Enerji krizi, artan üretim kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmeler arasında 2022 yılı zorlu geçti. Bu yıl hakkında neler söylemek istersiniz?
2022 yılını üç aşamada değerlendirebiliriz. İlki 24 Şubat’a kadar olan kısım, bu tarihe kadar, sıra dışı geçen 2021 yılının ardından nispeten yatay seyreden talep nedeniyle fiyatlar düşmeye devam etti.
24 Şubat’tan sonra ise Ukrayna’da başlayan savaş nedeniyle güçlü görünür talep ve artan enerji maliyetlerinin yanı sıra Rusya ve Ukrayna çıkışlı çelik bulunurluğunun azalması sonucu fiyatlar çok kısa sürede rekor seviyelere çıktı.
Mayıs ayından Kasım ayı sonuna kadar ise satış hacimlerinde ciddi azalmalar, fiyatlarda da düşüşler kaydedildi. Fiyatlar Mart ve Nisan aylarında görülen zirvelere kıyasla %60’a kadar düşüş gösterdi.
Şu an piyasadaki hava oldukça temkinli; çelik üreticilerinin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar ve çelik fiyatlarındaki muhtemel artışa karşılık son kullanıcı sektörlerdeki belirsizlik fiyatların yükselmesinin önüne geçiyor. Yüksek enflasyon oranı, Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırmak gibi tartışmaya açık bir politika izlemesi ve enerji maliyetlerindeki dramatik artış gibi faktörler talebi aşağıya çekiyor ama aynı zamanda ekonomik göstergeler, işsizlik oranı ve ulusal iyileşme planı sayesinde yapılan yatırımlar piyasa güveninde genel bir toparlanmaya işaret ediyor.
2023 yılında sektör ve küresel piyasa için beklentileriniz neler?
En kötüsünün geride kaldığına ve olası bir resesyona ilişkin endişelerin yavaş yavaş azaldığına inanıyorum. Otomotiv ve beyaz eşya gibi kritik durumda olan birçok önemli sektör var ancak tarım, yenilenebilir enerji üretimi ve ulusal iyileşme planı sayesinde yapılan yatırımlar önümüzdeki yıl tüketimi destekleyecek. Yüksek enflasyon ve savaşın sebep olduğu belirsizliğin devamına rağmen son haftalarda ekonomist ve analistlerden gelen raporlarda temkinli iyimserlik hâkim.
Çin’in Covid-19 salgınının yayılmasına rağmen, halen oldukça temkinli bir şekilde olsa da, kısıtlayıcı önlemleri hafifletmesi olumlu bir gelişme. Bir başka pozitif gelişme de 2023 yılında koruyucu önlemler üzerinde yapılması beklenen değişiklikler. Bu konuda iki inceleme yapılması bekleniyor; biri mevcut çerçevenin periyodik olarak gözden geçirilmesi, diğeri ise Türkiye’nin başvurusu üzerine Dünya Ticaret Örgütü’nün yapılmasını istediği inceleme. Yasanın sadece Avrupalı çelik üreticilerini koruyup ithalatı Avrupalı üreticiyi tehlikeye atacak kadar engellemeyecek şekilde yeniden düzenlenmesinin yanı sıra 30 Haziran 2023 tarihinden önce tamamen kaldırılması ihtimali de var. Assofermet bir süre bunun tamamen yetersiz ve adaletsiz olduğunu, ani piyasa değişiklikleri karşısında işlevsiz kaldığını öne sürmüş, tamamen kaldırılmasını talep etmişti. Koruyucu önlemler sebebiyle getirilen ithalat kısıtlamaları ile Covid-19 salgını süresince çelik üreticilerinin üretimlerini yavaşlatmasının çelik fiyatlarında 2021 yılının ikinci yarısında görülen artışta ne kadar rol oynadığı ve yüksek enerji maliyetleri ile faiz oranlarının etkisiyle enflasyonist baskıyı nasıl desteklediği dikkate alınmalıdır.
Yakın zamanda açıklanan ve 2023 yılında uygulamaya girecek olan AB sınırda karbon vergisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tüm yük AB imalat sektöründe olmadığı sürece kirlilikle mücadele yönünde alınan her önlemi memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm ülkelerde karbon salımını kısıtlamaya yönelik ortak standartlar olmadığında, bunun yol açacağı tehlikeli eşitsizlik çevresel açıdan en fazla çabayı gösteren ülkelere zarar verebilir. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması hava kirliliğine daha fazla yol açan ülkelerden çelik ithalatı yapılmasını önleyecek. Aynı zamanda Avrupalı çelik üreticileri üretimlerini yeni standartlara adapte etmek için yüksek miktarda sermaye yatırımı yapmak zorunda kalacak.
2023 yılının Ocak ayında geçiş süreci başlayacak ve üreticilerin faaliyetlerini tescil ettirmeleri için üç yıl süreleri olacak. Sonrasında ithalatçılar AB’ye giriş yapacak çelik ürünlerin karbon salımı tonajına bağlı olarak yapılan hesaplamalar doğrultusunda vergi ödeyecek. Küresel çapta ortak bir plan olmadığında tüm Avrupa çelik sektörü rekabet gücünü ciddi anlamda kaybedebilir. Bizim imalat sektörümüz küresel rakiplerine kıyasla çelik için daha yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalırken, Avrupalı çelik üreticileri yabancı üreticiler karşısında rekabetçiliklerini kaybedecek.