8 Kasım Perşembe günü İstanbul'da düzenlenen 13. SteelOrbis Çelik Konferansı - "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da Oyak Maden Metalürji Gurubu Pazarlama ve Satış Koordinatörü Başak Turgut, global çelik sektörünün gündemindeki konuları ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri ele alarak, katılımcılarla gelecek döneme dair görüşlerini paylaştı. 2017 yılının son çeyreği ve 2018 yılının son çeyreği arasında geçen dönemi “hem en iyinin hem de en kötünün yaşandığı tarihi bir dönem” olarak yorumlayan Turgut, küresel ekonominin büyümeye devam ettiğini ve büyümenin son otuz yılın ortalamasına yakın seyrettiğini belirtti.
Turgut, 2019 yılına dair beklentilerinin olumlu olduğunu ifade ederek, döviz kurundaki volatilitenin de hafiflemesiyle iyi bir döneme giriş yaptıklarını düşündüğünü söyledi. 2015-2016 yıllarında global pazarda agresif bir şekilde yer alarak Türk çelik ihracatını da olumsuz etkileyen Çin’in önümüzdeki dönemde işleri zorlaştırmasını beklemediğini söyleyen Turgut, “Çin artık çok kontrollü hareket ediyor. Özellikle devlet teşviklerini çok önemli bir mekanizma olarak kullanıyor. Piyasaya ciddi bir likidite sunuyor ve altyapı harcamalarına yüksek yatırımlar yapıyor. Çinli çelik üreticileri ise daha dengeli bir üretim ve satış politikası izliyor. Bu şartlar altında önümüzdeki dönemde Çin’in global piyasalarda bir problem teşkil edeceğini düşünmüyorum. Öte yandan, tüm ülkeler kendi sanayilerini korumak adına adımlar atarak, sanayi üretimlerinin desteklenmesi ve ekonomilerinin belirli bir stabiliteye oturması için çalışıyor” dedi.
Konuşmasında Turgut; ABD, Kanada ve Avrupa’nın korumacılık önlemleri kapsamında getirdiği yaptırımlara da değindi. ABD’nin Çin’in ihracatını engellemek için attığı adımların Asya ülkelerinin gelişmesiyle sonuçlandığını ve Çin, Hindistan, Japonya ve Endonezya gibi Asya ülkelerinin yeni ticari anlaşmalara imza attıklarını belirten Turgut, bu ülkeler arasında 2000’li yılların başında %57 olan ticaretin şu anda %70 seviyelerine geldiğine dikkat çekti. Sadece Asya ülkelerinin değil, tüm dünyanın bir değişim sürecinde olduğunu söyleyen Turgut, Türkiye’nin de bu değişimdeki gelişmeleri doğru okuması gerektiğini ifade etti.
Turgut son olarak, Türkiye ekonomisinin tarihinin hiçbir dönenimde üç çeyrekten fazla daralma göstermediğini ve 2019 yılının ikinci çeyreğinden itibaren hızlı bir toparlanma dönemine girilmesini beklediklerini söyledi.