Türk çelik üreticileri artan üretim maliyetleri, nihai mamul satışlarında yaşanan zorluklar ve bunun sonucunda üretimin azaltılmasının yanı sıra, hammadde ithalatında belirli sorunlarla uğraşmak zorunda ve orta vadede daha fazla sorunla karşılaşabilir.
Yakın zaman önce Dubai’de gerçekleştirilen Orta Doğu Demir Çelik Konferansı’nda panel konuşmacıları, hammadde ve yarı mamul akışının sürdürülebilirliğine dair belirli endişeleri tartıştı. Hurda ithalatı açısından, Türkiye’ye düzenli şekilde hurda satan tedarikçiler fiyatların daha yüksek olduğu Asya pazarında varlıklarını artırdı. Türkiye’de şu anda düşük kapasite kullanım oranlarıyla faaliyet yapıldığı için hurda tedarikinde henüz gözle görülür bir düşüş saptanmadı, ancak Türk müşterilerin görüşmelerde fiyat konusundaki gücü azaldı.
Hurda segmentindeki bir diğer tehdit ise AB’den yapılan ihracatın kısıtlanması ihtimali. Baştuğ Metalürji, “Eurofer güçlü bir lobiye sahip ve hurda arzını AB içerisinde tutmak adına yalnızca Türkiye’ye değil, tüm dünyaya yönelik ihracatını kısıtlamayı planlıyor,” yorumunu yaptı. Bir konuşmacı, “Türkiye’nin hurda ithalatının yaklaşık %75’i AB’den yapılıyor ve bunun çoğu Benelüks bölgesinden alınıyor. Yetkililer üreticileri elektrik ark ocağından, hurda tüketimini artıracak olan yüksek fırına geçiş yapmaları için zorluyor. Bu durum, ergitme kapasitesini artıran Türkiye için büyük bir risk oluşturuyor ve bununla nasıl başa çıkılacağı hakkında herhangi bir plan yok,” şeklinde konuştu. Ayrıca Avrupa piyasasından kaynaklar, Avrupa bölgesinde üretimde elektrik ark ocağına geçilmesinin muhtemelen yıllar süreceğini fakat bunun ciddi bir fark da yaratabileceğini ifade etti.
Panelde ayrıca, Türkiye’de toplanan hurda miktarının toplam hurda seviyesindeki payının kademeli bir şekilde arttığı ve üretimde kullanılan indirgenmiş demir veya sıcak briketlenmiş demir ve pik demir payının artabileceği belirtildi.
Türkiye’nin normalde maliyetleri dengelemek için kullandığı yarı mamul ithalatının ise, Ukrayna’dan tedarik edilen hacmin artık piyasada bulunamaması ve Rusya’nın uluslararası yaptırımlar sonucu giderek daha sıkıntılı bir tedarikçi olduğu göz önüne alındığında, 2022’de düşüş göstereceği söylendi. Konuşmacılar 2022’de Rusya’dan yapılan kütük ithalatının, geçtiğimiz yıl kaydedilen 1,45 milyon mt’a kıyasla yaklaşık 1,3 milyon mt olacağını ifade etti. Buna ek olarak, Rusya’dan yapılan ithalatın savaşın başlamasının hemen ardından zirve yaptığı çünkü ithalatçıların düşük fiyattan faydalanmaya çalıştıkları belirtildi. Ancak daha sonra bu hareketlilik azaldı çünkü bazı alıcılar giderek artan riskleri göze almak istemedi, ayrıca yarı mamullerin menşelerini araştırmaya yönelik bir eğilim mevcut ve bu eğilim güçlenebilir.
Buna ek olarak, Rusya Türkiye’ye düşük fiyatlardan kütük satışlarının yanı sıra, Türk üreticilerin düzenli satış pazarlarına nihai mamul satmaya başlayarak söz konusu üreticilerin konumunu zayıflattı ve fiyatlar üzerinde baskı yarattı. Ayrıca M Steel tarafından ifade edildiği üzere, eğer ihracat iyileşmezse Türkiye’nin yarı mamul ithalatında görülen ciddi artış orta vadede sürdürülemeyebilir. Tüccar, “Eğer Türkiye’de işlenip nihai mamul olarak yurt dışına satılmazsa, yarı mamul ithalatına yönelik %24 gibi ciddi bir vergi mevcut. İhracat sertçe düşüyor ve bu nedenle [DİR kapsamında yapılan] ithalat zorlaşacak,” ifadelerini kullandı.
Piyasada artık bulunmayan Ukrayna çıkışlı kütüğün ve Rusya’dan yapılan kütük ithalatındaki düşüşün yerini çoğunlukla Malezya, Endonezya ve Kuveyt gibi uzak pazarlardan yapılan ithalat doldurdu. Özellikle geçtiğimiz haftalarda, Türkiye’de Cezayir çıkışlı kütük talep görüyor çünkü ülke ihracata ayırdığı arzı arıtırken, aynı zamanda bölgedeki tek temiz kütük kaynağı durumunda ve teslim süreleri makul seviyede.
Slab segmentinde ise geleneksel olarak daha az sayıda tedarikçi olduğu için durum biraz daha farklı. Rusya’dan yapılan ithalat 80-100$/mt’a kadar çıkan indirimlerle devam ediyor ancak bu yılın ilk 10 ayında satış hacmi önemli bir artış göstermedi. Diğer seçeneklerden biri ise çoğunlukla Asya fakat buradan verilen teklifler genellikle Türkiye’deki sıcak rulo sac fiyatları ve kâr hedefleriyle örtüşmüyor, ayrıca teslim süreleri uzun. Ancak özellikle slab stoklarını yenilemesi gereken fakat Rusya menşeli ürünü tercih etmeyen Türk alıcılar Vietnam, Güney Kore ve hatta Suudi Arabistan’dan bağlantılar gerçekleştirdi.