4 Nisan tarihinde İstanbul’da düzenlenen 6. YİSAD Yassı Çelik Konferansı SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin ilk oturumunda konuşan Çolakoğlu Metalürji genel müdürü Uğur Dalbeler, ABD’nin getirdiği vergilerin yarattığı belirsizliğin sürdüğünü belirterek, ne olacağı konusunda henüz net bir şey söyleyemediğini ifade etti. Çeliğin zaten zor bir emtia olduğunu söyleyen Dalbeler, bu zorluğun başında fiyat hareketlerinin belirsiz ve yüksek dalgalı olmasının geldiğini söyleyerek, bu sene bu zorluklara çeliğin artık politize olması durumunun da eklendiğini bildirdi.
Türkiye’nin NATO üyesi ve ABD’nin en büyük müşterilerinden olması sebebiyle ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği gerekçesinin geçerli olmadığını belirten Dalbeler, Türkiye’nin inşaat demiri ihracatında büyük paya sahip olan ABD’nin bu üründe kendisine başka bir kaynak bulmakta zorlanacağını düşündüğünü bildirdi. Dalbeler, ayrıca, AB ve ABD’de çelik tüketen sektörlerde Türkiye’nin çelik ihracatının önemli bir payı olduğunu söyleyerek, her iki bölgenin de aslında görüşmeye açık olduğunu Türkiye’nin bu durumu değerlendirebilmesi gerektiğini belirtti.
Dünyada 2008 yılı sonrasında çelik üretiminde yakalanan artışın en büyük kaynağının Asya bölgesi ve özellikle Çin olduğunu söyleyen Dalbeler, Türkiye’nin çelik üretiminin 2017 yılında yıllık %13 büyüdüğünü, ancak bunun bir büyüme olarak algılanmaması gerektiğini, 2013-15 döneminde yaşanan düşüşün telafi edildiğini ifade etti. Dalbeler, “2013-15 döneminde düşüş yaşanmasaydı ve üretim artışı normal seyrinde devam etseydi, Türkiye çelik üretiminde 40 milyon mt’a ulaşabilecekti ve Almanya’yı yavaş yavaş zorlayamaya başlayacaktı,” şeklinde konuştu. Bununla birlikte, Dalbeler, Avrupa ve ABD’de çelik sektörünün gelişmekte olan ülkelerle rekabet edecek yenilikleri yapamadığından büyümede zorlanmaya başladığını dile getirdi.
Tüketim tarafına bakıldığında aslında üretime paralel olarak beklenen artışın yakalanamadığını söyleyen Çolakoğlu Metalürji genel müdürü Dalbeler, genel olarak 2018’de beklentinin global çelik tüketiminin yaklaşık %2 civarında büyümesi yönünde olduğunu ve 2019 yılında ise beklentilerin tüketimde büyümeyi göstermediğini belirtti.
Dalbeler, 2017’de Türkiye’de 36 milyon mt civarında tüketim gerçekleştiğini, 2018’de 37 milyon mt’luk tüketim tahmininin olduğunu, 2019’da ise tüketimdeki artışın büyümeye devam etmesini öngördüklerini söyledi. İhracat kısmına bakıldığında, Türkiye’nin ihracatının değer bakımından düşük olduğuna değinen Dalbeler, daha katma değeri yüksek, kaliteli ürünlere yönelinmesi gerektiğini ve daha iyi piyasalarda, daha yüksek fiyatlarla satış yapmak için çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini açıkladı. Bununla birlikte, Türkiye’nin dünyanın yedinci büyük çelik ithalatçısı olmasının ise ne kadar büyük ve dinamik bir piyasa olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye’nin ağırlıklı ihracat bölgeleri arasında Orta Doğu, AB ve ABD yer alıyor. Son haftalarda ABD’nin çelik vergilerinin gündeme gelmesiyle birlikte yaşanan gelişmelerin olası etkilerinin ne olacağının önemli olduğunu ifade eden Dalbeler, Türkiye’nin çelik ihracatının üçte ikisinin etkilenebileceğini söyledi.
Türkiye’nin yassı çelik üretimi ve tüketiminin nasıl dalgalandığına değinen Dalbeler, son yıllarda üretimin tüketimi karşılama oranının yükselmeye başladığını söyledi. 2015 yılında üretimin tüketimi karşılama oranı %60 seviyesinde yer alırken, 2017’de ise %88’e ulaştı. Dalbeler’e göre, bu sene yassı çelik üretiminin yaklaşık 14 milyon mt seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, beş senedir atıl durumda olan MMK Metalürji’nin tesisinin devreye alınması halinde üretimin sene sonunda 15 milyon mt’a ulaşması bekleniyor.
Son gelişmelere rağmen 2018 yılının devamına ilişkin beklentilerin hala olumlu olduğunu söyleyen Dalbeler, bunun en önemli gerekçeleri arasında Çin’in 2016 yılının başında tüketimi artırmaya yönelik almış olduğu önlemler ve sıkıntı yaratan kapasiteleri kapatmak için attığı adımlar olduğunu belirtti.