Rus yetkililer, yerel çelik sektörünü korumak için Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkeler haricindeki ülkelere yapılan hurda ihracatına resmi olarak kota getirdiğini açıkladı. 31 Ağustos’ta imzalanan resmi belgeye göre, toplam ihracat kotasının 1 Eylül ve 31 Aralık tarihleri arasında geçerli olmak üzere 1.009.200 mt olarak belirlendi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının toplam kotanın ihracat yapan bölgeler arasında bölüştürülmesinden sorumlu olacak. Söz konusu bölüştürme işi, 1 Ocak 2016 ve 31 Aralık 2018 tarihleri arasında kaydedilen toplam ihracatın belirlenen katsayı ile çarpılması yoluyla yapılacak. Bu katsayı bölgeye göre 0,5 ile 1,2 arasında değişecek.
Piyasa oyuncularının bu düzenlemeye yönelik yorumları ise değişiklik gösterdi. Bazı kaynaklar Türkiye’nin ihracat kotasından olumsuz etkileneceğini düşünüyor. Türkiye geçtiğimiz sene Rusya’dan 2,52 milyon mt çelik hurda ithal etmişti, bu ithalat toplam ithalatın yaklaşık %12’sini oluşturdu. TÜİK verilerine göre, bu yılın ocak-temmuz döneminde Rusya çıkışlı hurda satıcılarıyla yapılan işbirliği sonucunda ithalat hacmi 1,25 milyon mt’a ulaştı.
Piyasa kaynaklarına göre, short sea bölgesinden yapılan ihracatta görülecek olası azalma Baltık bölgesine oranla çok daha fazla olacak. Rostov için geçtiğimiz yıl ihracat hacminin 500.000 mt olduğu, şimdi ise bu hacimde %20 düşüş görüleceği düşünülüyor. Bu durumda, Rostov’da görülecek azalmanın Romanya’dan ve Adriyatik Denizi’nden gelen arzla telafi edilebileceği ancak, bazı kalite sorunları ve yetersiz hacimler göz önüne alındığında bunun da yeterli olmayacağı ifade ediliyor. Ayrıca, Türk üreticilerin deep sea çıkışlı hurdaya yönelebileceği bunun da tedarikçilere yarar sağlayacağı bildiriliyor. Şimdilik netleşmemiş bir başka hususun da ihracat izni olduğu görülmekte. SteelOrbis’in görüştüğü bir piyasa kaynağı, tek olumsuz gelişmenin tonaja getirilen sınırlama olmadığını, yapılacak her sevkiyat için bir defa geçerli olacak bir ihracat izni alınması gerekeceğini ve kimsenin de bu evrakı nasıl temin edeceğini bilmediğini aktarıyor.
Buna karşın, bazı piyasa oyuncuları, ham çelik üretimindeki azalma sebebiyle bugünlerde talebin düşük olması göz önüne alındığında, Türkiye’nin Rusya’dan yapılan hurda ithalatındaki olası düşüşten olumsuz etkilenmeyeceğini düşünüyor. Bir piyasa kaynağı, “Nihai mamul segmentindeki durum iyileştiğinde bunun etkileri gözle görülür hale gelecek ancak ne zaman iyileşeceği belli değil. Bununla beraber, bu durum yalnızca dört ay sürecek, kotaların uygulanmaya devam edip etmeyeceğine bakmalıyız,” şeklinde konuştu. Ancak, kısa vadede bu durum piyasadaki çelik hurda fiyatlarını destekleyebilir.
2018 yılında Rusya’nın hurda ihracatı %4,2 artışla 5,5 milyon mt’a yükselirken, bu rakamın büyük bir kısmı Türkiye tarafından tüketildi. Genellikle bu istikametteki toplam arzın yaklaşık %20’si de Güney Kore tarafından alınmakta. Rusya’nın Uzak Doğu limanlarından Güney Kore’ye yapılan sevkiyatlar son senelerde kademeli olarak düşüp 2018 yılında 1 milyon mt’un altına inmiş olsa da, ihracat kotasının bir miktar daha düşüşe sebep olabileceği düşünülüyor. Rusya’nın Vladivostok ve Nahodka limanları da dahil olmak üzere Uzak Doğu’daki ana limanlarından yapılan ihracat için katsayı 0,6 olarak belirlendi. Sahalin bölgesinden yapılan ihracat için katsayı 1,2 olsa da bu kararın tedarikçilerin daha fazla ihracat yapmasına yardımcı olması beklenmiyor. Bu durumda Koreli alıcıların Japonya ve ABD’den alımlara öncelik vermeye devam edecekleri düşünülüyor.