Sergey Sulimov: Türkiye çelik üreticileri konsolidasyonu düşünmeli

Salı, 13 Ocak 2015 11:49:26 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Çelik talebinde sizce piyasaları neler bekliyor? Durumu değerlendirebilir misiniz?

Küresel çelik tüketiminin gelişeceği ön görülüyor, fakat bundan bahsedebilmek için pazarlar hakkında konuşmalıyız. Rusya'da çelik tüketimine bakıldığında şu anda yumuşak bir seyir izlediği görülüyor. Makroekonomik ve jeopolitik şartlar göz önüne alındığında, talebin 2014 yılındaki seviyelerini koruması halinde 2015 yılı çelik tüketiminin pozitif rakamlar vereceğini düşünüyoruz.

ABD piyasasının şu sıralar güçlü olduğunu ve bu gücünü bir süre daha koruyacağını düşünüyoruz. Ancak petrol fiyatlarında görülen bu düşüş ABD'nin petrol piyasasına yapacağı etkiyle birlikte çelik tüketiminde yavaşlamaya neden olacaktır.

Türkiye piyasasına baktığımızda, çelik üreticileri için zorlu piyasa şartları olduğunu görüyoruz. Türkiye çelik piyasasında rekabette zor zamanlar yaşanıyor. Hurda fiyatları yüksek ve bunun yanında ucuz demir cevherinin de etkisiyle Çin tarafından gelen güçlü bir rekabet dalgası var. Tüm bunlara bakıldığında 2015 yılının Türkiye'de üreticiler için kolay geçmeyeceği gözüküyor. Türkiye'de çelik talebinin ise ılımlı bir olumlu seyir izlediği düşüncesindeyiz ve çelik tüketiminde %2-4 arası bir gelişme olabileceğine dair tahminimiz bulunuyor. Ayrıca Irak ve Suriye'de umut ediyoruz ki sükûnet sağlandığında Türkiye çelik üreticileri için ayrıca çelik talebi ortaya çıkacaktır.

2015 yılı yeterince iyi geçecek diyebiliriz, ancak çok çok iyi geçmesi şansı da var.

Çin'in çelik piyasalarına etkisi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Tabii ki gelecek en az beş yılda Çin; hacmi, kapasite kullanımı ve fiyatlarda piyasaların gidişatını şekillendiren önemli bir etken olmayı sürdürecek. Çin hükümetinin kapasiteleri düşürmek üzere kararlı olduğu görülüyor. 50-100 milyon ton arası üretimin kesileceği, piyasadan dışarı çıkarılacağı açıklandı bile. Bu süreç şu an çok hızlı olmasa da gerçekleşmeye de başladı. Önümüzdeki iki ya da üç yıl için, buna orta vade diyebilirim, Çin'in yeni çelik üretim kapasitesi için lisans vermeyeceği tahmin ediliyor, bunun gerçekleşmesi halinde kapasite kullanımında bazı olumlu gelişmeler yaşanması muhtemeldir. Bu sayede bahsi geçen orta dönemde çelik üreticileri için daha iyi marjların ortaya çıkması da ihtimal dahilindedir.

Ukrayna'da yaşanan jeopolitik sorunlar gelecek yılı nasıl etkileyecek?

Ukrayna'da yaşanan jeopolitik sorunların Rusya ve komşu ülkeleri etkilediği açık. Ukrayna'dan Rusya'ya giden çelik akışına baktığımızda neredeyse yarı yarıya düştüğünü görüyoruz. Umuyoruz ki sorun barış ile çözülür ve piyasa bu sorunlar öncesindeki istikrara ya da şartlara kavuşur. Öte yandan Ukrayna'da düşen çelik üretimi Rus çelik üreticileri için yakın ülkelerde, Orta Doğu'da ve Güney Avrupa'da oldukça rekabetçi fiyatlar verebildikleri bir avantaj sağladı. Bu durumun geçici bir etki olduğunu düşünüyoruz. Ukrayna'da düzen tekrar sağlanınca Ukraynalı çelik üreticileri piyasaya dönüi sağlayıp rekabette yer alacaklardır, biz de rekabeti seviyoruz ve rekabete hazırız.

MMK Türkiye'ye daha önce yer verdiğimiz dergimiz sayısında "Artık yeni yatırımlar değil, hayatta kalma mücadelesi zamanı" açıklaması yapılmıştı. Şartlarda bir değişim gözlüyor musunuz?

Bugün o döneme göre alıntı yaptığınız durum geçen yıla göre çok daha gerçek, çok daha doğru. Mart 2014 tarihinde Çin'de gerçekleşen konferansta Baosteel yöneticilerine Çin'deki durum sorulduğunda verdikleri cevabı alıntılamak isterim: "Kış yaşanıyor."

Gelecek yıl FOB Karadeniz bazında ortalama sıcak rulo fiyatları 2015 yılının ilk dönemlerinde önceki yılın aynı dönemine göre %3-5 arası bir gerileme yaşayacak gözüküyor.

MMK'nın Türkiye operasyonu hakkında şunlar sormak istiyoruz: Öncelikle, MMK'nın Türkiye yatırımı beklentilerinizi karşıladı mı? Tüm bu piyasa şartları ve Türkiye'nin görünümüne baktığınızda 2014 yılını MMK Türkiye açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ekonomisinin gücüne her zaman inandık ve bu düşüncemizde bir değişim yok. Türkiye'nin uzun dönemde büyümekte olan ekonomik yapısına güveniyoruz. Türkiye ekonomisinde yüksek ihtimal bazı değişimler yaşanacaktır. Suriye ve Irak'ta yaşananlar, AB ile ticarette görülen hafif yavaşlamanın etkiler kuşkusuz görülmektedir ancak bu durumun yakında sona ereceğini ve Türkiye'nin yine düzenli büyüme yoluna gireceğini düşünüyoruz. Bu nedenlerle Türkiye'de yatırım yapmanın doğru karar olduğuna inanıyoruz. Uzun vadede bu yatırımımızın karşılığı kesinlikle olacaktır.

Kısa vadede ise durumdan çok tatmin olmadığımız açık. Elektrik ark ocağı kapatmak zorunda kalmak oldukça talihsiz bir durumdu. Şirket içinde çelik ve piyasaya donelerini değerlendiren ekiplerimizin de belirttiği gibi 2016-2017 döneminde tüketimin istenen seviyelere erişeceğini tahmin ediyoruz. Böylelikle tam kapasiteyle tekrar sıcak rulo üretimine geçilme ihtimali var. Bu beklentilerin ardında tabii ki bazı rakamlar mevcut. ABD ekonomisi giderek toparlandı ve toparlandıkça iç piyasada kullandığı hurda miktarı da yükseliyor. Daha önce 24 milyon ton civarında hurda ihracatı gerçekleştirirken şu sıralar bu rakamlarda gerileme olduğu biliniyor. Belki gelecek yıl değil ama önümüzdeki iki ya da üç yılda Çin'de kapasite düzeltmeleri gerçekleştikçe çelik üreticileri için marjların daha rahatlaması da görülebilir. Şu an gerilemiş demir cevheri fiyatlarının da zayıf ya da fazla kapasitelerin piyasa dışında kalmasıyla birlikte gelecek yıllarda toparlanması muhtemel. Demek ki orta vadede demir cevheri fiyatlarının yükselmesi, hurda fiyatlarının gerilemesi beklenebilir. ABD ekonomisi toparlandıkça, demir cevheri ve kömür fiyatları ile çelik arasındaki marj, hurda ve çelik arasındaki marj karşılaştırıldığında, gelecekte belki de daha fazla DRI gibi alternatifler öne çıktıkça hurda üzerinde baskının artacağı düşünülebilir.

Türkiye demir çelik sektörünün zayıf noktası tabii ki elektrik ark ocaklarına yoğunlaşmak. Ancak bu durumun uzun vadede etkisinin eriyeceğini düşünüyoruz. Belki çok önde bir detay değil ama yine de düşen petrol ve gaz fiyatlarının elektriğin rakamlarını yumuşattığı da eklenirse bu durum elektrik ark ocakları için bir avantaj yaratıyor. O zaman şunu söyleyebiliriz, Türkiye çelik üreticileri önümüzdeki birkaç yıl direnecek ve sonraki dönemde muhakkak çok daha olumlu bir konuma gelecektir. MMK Türkiye olarak kendi ark ocağımızla biz de bu rekabette yerimizi alacağımızı düşünüyoruz. Bazı Türk çelik üreticileri belki de uzun dönemde kendilerini daha garanti altına almak için DRI tarafına da odaklanmalı.

Bugün ABD çelik piyasalarının sağlıklı olmasının nedenlerinden biri de konsolidasyondur. Bildiğim kadarıyla ABD çeliğinin %90'ını dört beş firma üretiyor. Buna rağmen ABD'de kapasite kullanım oranı yine de düşük, %70'in altında. Demek ki konsolidasyon belki de Türkiye çelik üreticilerinin de küresel anlamda güçlenip marjlarını artırmaları için ciddi biçimde eğilmeleri gereken bir konudur. Türkiye çelik üreticileri hem çok arzulu hem de oldukça profesyoneller ve tabii ki kısa vadede bu tarz bir yönelime girmeyecekleri açıktır. Ancak küresel çapta rekabetten söz ediyorsak Türkiye'den çıkacak isim sayısı iki ay da üç olacaktır, bu da belki kısa vadede değil ama uzun vadede gerçekleşebilir. Küresel rekabette uzun vadede yer almak isteniyorsa, entegre tesislerin, yüksek fırınların ve elektrik ark ocaklarının birleşmesi gereklidir. MMK'nın durumu buna benziyor. Üretimimizin %80'i, entegre tesis, %20'si elektrik ark ocağıyla gerçekleşiyor. Marjlar üretim şeklinize göre şartlar nedeniyle değişiklik gösterebiliyor ve tüm teknolojileri kapsayan bir üretici olmak kuşkusuz önemli bir avantaj sağlıyor.