Ağustos ayı sonunda
Çin Demir Çelik Birliği (CISA) yetkilileri ve
Çin'in önde gelen 19 çelik üreticisinin üyelerinden oluşan bir heyet,
demir cevheri görüşmelerinde yer alan taraflarla görüşmek üzere Ağustos ayı sonunda
Brezilya'ya resmi bir ziyaret düzenledi. Heyetin, bu ziyareti 2008 yılı
demir cevheri fiyat pazarlıkları öncesinde ayrı bir görüşme olarak nitelendirmesine rağmen, söz konusu ziyaret genel olarak yeni fiyat görüşmelerinin başladığı kanısını uyandırıyor.
Geçtiğimiz yıllarda, yıllık fiyatların belirlendiği uluslararası
demir cevheri görüşmelerinde
Çin nispeten pasif bir durumda yer alarak, fiyat belirleyicisi değil de, belirlenen fiyatları uygulayıcı bir ülke görünümündeydi. Dolayısıyla, çeşitli durumlarda istemeden de olsa yapılan fiyat artışlarını kabul etmek zorunda kalıyordu.
Çin, 2004 yılından bu yana beş
demir cevheri fiyat pazarlığına (bu son tur da dahil) katıldı. Geçtiğimiz dört yılda fiyatların sürekli artmasıyla 2004 yılından bu yana toplamda %165'lik bir fiyat artışı meydana geldi.
Çinli heyetin gündeminde üç ülkenin;
Brezilya,
Arjantin ve
Avustralya'nın ziyaret edilmesi vardı. Heyet, buralardaki hükümet yetkilileri, ilgili sektörel kuruluşlar ve
demir cevheri tedarikçileriyle görüşüyor.
Çin heyetinin ana görevi, dünyanın en büyük üç
demir cevheri tedarikçisi olan CVRD,
BHP ve
Rio Tinto ile görüşmek olsa da, hükümet yetkilileri ve çelik-
demir cevheri birlikleri de heyetin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Bunun nedeni,
Çin'in yalnızca
demir cevheri devleriyle konuşarak elverişli bir fiyat alamayacağını,
demir cevheri fiyat görüşmelerinde kendi güçlerini kullanabilecek diğer taraflarla da görüşmenin önemli olduğunu anlamasıdır.
Bir ay önce
Baosteel'in yapılacak yeni
demir cevheri görüşmelerinde Çinli çelik üreticilerinin lideri olarak seçilmesine rağmen, yapılan bu ziyaretin liderliğini bir başkası üstleniyor. Bu ziyaret heyetinin lideri CISA başkan yardımcısı Bay Luo Binsheng oldu. CISA, aslında yarı-resmi bir kuruluştur. Bu kuruluşun görüşmelere katılması,
Çin hükümetinin diğer taraf ülkelerdeki resmi makamlardan destek almayı umduğunun güçlü bir göstergesidir. Sonuç olarak,
Çin ekonomisinin hızla kalkınması ve
Çin ile adı geçen diğer ülkeler arasındaki ekonomik bağların hızla güçlenmesi, tüm hükümet ve sektör topluluklarının birlikte hareket ederek herkesin kazanabileceği bir ortam oluşturulması arayışında olacağını göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında, bu defa görüşmelere CISA'nın doğrudan katılımı, görüşmelerde çok önemli bir faktör haline gelebilir.
Çin'de çelik talebi şu sıralar adeta bir patlama yaşıyor. Yılın ilk altı ayında ülkedeki
çelik üretimi 230 milyon tonu aşarak, tüm dünya üretiminin yaklaşık %50'sini oluşturdu. Bu yıl,
Çin'in çeliğe yönelik talebi geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %10 oranında artarken, 2008 yılında ise talebin %7 oranında artması beklenmektedir. Nakliye maliyetlerindeki artış ve
demir cevheri alımlarının iyice kızışması nedeniyle
Çin'de spot
demir cevheri fiyatı şu sıralar 110 $/mt'u da geçen yüksek bir seviyede yer alıyor. Bu faktörler, yeni görüşmelerde
Çin'in yararına olmayacaktır.
Bu arada,
Rio Tinto gibi bazı büyük
demir cevheri üreticileri, kısa süre önce basına verdikleri demeçlerde maliyetlerin çok yükseldiğini ve bu durumun bugünkü ve gelecekteki
demir cevheri arz-talep dengesini etkileyebileceğini bildirdi. Bu durum, küresel
demir cevheri tedarikçilerinin güçlü bir dayanağa sahip olduklarını ve geleceğe dönük büyük bir güven duyduklarını gösteriyor.
Dünyaca ünlü bazı banka ve kurumların yürüttükleri tahminlere göre 2008 yılı sözleşmelerinde
demir cevheri fiyatı kaçınılmaz olarak yükselecektir. Bazı kuruluşlar, fiyat artışının 2007'deki baz fiyata göre %25 seviyesinde bile olabileceği tahminini yürütüyor.