Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin (TÇÜD) yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’nin ham çelik üretimi bu yıl Şubat ayında yıllık %3,3 düşüşle 3 milyon mt seviyesinde yer alırken, ülkenin ham çelik üretimi Ocak-Şubat döneminde yıllık %5,7 düşüşle 6,1 milyon mt oldu.
Ocak-Şubat döneminde Türkiye’de nihai mamul tüketimi %1,2 düşüşle 5,9 milyon mt olurken, yalnızca Şubat ayında Türkiye’nin nihai mamul tüketimi %1,9 artışla 2,9 milyon mt seviyesinde yer aldı.
Şubat ayında Türkiye’nin çelik ihracatı %1,3 artışla 1,3 milyon mt olurken, bu ihracatın değeri %46,5 artışla 1,2 milyar $ seviyesinde kaydedildi. Yılın ilk iki ayında ihracat yıllık %2 artışla 2,6 milyon mt seviyesinde yer alırken, bu dönemdeki ihracatın değeri %52,4 artışla 2,4 milyar $ oldu.
Türkiye’nin çelik ithalatı bu yıl Şubat ayında yıllık %12,9 artışla 1,4 milyon mt seviyesinde yer aldı. Bu ithalatın değeri %76,3 artışla 1,5 milyar $ seviyesinde yer aldı. Ocak-Şubat döneminde ise ithalat %13,8 artışla 2,8 milyon mt seviyesinde kaydedilirken, bu ithalatın değeri %67,6 artışla 2,9 milyar $ seviyesinde kaydedildi.
TÇÜD’e göre, Şubat ayında Türkiye’nin önemli hurda tedarikçilerinden olan Rusya ve Ukrayna’dan hurda ithalatı, Rusya’da hurda ihracatına getirilen yüksek oranlı verginin ve savaşın etkisiyle büyük oranda düşüş gösterdi. Türkiye’nin Rusya’dan hurda ithalatı 160.000 mt’dan 5.000 mt’a, Ukrayna’dan ithalatı ise 17.000 mt’dan 2.000 mt’a geriledi. Ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımları sonucunda Türkiye yeni kota dağılımından en çok avantaj elde edecek ülkelerden biri olsa da, sektörün başlıca girdilerinden olan hurda ve pik demirin büyük ölçüde Ukrayna ve Rusya’dan ithal ediliyor olması Türkiye’nin çelik üretimini olumsuz etkileyecek. Karadeniz’in riskli bölge ilan edilmesiyle bölgeye yük taşıyan gemilerin sigorta edilmemesi da sıkıntı yaratıyor. Dernek bu sorunun çözümü için acilen güvenli koridorlar oluşturulmasının ve Rusya’da olduğu gibi, devlet güvencesinde sigortalama işlemlerine devam edilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan, ABD’nin AB ve Japonya’nın ardından İngiltere ile de 232. Madde önlemlerine ilişkin anlaşmaya vararak vergiye tabi kota getirmesi, vergiden muaf olan ülkelerin ABD piyasasında Türkiye’ye karşı avantaj elde etmelerine imkân sağlayacak. ABD’nin diğer ülkelerle olduğu gibi Türkiye ile de benzer bir anlaşma yapmasının sağlanması önem taşıyor.