2024 yılı boru sektörü için nasıl başladı, yılın kalanı için beklentileriniz neler?
2024'ün ilk çeyreğinde boru sektörü canlılığını korudu, hareketlilik gözlendi.
Ancak ilerleyen dönemler için beklentilerimiz, seçim sonrası ekonomi yönetiminin belirleyici olacağı yönünde. Finansman maliyetlerinin yüksek seyretmesi nedeniyle bu yıl içinde önemli bir iş hacmi artışı öngörmüyoruz. Dolayısıyla, sektörde rutin bir seyir bekliyoruz.
Mevcut şartlarda, yurt içi ve yurt dışındaki boru talebi ne durumda?
2024'ün ilk çeyreğinde boru sektörü, yurt içi ve yurt dışı piyasalarda farklı bir seyir izledi. Yurt içinde, sektörde canlılık ve hareketlilik gözlenirken, yurt dışında küresel rekabet koşulları nedeniyle daha sakin bir dönem yaşandı. İç piyasada, boru sektöründe işlerin canlı olması yerel talep ve faaliyetlerin etkisiyle oldu. Ancak uluslararası pazarda rekabetin yoğunluğu, yurt dışı faaliyetlerin daha durağan bir seyir izlemesine neden oldu. Bu durum, sektörün farklı coğrafi bölgelerdeki farklı dinamiklere uyum sağlamak zorunda olduğunu göstermektedir.
Hem hammadde hem de boru fiyatlarının gidişatı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
2024 yılı, küresel ekonomik şartların hammadde fiyatları üzerinde belirleyici bir rol oynadığı bir dönem oluyor. Hammaddede görülen bu fiyatlama, maliyetlerin yüksek seviyelerde seyretmesi nedeniyle aşağı yönlü hareketlerin zorluğunu artırıyor. Ancak talep tarafında belirgin bir artış olmaması, fiyatların yatay bir seyir izlemesine neden olabilir. Bu durumda, maliyet odaklı bir düşüşün zorluğuyla birlikte, talep kaynaklı fiyat artışları da beklenmiyor. Dolayısıyla, hammadde fiyatlarının mevcut seviyelerinde yatay bir seyir izlemesi öngörülüyor. Bu süreçte, sektörün maliyetleri etkin bir şekilde yönetmesi ve piyasadaki değişimlere hızlı bir şekilde adapte olması kritik öneme sahip olacaktır.
Sıcak sac ithalatına başlatılan antidamping vergisi soruşturması için yorumunuz nedir?
İç piyasada mevcut üretim kapasitesinin her geçen sene arttığını göz önünde bulundurarak, yerel üreticileri desteklemek adına yurt dışından gelen malzemelerin piyasa dinamiklerini olumsuz etkilemeyecek şekilde vergi düzenlemelerinin yapılması oldukça önemlidir. Bu düzenlemeler, yurt içi üretimi teşvik etmeyi ve yerel üreticilerin rekabet gücünü artırmayı amaçlamalıdır. Yerel üreticilerin daha rekabetçi olabilmeleri için ithal malzemelere uygulanacak vergilerin dengeli ve adil bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu sayede, iç piyasada üretilen malzemelere karşı adil rekabet ortamı sağlanabilir ve yerel üreticilerin gelişimi desteklenmiş olur.
İhracat satışlarını ve dış piyasalardaki rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'deki yerel üretici fiyatlarının yüksek kalması, ihracat satışlarının düşük seviyelerde olmasının önemli bir etkeni olabilir. İthal gelen malzemelerle yapılan üretimin ihracatta daha rekabetçi olması, yerel üreticilerin maliyetlerinin ithalata kıyasla daha yüksek olmasından kaynaklanabilir. Bu durum, ihracat yapmak isteyen yerel üreticilerin rekabet güçlerini olumsuz etkileyebilir. Yerel üretici fiyatlarının yüksek olmasının nedenleri arasında, enerji maliyetleri, işçilik maliyetleri, vergi ve diğer işletme maliyetlerinin artması gibi faktörler yer alabilir. Bu maliyetlerin ithalatçı ülkelerdeki rakiplere kıyasla daha yüksek olması, ihracatın rekabetçi olmasını zorlaştırabilir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
2024 yılında Türkiye'deki firmaların, finansman kaynaklarını, üretim maliyetlerini ve nakit akışını son derece verimli bir şekilde yönetmeleri gerekmektedir. Ancak Türkiye'nin uyguladığı para politikası göz önüne alındığında, mevcut koşullarda piyasalarda büyük çapta bir parasal genişlemenin beklenmediği görülmektedir. Bu durum, para politikasının sıkı tutulmasından kaynaklanabilir ve firmaların finansman bulma süreçlerini zorlaştırabilir. Bu nedenle, Türkiye'deki firmaların finansal yönetimlerini daha dikkatli bir şekilde yapmaları ve varlık ve borç yönetimlerini iyileştirmek için stratejiler geliştirmeleri önemlidir. Bunlar arasında, daha etkin nakit akış yönetimi, maliyetleri düşürme önlemleri ve alternatif finansman kaynaklarını araştırma gibi adımlar bulunabilir. Ayrıca Türkiye'nin uyguladığı para politikasının gelecekteki değişiklikleri de dikkate alınmalıdır. Eğer para politikasında bir gevşeme veya değişiklik olursa, bu firmaların finansman kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmalarına ve yatırımlarını artırmalarına olanak