Geri Dönüştürülmüş Malzemeler Derneği (ReMa), ABD-Meksika-Kanada Anlaşması’na (USMCA) yönelik ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) tarafından düzenlenen açık duruşmada anlaşma kapsamındaki geri dönüştürülmüş malzemelerin vergisiz ticaretinin devam ettirilmesi çağrısında bulundu. Söz konusu anlaşmanın ilk altına yılına yönelik ortak değerlendirme sürecinin 1 Temmuz 2026 tarihine kadar tamamlanmasının planlandığı bildirildi.
ReMA Başkanı Robin Wiener, duruşmada verdiği ifadede geri dönüştürülmüş malzeme sektörünün Kuzey Amerika üretim ekosisteminin temelini oluşturduğunu vurguladı. Sektörün ABD genelinde yaklaşık 600.000 kişiye istihdam sağladığını, ekonomiye yıllık 170 milyar $’ı aşkın katkıda bulunduğunu ve yıllık 130 milyon mt’dan fazla geri dönüştürülmüş malzemeyi işlediğini dile getirildi. Ayrıca bu malzemelerin yerel üretimin bel kemiği olduğunu ifade eden Wiener, ABD’de çelik üretiminin yaklaşık %70’inde geri dönüştürülmüş çelik kullanıldığına dikkat çekti.
2024 yılında ABD’nin geri dönüştürülmüş malzeme ithalatının %89’unu oluşturan Kanada ve Meksika’nın önemli ticaret ortakları olmaya devam ettiğini belirten Wiener, kesintisiz ve vergisiz ticaretin ABD’li üreticilerin rekabet gücü ve arz güvenliği için ciddi önem arz ettiğini söyledi.
Vergisiz ticaret ve mevcut USMCA çerçevesi korunmalı
Wiener, USTR’den söz konusu anlaşmadaki vergisiz atık ve hurda hükümlerinin devam ettirilmesini istedi. Vergiler veya ek kısıtlamalar getirilmesinin tedarik zincirlerini bozacağını, maliyetleri artıracağını ve ABD’nin endüstriyel dayanıklılığını zayıflatacağını savundu.
Bununla birlikte geri dönüştürülmüş malzeme sevkiyatını zorlaştırmaya başlayan Basel Sözleşmesi’nden kaynaklı yeni sorunlar olduğuna dikkat çekti. Küresel ticaret sınıflandırmalarında netlik ve birlik sağlamak için ABD’deki kurumların Hurda Geri Dönüşüm Sektörleri Enstitüsü (ISRI) spesifikasyonlarını tanımaya devam etmesi gerektiğini dile getirdi.
ReMA, geri dönüşüm sektörünün ABD’nin ekonomik ve ulusal güvenliği için hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Geri dönüştürülmüş hammaddelere güvenilir erişimin yerel üretimi destekleyeceğini, işlenmemiş hammaddelere olan bağımlılığı azaltacağını ve Kuzey Amerika sanayisini güçlendireceğini aktardı.
