Galva Metal Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Kısacıkoğlu ile sektörün 2024 yılını nasıl geçirdiğini ve 2025 yılı beklentilerini konuştuk.
2024 yılını değerlendirirsek, dünya genelinde talebin zayıf olduğu, Ekim ayının kısa bir dönemi hariç yıl genelinde de fiyatların hep aşağıya düştüğü bir yıl oldu. Türkiye’nin kendi ekonomik ve enflasyon dertleriyle beraber, artan maliyetler, düşük talep ve sürekli düşen fiyatlarla birleşip zorlayıcı bir yıl oldu. Yarattığımız katma değer, üretim ve iş gücü verimliliği gibi faktörleri ön plana çıkarması açısından yönetim becerilerimizi test eden bir yıldı.
2025’e gelirsek, dünya genelinde faiz indirimleri devam ediyor. Bir noktada faizler talebi tetikleyecek seviyeye gelecektir. Avrupa merkez bankası %3 seviyelerine geldi. 2025 yılı boyunca 5 kere daha indirim olması bekleniyor. Bu da yıllık %2’nin altında bir faize varacağız yıl sonunda demektir. İsviçre merkez bankası gösterge faizi en son indirimlerle %0,5’e geldi. FED biraz daha yavaş tempoda indirecek gibi görünüyor ama 2025 yılı içinde o da 2 ya da 3 kere indirim yapacaktır. Belli bir noktada faiz yatırımı tetikliyor ve finansal yatırımcılar da belli bir seviyeden sonra faizde duracağıma malda durayım diyecektir ve bu da talebi tetikleyecektir.
Diğer yandan henüz belirsiz olan Ukrayna ve Suriye’de barış sonrası inşaat olasılıkları takip edilecek. Bu demir çelik için ilave talep yaratabilir. 2025 yılı için burada bir olumlu potansiyel yatıyor.
Bunlar iyimser gibi görünse de talebin genelini yorumladığımızda durum çok parlak değil. Demir çelik üç ana alanda kullanılıyor. Otomotiv, inşaat ve beyaz eşyayı da kapsayan genel imalat sanayi. Otomotiv üretim planları 2025 için maalesef çok iyimser değil. İnşaat ise Suriye’den olumlu bir talep gelmezse, mevcut durumda canlı değil. Türkiye’de ayrıca sanayi üretim verilerine bakarsanız her ay geri gidiyor. Bu da imalat sanayi talebinin de kısa vadede canlı olmayabileceğini gösteriyor. Üç ana kullanım alanında da sıkıntılar var yani.
Bir de Çin faktörü var tabii ki. Dünyadaki çeliğin %55’i Çin’de üretiliyor. Çin iç piyasası kötü gitmeye devam edip, Çin ihracata agresif fiyatlarla çıkarsa, sektör mutlaka kötü etkileniyor. Çin bu yıl kabaca 100 milyon ton ihracat yaptı. Faiz indirimleri ve teşvikler ile iç piyasayı canlandırabilirlerse, sektör biraz rahat edebilir. Okuduğum kaynaklarda 2025 yılında Çin’in 50 milyon ton civarında ihracat yapabileceğini öngörüyorlar. Böyle olursa 2024’e göre biraz daha rahat ederiz ve fiyatlar biraz toparlanır.
Değerlendirilmesi gereken diğer taraf pariteler. Trump – Çin savaşı nerede dengeyi bulacak, bu önemli. İki tarafın da birbirine karşı sert söylemleri var. Ama iki taraf da birbirinden vazgeçebilecek güce sahip değil. O nedenle bu söylemler sadece masaya daha güçlü oturabilmek için sanki. Trump göreve resmen başlayınca, göreceğiz sonuçlarını. Çin şimdiden 7’ye kadar düşen yuan/dolar paritesini 7,29’a kadar çıkardı. Tarihi zirve olan 7,4’e az bir mesafemiz kaldı. Yuan devalüe oldukça Çin’in ihracat fiyatları agresifleşecektir. Bu da Çin’in silahlarından biri. Diğer sorunlu parite euro/dolar. 1,12’lerden 1,05’lere kadar geldik. 1.00’a doğru hareketin devam etmesi bekleniyor. Bu da ihracatımız için kötü haber.
Son takip edilmesi gereken konu uzun süredir bakanlıkta olan antidamping dosyası. Soruşturmanın başlaması fiyatları bir miktar hareketlendirebilir. Genelde yıl başı civarı bu tarz vergisel haberler olabiliyor. Uzak Doğu’dan yapılan ithalata karşı soruşturma başlarsa, mutlaka iç piyasada fiyatlar güçlenecektir.
2025’te faiz indirimlerinin devamını ve Ukrayna ile Suriye’deki fırsatları takip edeceğiz. Teknolojik dönüşümlerle maliyetlerimizi düşürmeye çalışacağız. Ne diyelim, yurtta sulh, cihanda sulh. Herkese barış, sağlık ve huzur dolu iyi yıllar dilerim.