28-30 Eylül tarihlerinde Münih’te düzenlenen SteelOrbis 2025 Güz Konferansı ve 93. IREPAS Toplantısı’nda konuşan El Marakby Steel İş Geliştirme ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ramy Saleh, Afrika çelik piyasasının görünümüne değindi ve hem fırsatlara hem de risklere dikkat çekti. Saleh, 2025 yılında Afrika’nın gayrisafi yurt içi hasıla büyümesinin 2024 yılında kaydedilen %3,3’ten %3,9’a ve 2026 yılında ise %4’e yükseleceğini ifade etti. Aralarında Etiyopya, Nijer, Ruanda ve Senegal’in de bulunduğu 20’den fazla ülkenin %5’in üzerinde büyüme kaydedeceğini, bu ülkelerin bazılarının kapsayıcı kalkınma için %7 sınırını aşacağını belirtti. Ancak bölgede yüksek enflasyon, borç baskısı, iklim şokları ve siyasi istikrarsızlık gibi yapısal sorunların sürdüğünü vurgulayan Saleh, Doğu Afrika’nın büyümeye öncülük ettiğini, Kuzey Afrika’nın toparlanma sürecinde olduğunu ve Orta Afrika’nın ise geride kaldığını söyledi.
Doğrudan yabancı yatırımın 2024 yılında yıllık %75 artışla 97 milyar $’a ulaştığına dikkat çeken Saleh, bu artışta Mısır’daki 46 milyar $’lık projenin rol oynadığını ve söz konusu proje hariç tutulduğunda bile yatırımların %12 arttığına dikkat çekti. En keskin artış Kuzey Afrika’da görülürken, Nijerya ve Uganda’nın ise satın alma yöneticileri endeksindeki dayanıklıkta öne çıktığını vurguladı. Çelik sektörüne değinen Saleh, Afrika çelik sektöründe Mısır’ın ham çelik kapasitesi ve tüketiminde kıtanın %25’ini temsil ettiğini, Güney Afrika’nın ise yassı mamulde lider konumda bulunduğunu söyledi. Afrika’nın hâlen büyük ölçüde ithalata bağımlı durumda olduğunu belirten Saleh, ihracatın %75’ini hammadde, ithalatın büyük kısmını ise nihai mamul veya yarı mamulün oluşturduğunu dile getirdi. Saleh, “Afrika büyük miktarda hammadde ihraç ederken, yassı mamulün çoğu ithal ediyor. Bu durum, yassı mamul üretimini artırmak, hatta üretim tesislerini kıta içine çekmek için önemli bir fırsata işaret ediyor,” dedi.
Saleh, 2025 ve 2027 yılları arasında Namibya, Nijerya, Güney Afrika, Cezayir ve Mısır’da faaliyete alınması planlanan büyük ölçekli projelerle birlikte Afrika’da milyonlarca tonluk yeni üretim kapasitelerinin devreye gireceğine dikkat çekti. Ancak yetersiz altyapı ve yüksek taşıma maliyetlerinin rekabet gücünü azaltarak lojistik sektöründe önemli sıkıntılara yol açtığını kaydetti.
Bununla birlikte Saleh, AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) önemli bir risk oluşturduğunu vurguladı. Afrika’nın çelik ihracatının %16’sının AB’ye yapıldığını ve karbon fiyatlarına bağlı olarak uygulanacak dolaylı vergilerin %11,3’e ulaşabileceğini, bu durumun en çok Güney Afrika, Mısır ve Cezayir’i etkilemesinin öngörüldüğünü paylaştı.
Son olarak Saleh, Afrika çelik sektörünün bir dönüm noktasında bulunduğunu belirterek altyapı talebi, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Alanı Anlaşması (AfCFTA) entegrasyonu ve kapasite artışlarının büyüme potansiyeli sunduğunu ancak borç yükü, zayıf lojistik ve SKDM baskılarının ilerlemeyi yavaşlatabileceğini ekledi.
