Geçtiğimiz hafta sonu ABD’nin İran’daki nükleer tesislere gerçekleştirdiği saldırıların ardından küresel sanayi sektörü oyuncuları Orta Doğu’daki gerilimin daha da tırmanmasından oldukça endişeli. Öyle ki 22 Haziran Pazar günü, İranlı yetkililer buna karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulundu ve ülkenin parlamentosu da bu plana destek verdi. İran, Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya en fazla 1980’lerdeki tanker savaşları sırasında yaklaşmıştı ve bu güzergâh bugüne kadar ciddi bir aksaklıkla karşı karşıya kalmamıştı.
Hürmüz Boğazı, özellikle petrol ve doğal gaz taşımacılığı için kullanılan küresel ölçekte en önemli nakliye rotalarından biri. Güncel verilere göre dünya genelinde taşınan toplam hidrokarbonların yaklaşık %20’si bu boğazdan geçiyor ve bunun çoğu Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerden yapılıyor. İran’ın boğazı kapatma kararı alması durumunda ortaya çıkabilecek en belirgin ve istenmeyen sonuç, küresel petrol fiyatlarının artması ve başta Körfez ülkeleri olmak üzere komşu ülkelerin ihracatının sekteye uğraması. İran, Mart 2025’te sonra eren İran yılında yaklaşık 67 milyar $ değerinde petrol ihraç etti ve bunun yaklaşık %85-90’lık kısmını sadece Çin’e yaptı. Genel anlamda, hidrokarbon ihtiyacının yaklaşık %80’ini bu rota üzerinden karşılayan Asya ülkeleri de bu boğazın kapanmasından ciddi anlamda etkilenecek. Medyada yer alan bilgilere göre ABD halihazırda Çin’e bu konuda İran’ı uyarması yönünde çağrıda bulundu ve böyle bir adımın yaratacağı küresel tehditler ile doğuracağı ekonomik sonuçlara dikkat çekti.
Boğazın kapatılması, birçok sektöre yansıyacak şekilde petrol fiyatlarında ciddi bir artışa yol açacak. Özellikle petrol sevkiyatlarının kesintiye uğraması, yakıt ve üretim maliyetlerini artıracak. Bu durum çelik sektörü dâhil olmak üzere pek çok sanayi kolunu etkilerken, artan maliyetler dolaylı olarak son kullanıcılara da yansıyacak ve enflasyonu daha da körükleyecek. Buna ek olarak, diğer ürünlerin tedariki ve sevkiyatlarında da aksamalar yaşanabileceği ifade ediliyor. Çelik sektörü açısından bakıldığında, yüksek miktarda sıcak rulo sac, diğer yassı ürünler, kütük ve çubuk gibi ürünler ithal eden Körfez ülkeleri durumdan oldukça etkilenecek.
