2006 yılı uluslararası
demir cevheri görüşmeleri nihayet sona erdi. %19'luk fiyat artışıyla karşılaşan Çinli çelik üreticileri ağızlarında buruk bir tat hissederken, aynı zamanda maden kaynakları için daha önce benzeri görülmemiş bir açlık duymaya başladılar.
Aslında Çinli üreticiler 10 yılı aşkın bir süredir
demir cevheri ve başka metallerin madenlerine yönelik
yatırım yapmak için yurt dışına gidiyorlar. Son yıllarda, bu madencilik kafilesine katılan çelik üreticisi sayısı giderek artıyor ve bu kafilenin ayak izleri dünyanın her yerinde görülebiliyor. Ancak,
yatırım yapılan toplam maden ölçeği şu an için küçük. Halen, ithal edilen toplam demir cevherinin yalnızca yaklaşık %20'si Çinli üreticilerin yurt dışında
yatırım yaptıkları madenlerden gelmektedir.
Demir cevheri fiyat görüşmelerinin yukarıda söylediğimiz şekilde sonuçlanmasıyla birlikte yurt dışındaki kaliteli madenlere
yatırım yapılmasına yönelik adımların hızlandırılması Çinli üreticilerinin gündemine girdi.
Çinli üreticilerin şu anki ilgili temel olarak
Brezilya,
Avustralya ve
Hindistan'daki madenlere yoğunlaşmış durumda. Kesinlikli bunun nedeni, söz konusu ülkelerin dünyadaki zengin ve kaliteli demir madeni kaynaklarına sahip en büyük
demir cevheri tedarikçileri olmasıdır. Çinli üreticilerin
demir cevheri kazanım stratejileri 3 başlık altında özetlenebilir:
Kısmen veya bütünüyle sahip olunan madenler…
Bugünkü dünya ticaretinin %80'i ilk üç
demir cevheri şirketinin:
BHP,
Rio Tinto ve CVRD'nin kontrolü altında yer alıyor.
Demir cevheri sektöründe rekor karlar elde eden bu tekellerden maden hissesi almak kolay değil. Başka şirketlerin sahip olduğu madenleri satın almak Çinli üreticiler için, ucuz olmasa da, iyi bir seçim olabilir. Bununla ilgili olarak mesela Shougang, kısa süre önce 52.50 milyon AUD (yaklaşık 39.1 milyon$) ödeyerek Asia Iron Holdings Ltd'nin (Avustralya) %73 hissesini satın aldı. Bu işlem
Avustralya'nın yabancı
yatırım denetleme kurumu tarafından onaylandığı takdirde Shougang, yasal olarak Extension Hill bölgesinde 20 yıl boyunca yılda yaklaşık 5 milyon ton manyetit madeni çıkarabilecektir. Bu maden
demir cevheri kürelerinin üretiminde kullanılmaktadır.
Çelik veya cevher ürünleri üretmek için demir cevheri tedarikçileriyle ortaklaşa yatırımlar
Bu şekilde Çinli üreticiler dolaylı yoldan
demir cevheri alabilecek ve daha düşük çelik maliyetinin yanı sıra cevher ürünlerinin fiyat artışından kar elde edebileceklerdir.
Çin'in en büyük çelik üreticisi olan
Baosteel, yıllık 6 milyon ton
üretim kapasitesine sahip yeni bir çelik tesisi kurmak için Brezilyalı CSN ile görüşmeleri sürdürmektedir. CSN,
Güney Amerika'nın en büyük çelik üreticisi olmanın yanı sıra
demir cevheri tedariği de sağlamaktadır. Bu sermaye iştirakinin
Baosteel'e daha fazla cevher kaynağına doğrudan erişim sağlayacağını düşünmek mantıklıdır. Ayrıca, şirketin içinden alınan haberlere göre
Baosteel, Jinan Steel ve CVRD ile birlikte
Çin'in Shandong eyaletindeki liman kenti Rizhao'da külçe
demir cevheri üretmek için yeni bir tesis kurmayı planlıyor. Bu proje, 2.5 milyar RMB'lik (313 milyon$)
yatırım sonucunda yılda 10 milyon tonluk bir kapasite elde edilmesini amaçlıyor.
Yeni madenlere yönelik öngörüler
Bu, yüksek riske ve kazanca sahip uzun vadeli bir stratejidir. Pek çok Çinli madencilik şirketi ve çelik üreticisi başka ülkelerde yeni madenler keşfetmek için o ülkelerdeki yerel şirketlerle ortaklıklar yürütmektedir. Kısa süre önce Sinosteel, Batı
Avustralya'daki zengin hematit kaynakları üzerinde ön keşif yapmak için Avustralyalı bir madencilik şirketi ile anlaşma imzaladı. Birkaç ay süren hazırlıkların ardından
Baosteel, temel olarak yeni madenler aramaya, madenlere ve diğer benzer işletmelere
yatırım yapmaya odaklanan yeni bir yan şirket kurmayı planlıyor.
Dünyadaki çelik devleri ile maden devlerinin atacağı yeni adımlarla birlikte dünya çapında
demir cevheri kaynaklarına yönelik rekabet kaçınılmaz olarak ileride daha da çetin bir hal alacaktır. Tabii ki bu durum, dünya ekonomilerinin, özellikle
Çin ve benzeri önemli uç pazarlarda olumlu gelişme göstereceği varsayımına dayanmaktadır.