İtalyan hurda, hammadde ve çelik ürünleri distribütörleri birliği Assofermet’in Bocconi Üniversitesi’ne yaptırdığı Avrupa Birliği’ndeki Geçici Ticari Önlemlerin Makroekonomik Etkileri” başlıklı araştırmanın sonucunda çelik ve alüminyuma getirilen ticari önlemlerin sadece son kullanıcı üzerinde değil AB ve ABD gibi bu önlemleri getiren bölgelerin ekonomileri üzerinde de olumsuz etkisi olduğu bildirildi.
Assofermet Acciai Başkanı Paolo Sangoi şu açıklamalarda bulundu: “Herhangi bir koruyucu önlemin iki taraflı sonuçları olur. Olumlu kısmı, bu önlemler sınırlı tonaj ve yüksek fiyatlardan muzdarip olan son kullanıcıların aksine üreticilere destek sağlar. Çelik ve alüminyum nihai mamulleri etkileyen bu önlemler adil değil ve zararlı. Ayrıca çelik üreticileri ve kullanıcıları da farklı muamele görüyor. Kullanıcılar bu gibi önlemlerin olmadığı diğer ülkelerdeki rakipleri karşısında cezalandırılmış oluyor.
Sangoi, Avrupa’nın koruyucu önlemlerinin 2018 yılında yürürlüğe girdiğini ve 2021’in Temmuz ayında üç seneliğine uzatıldığını hatırlattı. Assofermet’in her zaman önlemlere karşı olduğunu ancak Ukrayna’daki savaşın doğuracağı ciddi ekonomik sonuçlar düşünüldüğünde bugün Avrupa Komisyonu’na sesini duyurmanın çok daha önemli olduğunu vurguladı. Komisyon’un bu önlemleri gevşetmemesi ya da geçici olarak askıya almaması halinde piyasaya etkisinin çok kötü olacağını ve arz sıkıntısı ile fiyatlarda kontrol edilemeyen artışlara sebep olacağını söyleyen Sangoi, “Umarım bu çalışmanın sonuçları Avrupalı kanun yapıcıları, sadece üreticilerin değil kullanıcıların da ihtiyaçlarını gözeterek kuralları yeniden yazmaya teşvik eder,” şeklinde konuştu.
Bocconi Üniversitesi’nde Avrupa ekonomi politikası profesörü olan Stefano Riela çalışmanın amacının Avrupa Birliği’nde uygulanan geçici ticaret önlemlerinin gayrisafi yurt içi hasıla ve enflasyon üzerindeki olası etkilerini gözler önüne sermek olduğunu belirtti. Çalışma antidamping vergilerinin demir, çelik ve alüminyum ürünler üzerindeki etkilerine yoğunlaştı. Özellikle AB’de demir, çelik ve alüminyuma uygulanan antidamping vergilerinin geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde tamamıyla kaldırılmış olsa gayrisafi yurt içi hasılanın %0,4 (yaklaşık 16 milyar €) büyüme göstermiş olacağını ortaya koyuyor. Diğer tüm durumlar sabitken kümülatif etkinin bu yıl içerisinde 54 milyar €’ya çıkabileceği söyleniyor. Ayrıca tahminler geçtiğimiz yılın Ocak ayında koruma önlemleri kaldırılmış olsaydı enflasyonun yıllık yaklaşık %0,25 düşmüş olacağını gösteriyor. Geçici ticaret önlemlerinin uygulanmadığı bir senaryoda AB’deki enflasyon oranının bu yıl %3,90 yerine %3,65 seviyesinde yer alacağı görülüyor. Söz konusu sonuçlar, yüksek ithal fiyatlar sonucunda yurt içi enflasyonun arttığını, vergilerin yerel mallara yönelimi teşvik ettiğini, pazar payının daha az verimle çalışan yerel üreticilere geçmesiyle birlikte üretkenliğin azalmasını, yüksek yerel fiyatların reel gelirin ve fiziki sermaye yatırımlarının düşmesine yol açtığını, yerel mal talebinin düştüğünü, talebin azalmasının reel ekonomik faaliyetleri düşürdüğünü ve yatırımlarda ve üretkenlikte gözlenen düşüşlerin yüksek vergi oranlarının olumsuz etkilerini artırdığını gösteriyor.
Sonuç itibarıyla, son kullanıcıların ara girdilere getirilen koruma önlemleri nedeniyle ödeyeceği yüksek fiyatlar ekonomik faaliyetlerin daralmasına yol açacağı görülüyor. Bu nedenle vergilerin devam ettirilmesi ve/veya kapsamının genişletilmesi halinde pandemi sonrasındaki toparlanmayı yavaşlatarak daha ciddi ve kalıcı etkilerin görülmesine neden olacağı gözleniyor. Riela ayrıca benzer sonuçların ABD Kongresi’nin 232. Madde vergilerine ilişkin yaptığı 2021 Mayıs ayı tarihli çalışmasında da ortaya koyulduğunu belirtti.