Münih merkezli danışmanlık şirketi Roland Berger tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Avrupa çelik sektörünün 2050 yılına kadar karbonsuz çelik üretimine en az 100 milyar € değerinde yatırım yapması gerekiyor.
Çalışmaya göre, Avrupa’da üretilen çeliğin yaklaşık %60’ı bir hayli yüksek karbon yoğunluğuna sahip bir yöntemle üretildi. Avrupa çelik sektörü, karbon salımını azaltmak için bazı teknikler kullanıyor ancak bu metotlar karbon salımını önemli ölçüde azaltma konusunda yetersiz kalıyor. Bu nedenle yeni teknoloji uygulamaları ile ilgili çalışmalar yürütülüyor.
Çalışmada, çelik üreticileri Corona virüsü krizinin ardından mali sorunlarla karşı karşıya kalabileceği ve şirketler bu yatırımların altından tek başına kalkamayabileceği için Avrupa Birliği ya da hükümetler tarafından şirketlere ek vergi indirimi, para yardımı ve finansman sağlama gibi bazı teşvik paketleri sunulması gerektiği belirtildi.
Çalışmaya göre, hidrojen tekniğine sahip doğrudan indirgenmiş demir (DRI) teknolojisi en gelişmiş metot olmasına rağmen, karbondioksitin büyük ölçüde azaltılması için hangi tekniğin kullanılmasının doğru olduğu konusunda henüz net bir cevap yok ve 2050 yılında tamamlanması için dönüşüme önümüzdeki 5 -10 yıl içinde başlanması gerekiyor. Bu nedenle Avrupa çelik sektörünün hangi yeni teknolojiye yatırım yapacağına bu süreçte karar vermesi gerekiyor.
Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında imzaladığı Paris Anlaşması’nın hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlayarak 2018 yılının Kasım ayında iklimi korumak amacıyla uzun vadeli bir strateji açıklamıştı. Bu strateji “2050 yılına kadar iklime zarar vermeyen bir Avrupa” hedefliyor ve süre dolana kadar sıfır karbon salımına ulaşılması anlamına geliyor.