SteelOrbis tarafından 2011 yılından beri düzenlenen Piyasa Sohbetleri'nin bu yılki ilk ayağı 11 Şubat Salı günü Hilton İzmir'de 200 kişiden fazla katılımcıyla gerçekleşti. Türk çelik üreticilerinin yanı sıra beyaz eşya, makine sanayi, ticaret şirketleri ve distribütörlerin de katılım gösterdiği toplantıda, çelik fiyatlarını ve talebini etkileyen ekonomik durum, hammadde fiyatlarındaki değişimler ve kur dalgalanmaları ele alındı.
Moderatörlüğünü Mesut Özdöl'ün yaptığı toplantıda Mert Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Aytekin Öztaş, Çolakoğlu Metalurji A.Ş. Yassı Mamul Satış Müdürü Serdar Kilimci, Türk Yapısal Çelik Derneği Başkan Yardımcısı Yener Gür'eş ve SteelOrbis Piyasa Analisti Burçak Odabaşı konuşmacı olarak söz aldı.
Yapısal çelik sektörü 2014'te büyüme bekliyor
Toplantıda, dünya demir çelik sektörünün 2014 yılında %3,3 oranında büyüyeceği yönündeki öngörü değerlendirilirken, Türk çelik sektöründe büyümenin hem uzun hem de yassı çelik segmenti için belirsiz olduğu belirtildi.
Türk Yapısal Çelik Derneği Başkan Yardımcısı Yener Gür'eş, yapısal çelik sektörünün piyasa koşullarından daha geç etkilendiğini ifade ederek, "Yapısal çelik alanında 20.000 tonun üzerinde üretim yapan firmalarımızın önemli bir kısmı 2014 yılının son çeyreğine kadar dolu. Kontratlarını imzalamışlar ve işleri devam ediyor. Çelik sektöründe üretilen çeliğin sadece %5-7'si yapısal çelik olsa da, bu alanı iyi tutmakta gerçekten fayda var. Çelik sektörünün sıkıştığı zamanlarda yapısal çelik sektörü bir can simidi olabilir. Geçtiğimiz yıl iç piyasada yapısal çelik talebinde artış görüldü. Ayrıca piyasada çok söz edilmeyen, rüzgâr kuleleri yatırımları var. Türkiye'de 10 yıl içinde 4 milyar dolar civarında bir rüzgâr kulesi ihtiyacı olduğu hesaplandı. Bu miktar her yıl 400 milyon dolarlık bir talebe denk geliyor. Dolayısıyla biz %3-4'lük büyümenin yapısal çelik alanında gerçekleşebileceğini düşünüyoruz, çünkü talep var," dedi.
Vasıflı çelikte sınırlı ürün gamı ithalata mecbur bırakıyor
SteelOrbis Piyasa Sohbetleri Toplantısı'nda ele alınan bir diğer konu, vasıflı çelik piyasasında Türkiye'nin arz-talep dengesi oldu. Mert Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Aytekin Öztaş konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Türkiye'nin yıllık vasıflı çelik talebi 1,5 milyon ton, üretimi ise 800.000 ton civarında. Bu alanda Kardemir, Asil Çelik ve Özkan Demir Çelik yatırım yapıyor. İrili ufaklı firmalarla da beraber kapasiteler talebin yarısını karşılıyor, ama kesit bazında sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye'de 220 mm çapa kadar üretim yapılabiliyor. Bunun üzerindeki 1.000-1.300 mm çapa kadar olan talep ağırlıklı olarak İran, Rusya ve Çin'den karşılanıyor."
Türk üreticilerin kapasite fazlasına çözüm aranıyor
Toplantıda söz alan SteelOrbis Piyasa Analisti Burçak Odabaşı, Türkiye'nin yassı çelik üretimi için yatırımların arttığını, fakat kullanılmayan kapasite olduğunu belirtti. Bu noktada hükümetin belirli koruma önlemleri almasının faydalı olacağını ifade eden Odabaşı, "Yassı çelik yatırımlarımız arttı, ama kullanılmayan kapasite fazlası var ve ithalat devam ediyor. Her ne kadar rekabetçiliği savunsak da bu ithalata bir dur demek gerekiyor. Bugün Fas ve ABD Türkiye'ye antidamping soruşturması açabiliyorsa, biz neden kendi ekonomimizi korumayalım," dedi.
Çolakoğlu Metalurji A.Ş. Yassı Mamul Satış Müdürü Serdar Kilimci konuya ilişkin yaptığı açıklamada; "Avrupa'da yaşanan durgunluktan dolayı ülkemizden bölgeye yapılan ihracat hem yassı mamul yönünde hem boru profil yönünde düşüş kaydetti. Diğer yandan ABD'deki talep ve fiyat artışı dengeleri değiştirdi. Biz şartlara göre hurda alıp slab üretebildiğimiz gibi, slab ithal etme yoluna da gidebiliyoruz. Ama slab ağırlıklı olarak ABD'ye ihraç edilmeye başlandı. Bugün sıcak rulo sacın piyasası 560$ olurken, ABD'ye slab ihracatı 540$ üzerinden yapılıyor. Diğer yandan, Türkiye uzun ürünlerde de kapasite fazlası olduğu için yılda 5 milyon ton inşaat demiri ihraç etmek zorunda. 2014 yılında Türkiye'nin yassı mamul talebinin ise 14 milyon ton olması beklenirken, üretim 9 milyon tonlarda seyrediyor. Talep ithalatla birlikte ancak dengelenebiliyor. Devreye yeni girecek olan kapasiteleri dikkate alırsak, Türkiye yassı mamulde tükettiği kadarını üretir durumda olacak ve dengeyi ithalat bozacak. Bu durumda Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon ton ihracat yapması gerekecek ve bu rakam şu anda 2,5 milyon ton seviyelerinde. Dolayısıyla ihracat artışına devam edilecek, ithalatın ise iç piyasadan ikame edilmesi gerekiyor," şeklinde konuştu.
Yener Gür'eş ise, 1 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren yapı malzemeleri yönetmeliğini hatırlatarak, "Türk üreticilere inşaatta kullanılacak tüm malzemelerin CE işareti taşıma zorunluluğunu getirdi. Ama ithal ettiğimiz malzemeyi kontrol etmiyoruz. Bu belgeyi kendi üreticimizden alıyorsak ithal ettiklerimizde de aramalıyız," dedi.
Son olarak Mesut Özdöl toplantıyı bitirirken şu değerlendirmelerde bulundu: "Çelik sektöründe hava tamamen kapalı olmasa da bulutlu görülüyor. 2014 yılında otomobil satışlarının 600.000 adet seviyesinde olduğu ve azalan bu satış hacminin sektörde kırmızı alarm anlamına geldiği belirtiliyor. Beyaz eşya sektöründe de %20-25 daralma görünüyor. Yine de çelik sektörü değişkendir. Kötü şeyleri konuştuğumuz günlerle iyi şeyleri konuştuğumuz günlerin arası çok uzun değildir," dedi.
Konuşmaların ardından kokteyl ile sona eren SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısı önümüzdeki dönemde Bursa, Ankara ve İskenderun'daki yeni toplantılarla devam edecek.