23 Ekim 2025’te yapılacak Avrupa Konseyi toplantısı öncesinde Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) ve Avrupa Çelik Birliği (EUROFER), Avrupa’da üretim ve yatırımı korumak amacıyla sanayi dönüşümüne yönelik gerçekçi ve sonuç odaklı bir yol haritası çizilmesini talep ettikleri ortak bir açıklama yayımladı.

Otomotiv segmentinde 13 milyon, çelik tarafında ise 2,5 milyon kişilik istihdama sahip olan sektörler, tedarik zincirlerinde inovasyonun yanı sıra teknolojik ilerlemeyi destekliyor.
Çelik ve otomotivin karşılıklı bağımlılığı
İki sektör arasındaki karşılıklı bağımlılığa dikkat çeken açıklamada otomotiv sektörünün Avrupa’da çeliğin ikinci en büyük kullanıcısı olduğu, buna karşılık çelik sektöründeki Ar-Ge çalışmalarının önemli bir bölümünün otomotiv uygulamalarına ayrıldığı ifade edildi.
Buna karşın her iki sektör de küresel çelik kapasite fazlası, yüksek enerji ve karbon maliyetleri ile cansız yerel talep gibi ortak zorluklarla karşı karşıya. Avrupa otomotiv pazarının pandemi sonrası toparlanma sürecinin yavaş ilerlediği bildiriliyor.
Sektör liderlerinden acil eylem talebi
Avrupa Komisyonu ile yürütülen bir dizi stratejik diyaloğun ardından ACEA ve EUROFER sektörlerin rekabet gücünü yeniden sağlayacak somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
EUROFER Başkanı Henrik Adam, “Güçlü bir yerel çelik üretimi, AB otomotiv sektörünün tedarik zinciri için hayati öneme sahip,” dedi.
ACEA Başkanı Ola Källenius ise, “Avrupa çeliği rekabetçi olmadan rekabetçi bir Avrupa otomobili üretilemez. Akıllıca yapılan düzenlemeler, düşük karbonlu çelik kullanımını teşvik ederek otomotiv ve çelik sektörleri için karşılıklı fayda sağlayan bir ortam oluşturabilir,” ifadelerini kullandı.
ACEA ve EUROFER, Avrupa Konseyinden
- Her iki sektörde istihdamı koruyacak,
- Rekabet gücünü ve tedarik zinciri dayanıklılığını güvence altına alacak,
- Sanayi politikasını Avrupa’nın iklim ve enerji hedefleriyle uyumlu hale getirecek bir sanayi dönüşüm çerçevesi oluşturmasını talep etti.
Açıklama, Avrupa’nın Otomotiv ve Çelik Eylem Planları ile uyumlu olarak iklim hedeflerinin sanayi gücüne ve uzun vadeli sürdürülebilirliğe dönüştürülmesini öngören politikaların önemini vurguladı.