TMMOB, III. Demir-Çelik Kongresi’ni düzenledi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) adına MMO Zonguldak Şubesi, 22-24 Eylül 2005 tarihlerinde Kdz.Ereğli'de III. Demir-Çelik Kongresi ve Sergisi'ni düzenledi.
Demir çelik sektöründen birçok katılımcı ile birlikte çeşitli üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen kongrede
Türkiye'de demir çelik sektörü, dünyadaki demir çelik sektörü ile
Erdemir hakkında çeşitli sunum ve konuşmalar yapıldı.
Türkiye'nin demir çelik sektörü ile ilgili olarak öncelikle kişi başına çelik tüketimine dikkat çekildi. Ülkelerin gelişmişlik düzeyini gösteren çelik tüketimi
Türkiye'de kişi başına 270/kg iken dünyadaki pek çok gelişmiş ülkede bu oranın kişi başına 350-400/kg olduğu belirtildi.
Türkiye demir çelik sektörü ile ilgili olarak ayrıca mevcut hammadde soruna değinildi. Bu konuda
Türkiye'nin
hurda ithalatında 2004 yılı verilerine göre 1. sırada yer aldığı belirtildi. Ayrıca birkaç konuşmacı çelik üretiminde kullanılan koklaşabilir taş kömürünün
Türkiye'de hemen hemen hiç bulunmamasına ve
demir cevheri rezervlerinin ise 10 yıl içinde tükeneceğine dikkat çekti. Konuşmacıların birçoğu çelik üretiminin daha az maliyetli olabilmesi için hammaddelerin yerel kaynaklardan tedarik edilmesi konusunda ortak görüşlerini dile getirdiler.
Türkiye demir çelik sektörü ile olarak sorun teşkil eden bir diğer konunun ise yassı ve uzun ürün üretimleri arasındaki dengesizlik olduğu belirtildi. Dünyada birçok ülkede yassı ve uzun üretimi sırasıyla %60-%40 şeklinde iken bu oran
Türkiye %17 yassı, %83 uzun ürün şeklindedir. Bu dengesizliğin devletin 1980'li yıllarda verdiği teşviklerden kaynaklandığı dile getirildi. Bu dengesizliği gidermek üzere
Erdemir'in İsdemir'i yassı üreticisine dönüştürmek üzere projelerini başlattığına dikkat çekildi. Yürütülen projeler sonucunda
Erdemir'in İsdemir ile birlikte yassı ürün kapasitesinin 2007 yılında 7 milyon ton, 2010 yılı itibariyle de 10 milyon ton olması hedeflenmektedir.
Erdemir şu an da
Türkiye'deki yassı ihtiyacının %50'sini karşılayabilmektedir.
Erdemir ve İsdemir'den ayrı olarak konuşmacılar Kardemir'deki modernizasyon projelerine değinmişlerdir. 1 Nisan 1995'te özelleşen Kardemir'in 2004 yılındaki modernizasyon çalışmaları ile 2005 yılında 1 milyon ton sıvı çelik üretmesi beklenmektedir. Kardemir'de diğer üreticilerden farklı olarak katma-değerli ürünler üretilmesi planlamaktadır. Ayrıca tesisin, 400.000 ton kapasiteli yeni ray ve
profil projesi ile 72 metre uzunluğunda
profil üretebileceği belirtilmiştir. Kardemir'in ayrıca 500.000 ton kapasiteli
slab döküm tesisi projesi bulunmaktadır. Burada üretilen slablar,
Erdemir'e tedarik edilecektir.
Dünya çelik sektörü ile olarak ise
Çin'in sektöre olan etkileri dile getirilmiştir. 2004 yılında
Çin'de artan talebin bu yıl durgunlaştığı ve buna bağlı olarak Avrupalı üreticilerin
üretim kesintilerine giderken
Türkiye'nin kapasite artırımına gittiği vurgulanmıştır. Konuşmacılar,
Türkiye'nin bu şekilde bir politika izlemesinin ileriki yıllarda Avrupalı çelik devleri ile yarışabilmesi adına iyi bir gelişme olduğuna dikkat çektiler.
Dünyadaki ham
çelik üretimi 2004 yılında 1.1 milyar tonu bulmuş, bunun %30'unu ise
Çin karşılamıştır.
Hindistan'ın ise %3 olan payını bu yıl %10'a yükseltmesi beklenmektedir. Ayrıca son yıllarda dünyadaki çelik sektöründe konsolidasyonların dikkati çektiği ortaya atılmıştır.
Erdemir'le ilgili olarak ise şirketin yürüttüğü projelerden bahsedilmiş, ama asıl önemlisi
Erdemir'in özelleştirilmesi konusu her yönüyle masaya yatırılmıştır.
Erdemir'in,
Erdemir Maden aracılığıyla
Türkiye'deki demir rezervinin %70'ine sahip olduğu, 1.500 kuruluşa girdi sağladığı, kredi derecelendirme kuruluşu S&P'den BB- notu aldığı, 6 Sigma projesine katıldığı,
Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede çelik konstrüksiyonun önemini vurgulamak üzere Living-Steel projesine destek verdiği, bu yıl sonuna kadar 500.000 ton kapasiteli
levha tesisin açılışını gerçekleştireceği, yüksek kaliteli pelet üretmek üzere pelet tesisi kuracağı, Ereğli ve Zonguldak limanlarını tren-ferisi projesi ile birleştirdiği, yatırımlarını kendi finansmanları ile sağladığı, 28 milyon$'a satın aldığı Divhan'dan bu yıl 25 milyon$ kar elde etmeyi beklediği gibi
Erdemir'in ülke ekonomisine olan katkıları ve
Türkiye için önemi açısından birçok özelliğinden bahsedilmiştir.
Özelleştirme ile ilgili olarak ise konuşmacıların çoğu öncelikli olarak
Erdemir'in özelleşmesine anlam veremediklerini; ancak yine de özelleşecekse yerli yatırımcının almasından yana oldukları şeklinde
görüş bildirdiler.