SteelOrbis 5. Türk Çelik Piyasası Konferansının son oturumunda, Sergen Metal Genel Müdürü Tuncay Sergen, Ege Çelik Satış Pazarlama Müdürü Mete Bülent Adalı ve Borçelik Genel Müdürü Erkan Kafadar, Mesut Özdöl'ün moderatörlüğünde çelik piyasalarını değerlendirdi.
500-700$/mt bandında yer alan mamul fiyatlarının, mevcut hammadde fiyatlarına göre normal olduğunu belirten Tuncay Sergen, 2004 yılından bu yana mamul fiyatlarında görülen hızlı yükselmenin de, petrol veya emlak gibi diğer alanlardaki fiyat artışlarına göre sıra dışı olmadığını söyledi. Sovyet Rusya'nın dağılması, sonraki dönemde ise Çin çelik sektörünün hızlı büyümesinin piyasada önemli çalkantılara yol açtığını doğrulayan Sergen, ortaya çıkan farklılıkların fizikteki bileşik kaplar teorisine benzer şekilde uluslararası piyasada zaman içinde giderildiğini, üretim maliyetleri artan Çin'in artık eskisi kadar büyük bir tehlike olarak görülememesi gerektiğini belirtti. Hammadde fiyatlarının uzun vadede demir cevheri gibi doğal kaynak rezervlerinin azalmasına orantılı olarak artmasının normal olduğunu belirten Sergen, hurda arzının, toplanan hurda miktarına bağlı olması itibarıyla esnek bir yapıya sahip olmadığının, piyasada hurda bulunurluğunu esas etkileyenin üretimdeki esneklik olduğunun altını çizdi. Sergen, bilginin yayılma hızının artmasıyla ticarette marjların azaldığını, dolayısıyla çelik piyasasının yerelleştiğini belirtti ve kalkınma potansiyeli de yüksek olan Türkiye'nin coğrafi konumu açısından, gelişmekte olan ekonomilere fiziki yakınlığı sayesinde önemli avantaja sahip olduğunu söyledi. Sergen son olarak, piyasayı esas belirleyenin talep olduğunu, talepten kaynaklanmayan suni fiyat değişimlerinin ise piyasada kabul görmediğini açıkladı.
Erkan Kafadar, çelik fiyatlarının zaman içerisinde artmasının normal olduğunu, kriz öncesindekine benzer sürdürülebilir olmayan fiyatların ise önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. İstikrarsızlığın, yüksek ya da yükselen fiyatlardan kaynaklanmadığını söyleyen Kafadar, istikrarı, reel talebin sürmesi olarak tanımladı. Piyasa yapısının daha dalgalı bir hal aldığının altını çizen Kafadar, uzun vadeli kontrat yapmanın gittikçe zorlaştığını, Avrupa'da daha önceleri çelik üreticileriyle otomobil imalatçıları arasında yedi yıla varabilen kontratların sürelerinin altı aya kadar düştüğü açıkladı. "Dalgalanmanın etkilerini kaldırabilecek derecede kar marjı hiçbir sektör ve hiçbir üründe yok," diyen Kafadar, genel pazar stratejisi yerine her müşteriye ihtiyaçlarına göre farklı yaklaşmak gerektiğini belirtti. Piyasadaki en büyük tehlikenin spekülasyon olduğunu söyleyen Kafadar, çelik piyasası oyuncularının önlerini görebildikleri ölçüde uzun vadeli tedarik gerçekleştirmeleri gerektiğini salık verdi.
2008 yılının rüyayla başlayıp krizle bittiğini belirten Mete Bülent Adalı ise, depreme benzeyen krizin piyasa güvenini sarstığını, ancak bununla birlikte piyasa katmanlarının bir ölçüde yerine oturmasına katkıda bulunduğunu belirtti. İstikrarsızlığı, belirsizlik olarak tanımlayan Adalı, belirsizliğin piyasa güvenini zedelediğini açıkladı. Hurda fiyatlarının önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceği sorulan Adalı, uzun vadede, yassı üretiminde de elektrik ark ocaklı tesislerin öne çıkmasıyla hurda fiyatlarının yukarı yönlü baskıya maruz kalacağını, kısa vadede ise her yıl görülen mevsimsel seyre paralel olarak, kış mevsiminde hurda toplama maliyetlerinin artması ve BDT bölgesinde nehirlerin donmasının ardından sevkiyatın azalmasıyla hurda fiyatlarında yine artış görülmesinin beklendiğini belirtti.