Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın (METI) açıkladığı verilere göre Japonya’da 2026 yılının ilk çeyreğinde ham çelik talebinin 20,05 milyon mt seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu seviye bir önceki çeyreğe kıyasla %0,8, 2025’in aynı çeyreğine kıyasla ise %1,7 düşüşe işaret ediyor.
METI’nin son raporunda ihracat dahil olmak üzere Japonya’nın 2026’nın Ocak-Mart dönemine ilişkin çelik talebinin çeyreklik bazda %0,1 artış ve yıllık bazda %1,6 düşüşle 18,27 milyon mt seviyesinde kaydedileceği belirtildi.
Bu dönemde toplam çelik talebinin çeyreklik bazda %1,2 ve yıllık bazda %1,5 düşüşle 14,54 milyon mt’luk kısmının karbon çelikten oluşması bekleniyor. Vasıflı çelik talebinin ise 3,73 milyon mt seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, bu tonaj çeyreklik bazda %5,4 artış, bir önceki çeyreğe kıyasla ise %1,8’lik düşüş olacağını gösteriyor.
Yerel inşaat sektörü baskı altında
Rapora göre kamu yatırımı bütçelerinin geçen yıla benzer seviyelerde kalmasına rağmen kamu mühendisliği segmentinde çelik talebinin yıllık bazda hafif gerilemesi bekleniyor. Bu düşüşün temel nedenleri olarak artan malzeme ve işçilik maliyetleri gösteriliyor. Daha geniş inşaat sektöründe ise maliyet baskılarına bağlı proje gecikmeleri, devam eden iş gücü sıkıntısı ve konut alımlarına yönelik zayıflayan eğilim nedeniyle talebin yıllık bazda azalacağı öngörülüyor.
Raporda ayrıca otomotiv sektörünün durgun seyrini sürdürdüğü ve 2025’in aynı dönemine kıyasla çelik talebinde düşüş beklendiği belirtildi. Buna karşılık endüstriyel makine segmentinin mevcut eğilimini koruyarak yıllık bazda sınırlı bir artış kaydetmesi bekleniyor.
İhracatta %0,5 düşüş bekleniyor
METI, 2026’nın ilk çeyreğinde çelik ihracatının çeyreklik bazda %2 artıp çeyreklik bazda %0,5 azalarak 6,26 milyon mt seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyor.
Raporda özellikle Çin ve Güneydoğu Asya’da Japon otomobil üreticilerinin pazar payının gerilemeye devam ettiği ve bunun genel talep ortamını baskıladığı vurgulanırken, Japonya’yı hedef alan koruma tedbirlerinin etkisinin sürdüğü belirtildi. Ayrıca Çin’de bozulmaya devam eden arz-talep dengesinin çevre pazarlara olası yansımalarının ve ABD’nin vergi politikasına ilişkin gelişmelerin yakından izlenmesi gerektiği ifade edildi.
