Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Türkiye'nin hurda ithalatının toplam ithalat içindeki yeri ve ülkenin dış ticaret açığına yaptığı etki hakkında açıklamalarda bulundu. Kamuoyunda hurda ithalatının Türkiye'nin dış ticaretindeki "en büyük kara deliklerden birisi" olarak görüldüğünü belirten Dr. Veysel Yayan, detaylara inildiğinde bu değerlendirmenin doğru olmadığını söyledi.
TÇÜD verilerine göre, 2013 yılında çelik sektörü 19,7 milyon tonu ithal ve 10,7 milyon tonu iç piyasadan toplanan hurda olmak üzere, 30,4 milyon ton hurda tüketti. 2013 yılında Türkiye hurda ithalatı için 7,5 milyar dolar ödedi ve çelik üretiminin cevher, kömür, pik demir ve ferro alyaj gibi girdileriyle birlikte bu tutar 10,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Aynı yıl Türkiye çelik ürünleri ihracatından 15,8 milyar dolar gelir elde ederken, iç piyasaya yaklaşık aynı tutarda çelik ürünleri teslim etti. Çelik ürünlerinin ihracatından elde edilen döviz gelirlerinin yanı sıra otomotiv, makine, beyaz eşya gibi çelik tüketicisi sektörlerin ürünleri içerisinde yer alan yüksek katma değerli 5,4 milyon ton çelik ihraç edildi. 2013 yılında Türkiye'nin hurda ithalatı miktar açısından %12 oranında düşüşle 19,7 milyon ton, değer açısından ise %20,3 oranında düşüşle 7,5 milyar dolar oldu. Çelik sektörünün önceki yıla göre 1,9 milyar dolar daha az hurda ithal etmesi, net ihracatına 2,9 milyar dolar düşüş şeklinde yansıdı. Yurt içinden tedarik edilen ilave 700.000 tonluk hurda da dikkate alındığında, hurda ithalatındaki düşüş, dış ticaret üzerinde 3,5 milyar dolar civarında açığa yol açtı.
Dr. Veysel Yayan da konuyla ilgili şunları söyledi: "Hurda ithalatındaki değer cinsinden bir birim gerileme, ihracat düşüşü ve ithalat artışı yoluyla dış ticaret üzerinde yaklaşık iki birimlik kayba sebep oluyor. Bu açıdan, hurda ithalatının büyüklüğünün ‘kara delik' olarak ifade edilmesi, resmin bütününü görmeyen bir değerlendirme olmaktan öteye geçemiyor. Hiç şüphesiz, bu durum yurt içinde toplanan hurda miktarının arttırılması, demir cevherinin zenginleştirilmesi, DRI/HBI üretilmesi konusundaki gayretlerin göz ardı edilmesi anlamına gelmiyor. Yurt içinden tedarik edilebilecek hurdanın tamamının kullanıldığı dikkate alınarak, çelik sektörümüzün daha fazla hurda ithal etmesi bir zaaf değil, tam tersine, sektörün rekabet gücünün yerinde olduğunu gösteren ve ekonominin gelişmesine güç katan olumlu bir gösterge niteliği taşıyor."