27 Nisan Cuma günü Ankara'da 107 farklı şirketten 200'ün üzerinde temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri Toplantısı'nda konuşan Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Türkiye çelik sektörünün hızla büyüme kaydettiğini, GSYİH'nın %8 oranında büyürken, çelik üretiminin %17 oranında arttığını belirtti.
2010 yılında kişi başına 350 kg seviyesinde bulunan yerel çelik tüketiminin geçen yıl 384 kg'a çıktığına dikkat çeken Yayan, Türkiye demir çelik sektörünün yurtiçi tüketimindeki artışa bağlı olarak büyümeye devam etmesini beklediklerini belirtti.
Yayan, Türkiye'nin ihracatta dünya genelinde 7. sırada olduğunu, 2011 yılında, demir çelik ürünlerinde, ihracatın ithalatı karşılama oranının %141'e çıktığını, otomotiv, beyaz eşya ve makine gibi çelik içeren ürünlerin ihracatı da, Dünya Çelik Birliği'nce (worldsteel) ortaya konan belirli katsayılarla hesaplanarak dahil edildiğinde, Türkiye'nin %121 oranında net çelik ihracatçısı olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Yayan, ihracatın geçen yıl ve bu yılın ilk çeyreğinde ciddi ölçüde arttığını, yeni yatırımlar sayesinde yassı ürünlerde yurt içi üretimin artmasıyla, ithalatta azalma görüldüğünü belirtti.
Nisan ayında ihracatta %20 azalma görüldüğünü söyleyen Yayan, Avrupa'daki ekonomik kriz nedeniyle bu bölgede tüketimin azalmasının, çoğunlukla Avrupa'ya yapılan yassı ihracatında gerilemeye yol açtığını, ancak yine de 2012 yılının pozitif rakamla tamamlanacağını öngördüklerini ifade etti.
Türkiye'nin hızlı büyümesinin tehlike arz edip etmediği konusunda görüşleri sorulan Yayan, Türkiye'yi Çin'e benzeterek, bir noktadan sonra artan üretimiyle dünya piyasalarını istila etmesi beklenen Çin'in iç tüketimindeki artışla beraber iç piyasaya yöneldiğini, Türkiye'de de durumun benzer seyrettiğine dikkat çekti. Artan yassı çelik üretiminin özellikle boru, beyaz eşya ve otomotiv gibi sektörlerde yatırımcıların ufkunu genişleterek tüketimi tetikleyeceğini söyleyen Yayan, Avrupa'daki ekonomik krizin, bankacılık mevzuatı ve altyapı yatırımları sayesinde gerçekten Türkiye'yi o kadar da derinden etkilemediğini de sözlerine ekledi.
Nisan ayı başında açıklanan teşvik paketinin demir çelik sektörüne etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yayan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında demir çelik sektörüne devlet yardımını engelleyen anlaşma nedeniyle, teşvik paketinin sadece madencilik yatırımlarına katkısı olacağını, yapısal, paslanmaz ve vasıflı çelik alanında teşviklerin önünün açılabilmesi için ise AB ile müzakereler yürütülmesini beklediklerini vurguladı. Yayan, Ar-Ge ve çevreye olan etkilerin azaltılmasına yönelik yatırımlarda da teşvik beklediklerini sözlerine ekledi.
Mart ayında açıklanan enerji zamlarının sektöre etkilerini değerlendiren Yayan, enerji maliyetlerinin toplam çelik üretimi maliyetlerindeki payının %8-10 civarında olduğunu söyledi. Zaten dar olan kar marjları ile birlikte son zamlardan sonra ton başına 5-10 dolar ek yük oluştuğunu ifade etti. Enerjiye yapılan zamların bu kadar bekletilip biriktirilerek uygulanmasını eleştiren Yayan, zamlar yerine hafta sonu kullanılan enerjiye gece tarifesi uygulanması ve TRT katkı payının kaldırılması gibi beklentileri bulunduğunu belirtti.
Dünya çelik üretiminde 500.000 mt olan kapasite fazlasının içinde atıl kapasiteler de bulunduğunun altını çizen Yayan, özellikle Avrupa'da birçok kapasitenin kullanılmadığını, dolayısıyla bu rakamın reel kapasiteyi göstermediğini söyledi. Yayan, fazla kapasitelerin her durumda arz fazlası tehdidi oluşturmadığı, acil ihtiyaçlara cevap vermek için de kullanılabileceği yorumunda bulundu.