Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), son günlerde inşaat demiri fiyatlarının yüksek olması ve üreticilerin maksatlı olarak kapasitelerini artırmadıkları yönündeki iddialar üzerine açıklama yaptı.
TÇÜD tarafından yapılan açıklamada, bu yılın ilk dört ayında inşaat sektöründeki duraklama sebebiyle demir-çelik üreticilerinin dış piyasalarda oluşan talep artışına bağlı olarak ihracata yöneldikleri, haziran ve sonraki aylarda ise iç piyasada oluşan taleplerin karşılanmasının öncelikli olduğu ve haziran ayından sonra inşaat demiri ihracatında miktar ve değer olarak görülen azalışın bu gelişmeyi açıkça gösterdiği belirtildi.
Diğer taraftan, fiyatların ithalat yolu ile düşürülebileceğini iddia eden bazı çevrelerin baskısıyla %30 seviyesindeki gümrük vergisinin 20 puan düşürülerek %10 seviyesine çekildiğini ifade eden TÇÜD, buna rağmen fiyatların düşmediğini söyledi. TÇÜD, fiyatların nasıl oluştuğunu doğru analiz etmeden, sadece gümrük vergilerinin düşürülmesi suretiyle fiyatların düşeceğini iddia etmenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını belirtti.
TÇÜD’e göre, en önemli girdilerden biri olan hurda fiyatları, bu yılın temmuz ayına kadar 250-280$/mt seviyelerinde seyrederken, son aylarda genel olarak 300-330$/mt aralığında gerçekleşti. Demir cevheri fiyatları ise son bir yıl içerisinde 49,25-92,55$/mt arasında değişim gösterdi ve son bir yıldaki deşiğim oranı %26,9 oldu. Bununla birlikte, 2016 yılı sonlarında 2.500$/mt olan grafit elektrot fiyatı 30.000$/mt seviyesine yükselirken, temininde de ciddi güçlüklerle karşılaşılmaya başlandı. Buna ek olarak, bütün çabalara rağmen döviz kurlarındaki artışlar ciddi seviyeleri gördü. ABD doları son dört ayda %12, avro %15,6 oranında artış gösterdi.
Sonuç olarak, bütün bu verilerin fiyata yansıması hesaba katılmadan yapılan değerlendirmelerin Türk çelik sektörüne ve Türkiye ekonomisine, ihracatına ve istihdamına zarar verdiğini söyleyen TÇÜD, küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmanın gerçekçi ve adil bir yaklaşım olmadığını vurguladı.