2 Aralık Perşembe günü online olarak gerçekleşen 16. SteelOrbis Çelik Konferansı - "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da konuşan IHS Markit Direktörü John Anton, 2022 yılında ABD’de nihai mamul fiyatlarının aşağı yönlü olacağını bunun da bazı kesintileri beraberinde getirme riskine rağmen alıcılar için iyi olduğunu ifade etti. Fiyatların Avrupa’nın gerisinde kaldığını ancak nihayetinde ABD’de çelik fiyatlarının pandemi öncesi seviyelerin üzerinde olacağını söyledi.
Küresel ölçekte, çelik arzının Çin’deki üretim kesintileri ve Avrupa’daki olası kesintiler nedeniyle daraldığını söyleyen Anton, Çin’in özellikle önümüzdeki yılın başında Pekin’de gerçekleşecek Kış Olimpiyatları öncesinde kirliliği azaltma konusunda ciddi olduğunu belirtti. Çin’in çelik üretimini 1,2 milyar mt’dan 1 milyar mt’a indirmeyi planladığı ifade edilirken, bunun ülkedeki çelik fazlasını önemli ölçüde düşüreceğine dikkat çekildi. Anton, üretimi azaltma yolundaki ilk adımın ihracat piyasalarından çekilmek olduğunu ve %13 KDV geri ödemesini kaldıran Çin’in ihracata vergi bile getirebileceğini söyledi. Anton, ayrıca, Çin’deki üretim kesintileri ve temiz enerji politikalarının önümüzdeki dönem kalıcı olabileceğini de aktardı.
Avrupa’da fiyatlar düşüşte ve talep de yavaşlıyor, ancak enerji sıkıntısı ve sonucunda enerji fiyatlarında görülen artışlar üretimde düşüşe sebep olursa, daralan arz nedeniyle yine bir denge görülebilir.
ABD’de ise pandemi sürecinde, ciddi üretim kesintileri nedeniyle fiyatlar çok yükseldi ancak üretim kapasitelerinin neredeyse normal düzeylere dönmesiyle birlikte fiyatların, yüksek talebe rağmen düşmesi öngörülüyor. ABD’de yassı mamul fiyatları, uzun mamul fiyatlarına nazaran daha fazla arttı ve Anton, bu durumu, uzun mamul fiyatlarının, hurda fiyatlarıyla yakından ilgili olmasına bağladı. Bu nedenle, Anton, yassı mamul fiyatlarının, önümüzdeki yıl sertçe düşmesini ve uzun mamul fiyatlarının çok daha yumuşak bir düşüş göstermesini beklediğini belirtti.
Yakın zaman önce, ABD Temsilciler Meclisi’nden geçen altyapı yasa tasarısına değinen Anton, söz konusu yasa tasarısının, ABD çelik piyasasında yaratacağı olumlu etkilerin, en erken 2023 yılına kadar görülmeyeceğini söyledi. Önümüzdeki yıl, 2023 yılında hayata geçirilecek projelerin planlamaları ve temel atma çalışmaları yapılacak. Anton, altyapıya yönelik en fazla harcamanın, 2025-2027 yılları arasında yapılacağını ve 10 yıl boyunca geçerli olacak yasa tasarısının kalanında harcamaların düşeceğini ifade etti. Yasa tasarısının finanse edeceği projelerde, ABD’de eritilmiş ve dökülmüş çelik kullanılma zorunluluğu olduğunu söyleyen Anton, haddecilerin ithal slab kullanamayacağının altını çizdi. Ancak, devam etmekte olan pek çok özel inşaat projesinde ithal ürünlerin kullanılabileceğini ve ABD ile AB arasında yapılan kotaya tabi vergi sistemi anlaşması düşünüldüğünde, bu durumun alıcılar açısından büyük bir avantaj olduğunu ekledi.
1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek kotaya tabi vergi sistemi kapsamında, 2015-2017 yılları arasında AB’den ithal edilen ortalama tonaja göre belirlenen 232. Madde vergileri yürürlükten kaldırılacak. Bu durumdan, 2015-2017 yılları arasında ABD’ye en fazla yassı mamul ihracatı yapan Almanya ile Hollanda fayda sağlayacak. Belirlenen seviyenin üzerinde gönderilen tonajlar %25 vergiye tabi olacak. Anton, yeni sistemle birlikte 3,3 milyon ton vergiye tabi olmayan çelik ithalatı yapılacağını söyledi. Söz konusu rakam, ABD’nin 110-120 milyon ton seviyesinde yer alan yıllık görünür çelik tüketiminin yalnızca yaklaşık %3’üne denk geliyor. Hem ithal hem de yerel fiyatların düşme ihtimali bulunduğunu söyleyen Anton, fiyatların zaten düştüğünü ve bu durumun, ABD’li üreticilerin beklentilerini olumsuz etkilemeyeceğini ifade etti. Yeni anlaşmanın kazananlarının ABD’li alıcılar ve AB’li üreticiler olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
