Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB), ABD'nin Türkiye ve Meksika'dan ithal inşaat demirine yönelik başlattığı antidamping vergisi ve telafi edici vergi soruşturması kapsamında, Ekonomi Bakanlığı ile işbirliği halinde ilk adımı atarak, ABD Uluslararası Ticaret İdaresi ve Uluslararası Ticaret Komisyonu ile hükümet temsilcileri ve ihracatçıların bir araya geldiği dinleme toplantısına katıldığını bildirdi.
Toplantıda Türkiye adına görüş veren Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Savaş Malkoç, ABD ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin önemine dikkat çekerek, ABD ile ikili ticarette hem genel hem de demir-çelik sektöründe ülkemiz aleyhine dış ticaret açığının olduğu, bu açığın olası bir anti-damping ve telafi edici vergi soruşturması ve önlemi nedeniyle daha da büyüyeceği, bunun ayrıca ABD'nin en büyük hurda alıcısı konumunda olan Türkiye'nin ABD'den yapacağı hurda ithalatına da olumsuz yansımasının olacağı, bu nedenle iki ülke liderlerinin ortak iradeleri çerçevesinde oluşturulan hedefler doğrultusunda ikili ticaretin önüne yeni engeller getirilmesinden ziyade mevcut engellerin kaldırılmasına odaklanılması gerektiği hususlarına değindi. Malkoç ayrıca, ABD'li yerli üreticilerin başvurusunda yer alan sübvansiyon suçlamalarının tam olarak gerçeği yansıtmadığını AB'ye olan yükümlülüklerimiz gereği demir-çelik ürün grubuna sektör spesifik bir devlet desteğinin verilmesinin mümkün olmadığını, bu durumun daha önceki gözden geçirme soruşturmalarında ABD makamları tarafından da teyit edildiğini, bu tarz süreçlerin ülkelerimizin ikili ticaretini olumsuz yönde etkilemekten öteye geçmediğini vurgulayarak sözlerini bitirdi.
Devlet temsilcilerini takiben söz alan ABD'li üreticiler ise, Türkiye ve Meksika satışlarından dolayı iç piyasada güç kaybına uğradıklarını belirtirken, özellikle Türkiye'deki kapasite artışından ve ABD iç pazarının Türk çelik ihracatçılarının tehdidi altında olmasından şikâyet ettiler.
ÇİB başkanı Namık Ekinci, Türk çelik sektörünü üretici ve ihracatçı olarak temsil ettiği toplantıda yaptığı konuşmada, "Bir ülke, üretimi talebi karşılayamıyorsa ithalat yapmak zorundadır. ABD'li üreticiler Türkiye'yi ticari bir risk olarak görüyorlar. Ancak biz uluslararası standartlara uygun, yüksek kaliteli ürünler üretiyoruz. Bunun yanı sıra hammaddemizi ABD'den alırken, ABD'li üreticilere göre yaklaşık 80$/mt dezavantaj ile başlıyoruz. Buna rağmen biz ürünlerimizde makul kar marjları ile çalışıyoruz. Bunları yaparken de DTÖ Serbest Ticaret Kuralları çerçevesinde hareket ediyoruz. Ancak bunu rahatlıkla cevaplayabiliriz, makul kar marjları ile rekabetçi fiyatlar uyguluyoruz. Teknolojik avantajlarla yüksek verimlilik sağlıyoruz. ABD'li üreticiler yüksek karlılık isteklerinden dolayı sadece ülkemiz ihracatından rahatsızlık duymuyorlar, birçok ülkeye karşı alınmış önlem ve soruşturmalar ile ABD'li tüketicilerin seçeneklerini de kısıtlayarak daha pahalı ürün temin etmelerine sebebiyet veriyorlar" diyerek sözlerine devam etti.
Son olarak önemli bir konuya daha değinen Namık Ekinci, "ABD'li üreticilerin uluslararası gönderi maliyetleri bulunmamaktadır, hammadde ve hurda kontrollerine de tabi değiller. Türk çelik sektörü olarak kesin sipariş olmadan üretim yapmıyoruz, stoklardan ürün satmıyoruz, ABD'de stok bulundurmuyoruz. Spot fiyatlar düşünce stoklarımızı eritmek için fiyat düşürmüyoruz. Pazar elde etmek için fiyat düşürmemize gerek yok. Ayrıca Türk müteşebbisler ABD'de yatırım yapmak üzere çalışmalar yapıyor. Tüm bu konular göz önüne alındığında ticari ilişkilerimizi zedeleyici davalar açılması yerine teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum ve komisyonun lehimize karar vermesini bekliyoruz" dedi.