıkıntılı geçen bir senenin ardından talep yönünden nispeten daha güçlü ve fiyat artışlarının yaşanacağı bir ilk çeyrek beklemekteyiz.

2012 yılı İDÇ açısından nasıl geçti?

Firmamız özelinde düşünürsek, 2012 yoğun bir yatırım hamlesi içinde geçen, yüksek tempolu bir çalışma yılı olduğunu söylemek gerekir. Her ne kadar piyasa talebi ve karlılık yönünden beklentilerin gerisinde kalan bir sene olsa da grubumuzun geleceği açısından önemli işler yapıldı: Profil haddehanesinden ilk kütüğü aldık, elektrik santrali yatırımında büyük aşama kaydettik. İnşallah önümüzdeki yıllar ülkemize gelir ve istihdam yaratan bu yatırımlara yenilerini eklememize olanak verir.

2013 yılına dair İDÇ'nin beklentilerini ve varsa yenilik planlarınızı paylaşabilir misiniz?

2013 yılı firmamızın ürün gamını genişlettiği, yeni haddehanesinde katma değeri daha yüksek ürünleri müşterileriyle buluşturduğu yine yoğun bir çalışma temposuyla geçecek bir sene olacak.

Kuşkusuz yeni pazarlara  ve ürünlere giriş zorlu bir süreçtir. Organizasyonumuzu buna uygun olarak değiştirmeye başladık. Ekip olarak büyük bir heyecanla deneme üretimlerini tamamlayıp, ilk ihracatımızı yapmayı bekliyoruz. İDÇ'nin bilinen ürün ve hizmet kalitesini yapısal çelik profiller alanında da geliştirerek sürdüreceğiz.

İDÇ hakkında

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. uzun hadde mamulleri üretmek amacıyla 1975 yılında kurulmuştur. Modern haddehane tesisleri 1983'te, çelikhanesi ise 1987 yılında işletmeye alınmıştır. Aliağa ağır sanayi bölgesinde 500 bin m2'nin üzerinde bir alanda üretimini sürdürmektedir. Teknoloji, kalitesi ve üretimini daha da ileriye taşımak için, 2006 ve 2007 yılındaki yatırımlar sonucunda çelikhane üretim kapasitesini 1.320.000 ton/yıl, haddehane üretim kapasitesini de 900.000 ton/yıla çıkartmıştır.

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. dört kuru yük gemisi ve toplam 210.000 ton kuru yük kapasitesiyle denizcilik alanında da çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. Türkiye'de ark ocakları ile üretim yapan firmalar arasında önde gelen kuruluşlardan biri olan İDÇ, Şirket kültürü, çağdaş yönetim prensipleri, nitelikli personeli, kalitesi, güçlü finans yapısı ve ulaştığı yıllık cirosuyla Ege'nin ve Türkiye'nin devleri arasında yerini almıştır.

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. hisseleri, 24.01.1986 tarihinden itibaren İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görmektedir. Sermayesi, 2012 yılında yapılan son artışla 375.000.000 TL ye çıkarılmıştır.


Benzer Haber ve Analizler

AB’nin organik kaplamalı sac kotaları çoğunlukla tükendi

16 Ara | Çelik Haberler

Bulgaristan’da yerel uzun mamul fiyatları çoğunlukla aşağı yönlü

02 Ağu | Uzun Ürünler ve Kütük

İtalya’nın AB dışı ülkelerle çelik ithalat ve ihracatı Ocak-Mayıs döneminde geriledi

24 Tem | Çelik Haberler

Bulgaristan uzun mamul piyasası yaz tatili öncesinde durgunlaştı

04 Tem | Uzun Ürünler ve Kütük

Bulgaristan’da uzun mamul fiyatları farklı seyirler izledi

28 May | Uzun Ürünler ve Kütük

İtalya’nın AB dışı ülkelerle çelik ithalatı ilk çeyrekte arttı, ihracatı düştü

28 May | Çelik Haberler

Filipinli SteelAsia ürün portföyünü çeşitlendirmek için dört yeni tesise yatırım yapacak

27 May | Çelik Haberler

Türkiye Gazze’de süregelen saldırılar nedeniyle İsrail’e ihracat kısıtlaması getirdi

09 Nis | Çelik Haberler

İngiltere 15 çelik ürün kategorisi için koruma önlemlerini iki yıl daha uzatmayı teklif etti

22 Şub | Çelik Haberler

Ukraynalı Kametstal 2023 yılında zorluklara rağmen sevkiyatlarını artırdı

14 Şub | Çelik Haberler





iLab Ventures
Kariyer.net  -  Sigortam.net  -  Arabam.com  -  Cimri  -  Emlakjet  -  Endeksa  -  HangiKredi  -  Neredekal.com  -  Chemorbis